Şiir de kullanılan edebi sanatlar

Süleyman Karacabey
327

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Şiir de kullanılan edebi sanatlar

ŞİİRDE KULLANILAN EDEBİ SANATLAR
Değerli dostlar,Mensubu bulunduğumuz Türk Milletinin yüzde 65- 70 gibi büyük oranının şair ruhlu insanlardan oluşması nedeniyle neredeyse eli kalem tutan bir çok insanımızın şair olması gibi bir durum söz konusu olmasına rağmen icraat ettikleri sanatın inceliklerini bilmeden kara düzen diye tabir edeceğim alaylı olarak bilinen düzende bu sanatın püf noktalarını bilmeden yazmak gibi bir alışkanlığa da sahip oldukları gözden kaçmayacak bir gerçeklik arz ediyor.
Bu nedenle Edebiyat ve Şiir sanatı üzerine bilgi birikimleri bulunan kimselerim kendilerinde var olan bilgileri paylaşarak bu sanata gönül vermiş ancak bilgiden yoksun kimselere aktararak daha kuvvetli şiir yazmalarına yardımcı olmalarının gerektiği kanaatindeyim.Unutulmamalıdır ki; bilgi paylaşıldıkça güzeldir ve bilgi paylaşıldıkça gelecek nesillere kültür aktarımı sağlanacaktır.Bu nedenle sorumluluk hissine kapılarak bilgi dağarcımızdan bir katre siz değerli dostlarla paylaşmayı uygun gördüm.
Şiir, sözü etkili, çarpıcı, yoğun anlamlı ve güzel söyleme sanatıdır diye tabir edilmesine rağmen çok farklı tanımları yapılmakla birlikte ortak tanım şiirin güzel söz söyleme sanatı olduğudur. İnsanlar yüzyıllar boyunca kendi kültürleri ekseni içerisinde kullandıkları dili işleye işleye zenginleştirmişler, sözlü ifade imkânlarını genişletmişler ve iletişimi daha güzel sağlayacak bir araç konu¬muna getirmeye çalışmışlardır.Bu azim ve gayret aslında bir ulusun kendi folklorunu (Kültürünü) gelecek nesillere aktarma gayretinin de bir tezahürüdür aynı zamanda. Gelişim süreci içinde edebiyatçılar, dili kendine özgün yapısı içinde işleyerek tek bo¬yutluluktan, tek bir anlamın ya da şeklin karşılığı olmaktan çıkarıp, birden fazla an¬lamı karşılayabilecek hale getirmişlerdir.Buna dilin gelişimi dememiz doğru ifadedir.Hem dil, sade,yalın bir iletişim aracı ol¬maktan kurtulup çıkış sesindeki ahengi, anlamına getirilen derinlik, zenginlik, yoğun içerikli bir hal alması ve görüntü¬süyle çekici,cezp edici bir kompozisyon hâline sokulmuştur.Dil bilimcileri ve edebiyatçıları bu gayretlerinden dolayı daima taktir etmişimdir.
Edebî sanatlar, dilin gerçek ve sembolik her türlü anlamını karşılamak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ve çağrışım ilgileri kurmak, harf ve sözcüklerin şekil olarak görüntülerinden ve ses değerlerinden yararlanmak amacıyla üretilmiş söz söyleme sanatlarıdır diye tanımlanır.
Ayrıca edebî sanatlar, ince duyguların, keskin zekâların ve estetik duyarlığın ürünü olarak tezahür etmiştir.Türk edebiyatında ise en eski dönemlerden günümüze kadar, özellikle Klâsik (Divan) Türk edebiyatında edebî sanatlara büyük önem verilmiştir. Kullanılan bu sanatlara kısaca göz atacak olursak şu şekilde bir araya getirebiliriz.: 1.Anlam Sanatları, 2.Söz Sanatları 3.Mecazlar
Şimdi bu sanatlara göz atalım ve sözcük itibariyle ne anlamlara geliyor görelim. Aslında örneklemelerle daha iyi bir çalışma yapılabilirdi ancak her bir kategori kendi başına bir çalışmayı gerektirir.Bu nedenle ileriki günlerde her bir başlığı kendi alanı içerisinde edebiyattan şiir den örneklemelerle sizlere sunmayı uygun gördüm.
