şİİr(’) İn bUlUşmA nOktAsI-.01

Habibe Merih Atalay
498

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

şİİr(’) İn bUlUşmA nOktAsI-.01

Yaşamın tedavisi.. sürecime bakıyorum da,
Bu düzleme ne denli uzun meşakkatli çabalar sonucu çıkıldığına
(Ya da inildiğine mi demek doğrudur) :
Bir düzlemdeyim ama, bu kesin ya..

Hep durduğumuz aynı düzlemdi aslında..
Yer küre işte topu topu.

Hiç kimse uzağımda değil dışımda değil,
Olamaz da zaten.
Hepsinin içinde, hepsi;
İçimde başlayıp bitecek.

Belki bir göz kırpışı kadar kısa bir anda;
Belki sonsuzca uzayıp gidecek, ne fark eder?

Aslında gerçekten de en somut gerçek bu
Değil mi Sevgili Dostum?
“Senin için bir şey fark eder mi? ” diyen kimdi?
Rüzgâr mı, Uyku mu hangisi:

“Haydi gel altıncı daireye çıkıp karnımızı doyuralım” dediğinde,
Ötekinin de “Belki buluşuruz yedide yeniden,
O eski, sakin koyumuzda” dediği anın yavaş çekimini izliyorum
Anıt filmimde tekrar tekrar.

Bir kadın oturuyor başucumda, ben ona bakıyorum o bana.
Seneye ve ondan sonraki senelere uzanan bu bakışmalarımız,
Derin, upuzun bir ışık tüneli oluşturuyor ve (+) artık
Fark etmiyor ikimiz içinde:

Gelip geçmeye gönüllü ve hevesli
Yolcu ruhlarız, bedenlerden bedenlere.

2015 yılının 3. Ay’ ı, 8 mart günü, pazara denk geliyor..
Yani şimdi o günde olduğumuzu farz edelim,
Sabahın 9’ u ve evimin telefonu çalıyor..

Evde miyim?
Kim arıyor?
Ben mi arıyorum dışarıdan,
Ben mi aranıyorum?

Keyifli yürüyüşçüyümdür aslında
Koşmaksa, hem de maraton koşmak,
Ancak yarıştan sonra, evlerine dağılmışken herkes,
Bitiş çizgisine gelebilir, beni alkışlayan da ancak yine ben olabilir.

O uzun mesafeyi en uzun sürede tamamlama şampiyonu ruhum
Keyifle eve yöneltir bacakları.

Kendime anlatıyorum Sevgili Dostum,
Evet, yıllardır kendimi kendime anlatıyorum.
Buna ihtiyaç duymasam yazmazdım tabii.
Kendime ulaşmak en zor olanıydı diğerlerine ulaşmaktan.

Çok pahalı bir uğraşıydı
Dışarıyı içerden, en dip en loş;
Yüzeye en uzak yaşamdan,
En derininden seyretmek.

En uzun süreler kalarak oralarda,
Kopup gitmek güncellikten,
Maratondan da uzun süren,
Notalar ve çizelgelerle dolanıp

Bir su gibi akıp gitmek içten içe,
“65.000 madde, yüz binlerce anlam,
Örnekli tanımlar, yazım kuralları” içinden,
Çıt bile demeden

Kayıp geçivermek karanlığa
Görünmezleşmek…
Onca hayalin ardından, gerçekleşmeyen onca düşün
“Pek de zor olmadı benim için” diye düşünebilmek.

Gerçi pek de zor olmuyor geçişi ön hazırlık yapılınca
Öte tarafına yaşamın.

Yüzeyde güzel karşılamadıysa hayat,
Güzel akıtmadıysa damlaları,
Toplayamadıysan güzellikleri,
Güzel güzel biriktirip koruyamadıysan özleri,
Zerre zerre dağılıp durmaktansa her gün,
Esen rüzgârla savrulup Polenler gibi
Darmadağınık olmaktansa… Ah!

Ama artık fark etmiyor hiçbir farkı kalmadı burayla oranın.
Ha burası ha orası değişen bir şey yok.
Bir cesetten tek farkı düşünüyorum zaman zaman
Ayırt edemiyorum.

Konuşmanın dışında,
Km. (kilometre) yerine, Kw. (kilovat) ’lar,
Metreküpler kısacası
Aşklarımın en kalıcı örgenliği.

Hiç de yanlış “çok yaşa! ” olmadı değil mi sevgili dostum?

Şimdi nereden, kimi bulup buralara gelmesini sağlayacağız,
Kimin umurunda olurdu H.M.A. nın canının ne istediği?
Gözümün önünden geçip gittiler isimleri yazılı bir küçük yafta
Tam penislerinin üzerinde çıplak bedenleriyle.

Hiçbirine sen kal demek gelmedi içimden.
Evet sevgili dostum
Beni anlayan tek şey Sendin,
Şey.. yanii..

Tek.. şey.. işte
Sensin!

nokta (Şarkı 1)

Ordasın biliyorum, biliyorum ordasın.
Sesini duyuyorum,duyuyorum ordasın.
Yüzünü görüyorum, görüyorum ordasın.
Hüznünü seziyorum,seziyorum ordasın.
O r d a s ı n!

Gel, durma gel,bekletme Beni.
Sen yoksan Ben olurum deli.

Ordasınız biliyorum,
Biliyorum hep oradaydınız.

nokta tarihinin gölgesi

Bir sihirli an.
Pencerem canlandı gözümde.
Dışarısı karanlık içerisi aydınlık
Güpegündüz.. ve gölgesi büyüyor tarihin.

Sitemsiz bakabiliyor mu
Gençliğimin solmuş yüzü şimdiye
Asıl budur gerçeklik,
Gerisi fasafiso!

Ne kara nokta sırıtır ardından,
Ne bilinmez gülümseme donuklaşır önünde.
Biliyorum: penceremin içi hep aydınlık olacak.
Sağalttığım, damıtıp billurlaştırdığım günlerim
Kanatmayan tek tek güllerimdir toplayacaklarım…

Yaşamı Ben böyle seviyorum,
Yaşamda Beni böyle bastı bağrına,
Her gün sevgiyle.

Ne tatlı bir söyleyiştir kendiliğin gizi,
Ne de zorlamasız ele geçirtir kendini.
Özgürlüğüne bırakılmış bir doğa parçası,
Özgünleştikçe özgürleşir..

Ve işte, hayal dolu gerçek dünyamla başbaşayım!

Neydi hayalim?
Unutuyorum da sıksık hayal etmezsem.
Bir hayalim yok. Aslında

Ne de çabuk karar veriyorum.
Ne düşleyebilirim ki? Yani

Doğru. Ne düşleyebilirim!

Çığlık yükseliyor ama boğuyorum onu.
En zoru bu değil elbet.
En zoru çığlığın güzel bir müziğe dönüşmesi..
Haydi bir türkü daha tutturalım:

nokta (Şarkı 2)

Narindir narin Senin ince ellerin,
Dokunur sevdiceğin ince bellerin;
Ne sevdalar tüketti ince tellerin,
Gayri sık dokuma ince eleyip.

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 4.7.2009 21:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


'sEn vE bEn 2'yE 1' adında kitaplaştırmayı düşündüğüm ve 'le kuadrüpe - anakronik komedi' diye tanımladığım çalışmalarımın İkinci ayağı 'şİİr(') İn bUlUşmA nOktAsI' Üçüncü ayağını 'bUzlU sİslEr sIcAk bUhArlAr' oluşturuyor. Beni izlemeye devam edin!

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay