İnci Germenliler - ŞİİR DÜNYASINDA YAŞAM ...

İnci Germenliler
432

ŞİİR


39

TAKİPÇİ

“Her zaman şair ol, düz yazıda bile”.(C. Baudelarie)
ŞİİR öyle bir bilinmezdir ki şair ilham gelmeden, kalemi eline almadan ve şiirini yazmaya başlamadan önce, ne yazacağı hakkında kendisi bile hiçbir şey bilemez. Ne şiirin temasını ne de adını. Gönül pınarımızdan süzülen sevgi ve hüzün damlaları, dizelerde sel olur, akar gider mecrasına. Şiir gelirken bazen isminin elinden tutar bazen omuzlarının üzerine alır hatta bazen başına taç yapar da gelir. İlhamın ne zaman nerede ve ne şekilde geleceğini şair kendi bile kestiremez. Bazen aylarca semtinize uğramaz, bazen de sık sık ziyaret eder. Bir şiire başlayıp bitirene kadar, geçen zaman diliminde, şairle şiirinin arasında yaşananları kimse tahmin dahi edemez. Bu nedenle bazı şiirlerin dilini çözmemiz, manasını tam olarak yorumlamamız asla mümkün değildir, zira yorum yapılsa dahi her zaman yanılma payı mutlaka vardır.
Her harfin kendine has bir anlamı değeri vardır. Kelimeleri güldüren de ağlatan da harflerdir. Ünlü harflerle ünsüzler bir araya gelince bazen dans eder hatta halay bile çekerler. Harflerle yaşam arasındaki ilişkiyi göremeyen, harflerin ötesinde canlı ilişkiler olduğunu sezemeyenler için şiir yazmanın tek amacı kendisini avutmaktan başka bir şey değildir. Bazen yüreğimizdeki duyguları, içimizdeki binlerce sesi anlatmaya yirmi dokuz harf bile az gelir. Şair benliğiyle ruhuyla yazar her harfi her heceyi, eliyle kalemiyle değil. Elinden önce ruhu ulaşır kelimeye, kalemiyle alır yerleştirir şiire.
Şiir yazarken özgürleşen şair elinde kalemi, kağıdın başında bir başınadır ama asla yalnız değildir. Koskoca bir dünya vardır içinde. Gönül gözüyle görür, çoğaltır dünya nimetlerini yüreğinde. Şiirin kapısında bekler şair, yatar pusuya, ayak seslerinden tanır gelişini. Oltaya takılan şaşkın balıklarca çırpınır durur, dalamaz uykuya, şiiri bitirene değin.
Şiirle sorgular dünyayı, barışı, sevgiyi, aşkı, şiiri sorgular, hatta kendini sorgular. Şiirle oynar, kalıplarıyla, uyaklarıyla hesaplaşır. Heceleri, harfleri, sözlükleri silkeler, sonra birer birer itinayla toplar hepsini. Körelmiş kelimeleri biler iyice, şerarelerden parıldayan yıldız kümeleri yaratır, asar lacivert kadifeden geceye. Hecelere takılır şakayla karışık, kelimelere emir verir, sorguya çeker, yanıtlar bilgece. Şiiriyle sevişir adeta, olur yekpare. Gökyüzüne salar sözcükleri usulca, uçurur uçurtmalarca, bulutlardan yıldız yağdırır, yıldızlardan inciler. Türküler söyletir nehirlere, denizlere. Dikkatle seçer en güzelini yerleştirir dizelere. Şiirle dünyanın görünmeyen duvarlarını aşmak, ulaşmak ister ötesine. Kelimeler duvar, ötesi anlatım özgürlüğüdür. Zengin kafiye dilini uçurur, biçemini derinleştirir, şiirin özgürlüğünden sonsuz bir haz alır. Siz okurlar da bir solukta okur bu hazzı paylaşmanın mutluluğunu yaşarsınız.
Dünyaya her gün binlerce bebek gelir bir o kadar insan da ölür gider. Ama bunlardan pek azı arkasında ayak izi bırakır. Coşkun dalgaların, fırtınaların silemediği izler, yüreklere damgasını vurur. Bazı şiirler dünya durdukça durur.
Şair çağının tanığıdır derler, her ne kadar başkalarının ruhuyla yazmaya çalışsa da aslında kendi hüznünün birikimini neşeyle hemhal etmesini bilendir. Şiir çılgın bir ruhun bentlere sığdıramadığı anbean debisi yükselen duygu çağlayanıdır. Belleğimizde derin izler bırakan yürek adımlarıdır. Gönül imbiğimizden damıttığımız nadide damlaların dizelerde coşup yüreklerde taşmasıdır şiir. Dizelere halay çektiren, kelimelerin coşkusudur şiiri sevdiren.

Tamamını Oku