A-ANLAM SANATI
Anlam Sanatında, yazılan bir edebî metinde sözlerin gerçek anlamlarıyla ilgili sanatları yer alır
1-İham :özcük anlamı: Vehme düşürme. Terim anlamı: İki ve daha fazla anlamı olan bir sözcüğü tüm anlamlarıyla birlikte kullanma sanatıdır.
a) İham-ı Tenasüp: Sözün söylenmemiş anlamıyla mısra ya da beyitteki öteki sözcükler arasında anlam ilgisi kurulan ihamdır.
b) İham-ı Tezat: Birden fazla anlamı olan bir sözcüğünün mısra ya da beyit içinde söylenmeyen anla¬mıyla karşıt anlamı olan bir sözcük arasında ilgi kurularak yapılan iham sanatıdır.
2-Tevriye: Sözcük anlamı: Meramını gizlemek, bir şeyi örtmek, arkaya gizlemek. Terim anla¬mı: Birden fazla anlamı olan bir sözcüğün yakın anlamını vurgulayıp, uzak anlamını kastetmektir.
3-İstihdam: Sözcük anlamı: Kullanma, hizmete kabul etme. Terim anlamı: Bir sözcük veya deyi¬mi gerçek ve mecazlı anlamlarının tümünü kastederek, işaret ettiği anlamları ayrı ayrı kullanmak sanatıdır. Sözcüğün her anlamı için ayrı işaretler bulunmaktadır.
4-Tenasüp: Sözcük anlamı: Uyma, uygunluk, birbirini tutma, yakışma. Terim anlamı: İçki ve iç¬ki âlemi, peygamber ve mucizeleri, din ve ibadet, mitoloji, tarih ve mesnevi kahra¬manları, dil ve edebiyat, müzik, kimya, tabiat gibi belli bir konuyla ilgili olarak ara¬larında bazı bakımlardan ilgiler bulunan birden fazla sözcük, terim veya deyimi mısra ya da beyit içinde bir arada kullanmaktır.
5-Leff ü Neşr: Sözcük anlamı: Dürüp sarma ve yayıp dağıtma, toplama ve yayma. Terim anlamı: Beyit içerisinde birinci mısrada bulunan birden fazla unsurla ikinci mısrada benzer¬lik ya da karşıtlık kurmaktır.
6-Tecahül-i Arif: Arif “bilen”, tecahül “cahil gibi, bilmez gibi görünme” demektir. Terim anlamı, kişinin bir durumu, gerçeği bildiği hâlde, nükte yaparak bilmezlikten gelmesi, bilmiyormuş gibi davranmasıdır.Bilip te bilmeme sanatı diye de tanımlanır.
7-Hüsn-i Talil: Sözcük anlamı: Güzel yorumlamak, güzel bir sebebe bağlamak. Terim anlamı: Ger¬çek bir olayın meydana gelişini, gerçek sebepleriyle değil de söze güzellik katmak için, şairin kendince bulduğu hayalî nitelikli güzel bir sebebe bağlamasıdır.
8-Sihr-i Helâl: Sözcük anlamı: Helâl olan büyücülük. Terim anlamı: Bir beytin birinci mısraının sonunda yer alan bir sözcük ya da sözcük grubunun, hem birinci mısraın sonuna hem de ikinci mısraın başına getirildiğinde anlamlı olacak şekilde kullanılmasıdır.
9-Mübalağa (Abartma) : Sözcük anlamı: Abartma, aşırı büyütme. Terim anlamı: Bir durumu, özelliği olduğundan ya çok fazla ya çok az göstermek, bir olayı olamayacak şekilde zarif ve nük¬teli bir şekilde abartarak anlatma.
10-Tezat (Karşıtlık) : Sözcük anlamı: Birbirine zıt olma, karşıt olma. Terim anlamı: Birbirine zıt özellikle¬rin, duygu, düşünce ve hayallerin bir arada söylenmesidir.
11- İstidrak: Sözcük anlamı: Yetişme, erişme, nail olmadır. Terim anlamı: Birisini övüyormuş gi¬bi yapıp yermek, yeriyormuş gibi yapıp övmektir.
12-Tekrir: Sözcük anlamı: Tekrarlama. Terim anlamı: Anlamı güçlendirmek için aynı sözcük veya sözcük gruplarını tekrarlamaktır.
13-Nidâ: Sözcük anlamı: Çağırma, bağırma, seslenme. Terim anlamı: Şairin aşırı bir şekilde heyecanlanması ve duygulanması sonucunda”‘ey”, “hey”, “eyvah” gibi ünlemlerle seslenmesidir.
14-İstifham: Sözcük anlamı: Sorma. Terim anlamı: Yanıt alma amacı gütmeden sözün anlamını güçlendirmek için soru sormadır.
15-Rücu: Sözcük anlamı: Dönme, geri dönme. Terim anlamı: Söylenen bir sözden vazgeçer gibi yapıp, ondan daha güzel ve güçlü bir düşünceyi ifade etmektir.
16-Tefrik: Sözcük anlamı: Ayırma. Terim anlamı: İki unsurdan birinin üstünlüğünü vurgula¬mak için, aralarındaki farkları belirtmektir.
17-Kat: Sözcük anlamı: Kesme, kesilme, biçme. Terim anlamı: Sözü, ifadeyi tamamlanma¬dan bir noktada kesme. Bunun sonunun, arkasının okuyucu tarafından getirilmesi ya da söylenmese de anlaşılması beklenir. Geri kalan kısmın söylenmemesinin, sözün etkisini artıracağı için söylenmesinden daha iyi olacağı düşünülür.
18-Terdit: Sözcük anlamı: Reddetme, geri çevirme. Terim anlamı: Sözün, muhatabı önce me¬rakta bırakıp, sonunun ne olacağını hissettirmeden sürdürüp, daha sonra hiç umul¬mayan çarpıcı bir sonla noktalanmasıdır.
19-İltifat: Sözcük anlamı: Dönüp bakma, dikkat, hatır sorma, sözü başka bir kişiye çevirme. Terim anlamı: Bir konu devam ederken, anîden bir duygunun ortaya çıkışıyla sö¬zün muhatabının değişmesi.
20-Telmih (Anıştırma) : Sözcük anlamı: Söz sırasında kastedilen bir şeyi imalı olarak belirtme, açık söyleme¬me. Terim anlamı: Herkesin bildiği geçmiş önemli olaylara, meşhur kimselere, hikâyelere, efsanelere, inançlara, atasözlerine, ayet ve hadislere doğrudan doğruya değil, dolaylı olarak değinmek, işaret etmektir.
21-İrsal-i Mesel: Sözcük anlamı: Atasözü getirme. Terim anlamı: Konuyu pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da atasözü değerini taşıyan bir ifade kullanmak.
22-İktibas: Sözcük anlamı: Ödünç alma. Terim anlamı: Konuyu ve anlamı pekiştirmek için ayet, hadis ya da bunlardan birer parça almaktır.
B-SÖZ SANATLARI
Bu bölümde yer alan edebî sanatlarda sözlerin, sözcüklerin anlamından çok şekil yapıları, yazılışları, söylenişleri dikkate alınır; bu unsurlara dayalı olarak sanat ya¬pılır. Bunların başlıcaları on bir alt başlıkta toplanır:
1. Cinas:
Sözcük anlamı: Münasebet, benzeyiş, farklı anlamla yorumlanabilen söz. Terim an¬lamı: Yazılış şekilleri ve söylenişleri (telâffuzları) aynı, ama anlamları farklı olan iki sözcüğü bir arada kullanmaktır. Cinas sanatı yedi ayrı şekilde yapılır.
a. Cinas-ı Tam (Tam Cinas) : Yazılış ve söylenişleri aynı, anlamları ayrı iki sözcük ile yapılan cinas.
b. Cinas-ı Mürekkep: Cinaslı sözlerden birinin iki ayrı sözcük hâlinde yazılmasıdır
c. Cinas-ı Muharref: Arap harfleriyle yazılışları aynı, söylenişleri, telâffuzları farklı olan sözcüklerle ya¬pılan cinastır ki aruz da ve divan edebiyatında kullanılır.
d. Cinas-ı Nakıs: Cinaslı sözcüklerden birinde fazladan bir harf bulunan cinas.
e. Cinâs-ı Lâhık: Birbiriyle cinas yapılan sözcüklerde bir harfin farklı olduğu cinas.
f. Cinas-ı Mükerrer: Birbiriyle cinas yapılan sözcüklerden birinin, öteki sözcüğün son hecesiyle ses ve yazılış yönünden aynı olmasıdır.

2-Kalp:
Sözcük anlamı: Değiştirme. Terim anlamı: Bir sözcükteki harflerin yerlerini değiştirmek suretiyle yapılan sanattır.
3-İştikak:
Sözcük anlamı: Türeme, türetme. Terim anlamı: Aynı kökten türeyen birden fazla sözcüğü bir arada kullanmaktır.
4. Akis (Yansıtma) :
Sözcük anlamı: Geri dönme, yansıma.Terim anlamı: Bir mısra içinde anlamlı bir ifa¬denin ters çevrilip, yine anlamlı bir ifadeye dönüştürülerek yerleştirilmesiyle yapılan sanattır.
5. İade:
Sözcük anlamı: Geri gönderme, geri çevirme. Terim anlamı: Şiirin her beytinin son sözcüğünü sonraki beytin ilk sözcüğü olarak kullanmaktır.
6. Tarsî:
Beytin her iki mısraındaki sözcükleri harf sayısı, vezin ve kafiye bakımından birbiri¬ne denk getirmeye denir.
7. Akrostiş:
Her mısraın ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okununca bir ismin çıkacağı şekilde yazılmış şiire denir.Günümüzde halen çok kullanılmaktadır.
8-Lep (Leb) - Değmez (Dudak Değmez) :
İçinde ‘b,p,f,m,v’ gibi dudak ünsüzleri bulunmayan sözcüklerle yazılan şiire denir.Halk aşıkları genelde atışma tarzında yaşatmaktadırlar.
C-MECAZLAR
Mecaz, yol, geçecek yer, gerçeğin zıddı gibi anlamlara gelir. Terim olarak ise sö¬zün, sözcüğün asıl anlamıyla değil, benzerlikler kurma yoluyla başka anlamlarda kullanılmasıdır.
Kaç tür mecaz vardır?
Mecazlar başlıca altı alt bölüme ayrılır maddeler halinde sözcük anlamlarına bakalım:
1-Benzetme (Teşbih) :
Sözcük anlamı: Benzetme.Terim anlamı: Aralarında bazı özellikleri açısından ilgi kurulabilen iki unsurdan benzerlik bakımından güçsüz olanı güçlü niteliklere ve özelliklere sahip olan diğer unsura benzetmektir. Benzetme (teşbih) sanatı dört ben¬zetme unsurundan oluşur.
Benzetilen: Aralarında benzerlik kurulan unsurlardan özelliği ve niteliği bakımından zayıf olun unsur.
Kendisine benzetilen: Benzerlik kurulan unsurlardan nitelik ve özelliği bakımından üstün, güçlü olduğu için kendisine benzetme yapılan unsur.
Benzetme yönü: Benzerlik kurulan unsurlar arasındaki benzeşme ilgisi ve yönü¬dür.
Benzetme edatı: Unsurlar arasında benzerlik ilgisi kuran edat ya da edat görevini yüklenmiş sözcükler, ekler. Bunların başlıcaları şunlardır: gibi, bigi, tek, andırır, ben¬zer, niteki, nitekim, sanki, çü, çün, mânend, gûyâ, gûne, gûnâ, sıfat, misâl, misl, kadar, -veş, -âsâ, -vâr, âdetâ, nisbet, meğer ki, tıpkı.
Bu dört unsurundan birinin ya da birkaçının yer alıp almamasına göre benzetme üçe ayrılır:
a. Ayrıntılı Benzetme: Her dört unsurun da bulunduğu benzetme.
b. Kısaltılmış Benzetme:Teşbihin dört unsurundan benzetme yönünün söylenmediği benzetme.
c. Pekiştirilmiş Benzetme: Benzetme edatına yer verilmeyen benzetme
d. Uz Benzetme (Teşbih-i Beliğ) :Yalnız benzetilen ve kendisine benzetilen unsurlarıyla yapılan, benzetme edatı ve benzetme yönüne yer verilmeyen benzetme.
e. Yaygın Benzetme:Benzetilenle kendisine benzetilen arasındaki birden fazla özelliğin anlatıldığı ben¬zetme. Benzetilen ile kendisine benzetilen arasındaki benzerlikler aktarıldıktan sonra, temel benzerlik unsuru belirtilir.
2. İğretileme (İstiare) :
Sözcük anlamı: Ödünç, iğreti alma. Terim anlamı: Bir sözcüğün anlamını geçici ola¬rak başka bir sözcük hakkında kullanma. Bir şeyi gerçek anlamının dışında bazı ba¬kımlardan benzerlik kurulan başka bir şeyin ismiyle belirtmektir. İstiarede söz, ken¬di gerçek anlamının dışında kullanılır ve benzetme amacı güdülür. İstiare sanatı, benzetilen ile kendisine benzetilen unsurlarından sadece birinin belirtilmesiyle ya¬pılır ve ikiye ayrılır:
a.Açık İğretileme (Açık İstiare) :Kendisine benzetilen unsuruyla yapılan iğretileme.
b. Kapalı İğretileme (Kapalı İstiare) :Sadece benzetilen unsuruyla yapılan iğretileme.

3. Mecaz-ı Mürsel:
Bir sözü, gerçek anlamından başka bir anlamda ve benzetme amacı gözetmeden kullanma. Bu sanatta sözün kendi gerçek anlamının dışında olmasına ve gerçek an¬lamının düşünülmesine engel bir şey bulunmasına dikkat edilir. Mecâz-ı mürsel sanatı genellikle şu yollarla yapılır: Parça belirtilerek bütün, bütün belirtilerek par¬ça; durum söylenerek yer, yer belirtilerek durum; sebep söylenerek sebep olan şey, sebep olan şey belirtilerek sebep; genel vurgulanarak özel, özel vurgulanarak genel kastedilir.
4. Kinaye
Asıl maksadı dolaylı va kapalı bir şekilde ifade eden söze denir. Sözün gerçek anla¬mı kastedilmiş olabilir; ancak asıl amaç mecazlı anlamı vermektir. Söz hem gerçek hem de mecazî anlamıyla birlikte kullanılır. Türkçedeki deyimler genellikle kinaye¬li sözlerdir.

5. Tariz
Sözcük anlamı: Dokundurma, dokunaklı söz söyleme, sataşma, ilişme, taşlama. Te¬rim anlamı ise: Sözün gerçek ya da mecazlı anlamıyla kullanılmayıp, tamamen bunla¬rın zıddı bir anlamın kastedilmesidir. Amaç, sözü ters anlamıyla kullanmaktır. Bu sanat iğnelemek, alaya almak ve taşlamak için kullanılır.
6. Kişileştirme (Teşhis ve İntak)
Teşhis “kişileştirme”, intak “konuşturma” demektir. İnsanın dışındaki canlıları, hayvanları, bitkileri ve cansız varlıkları insan gibi düşündürüp konuşturmaya, in¬san gibi davrandırmaya, kişileştirme ya da teşhis ve intak sanatı denir. Bu sanata en çok masallarda, özellikle hayvan masallarında rastlanır.
Değerli dostlar,Netice itibariyle Etkili, güzel söz söyleme sanatı olan edebiyatta, dilin gerçek ve sembolik anlamlarına başvur¬mak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ilgisi kurmak yoluyla yapılan sanatların büyük bir yeri vardır. Bu sanatlara “edebî sanatlar” adı verilir.
İnce duyguların, estetik duyarlığın ürünü olan edebî sanatlar,Türk edebiyatında geniş yer tutar. Özellikle Klâsik (Divan) Türk edebiyatında bu sanatlara büyük önem verilir.
Edebî sanatlar mecazlar, anlam sanatları ve söz sanatları olmak üzere üç kümede ele alınabilir. Benzetme, iğretileme, mecaz-ı mürsel, kinaye, tariz, kişileştirme mecazlara; iham, tevriye, tenasüp, tecahül-i arif, hüsn-i talil, mübalâğa, tezat, tehmih, iktibas anlam sanatlarına; cinas, kalp, akrostiş ve lep değmez söz sanatlarına giren belli başlı edebî sanatlardır.
----------------------------
Yararlanılan kaynaklar.
Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ankara, Akçağ Kitabevi, 1995
Yard. Doç. Dr. Nurullah ÇETİN
Külekçi, Numan; Açıklamalar ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Ankara, Akçağ Kitabevi, Şubat 1995.
Dr. Ali Nihat, Edebî Sanatlara Dair, İstanbul, İnkılâp Kitaphanesi, 1933.

Süleyman Karacabey
Kayıt Tarihi : 23.9.2008 21:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Boğaz Esintisi Grubu
    Boğaz Esintisi Grubu

    teşekkürler emeğinize...bu yazınızı ben grup tartışma odasına almak isterim müsade ederseniz...papatyalar yüreğinize

    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Teşekkürler emeğinize....Ne kadar çok bilmediğim var diye düşündüm..))

    Cevap Yaz
  • Halil İbrahim Özdemir
    Halil İbrahim Özdemir

    İyi ki yazmışsınız. birilerine gerekiyor

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Süleyman Karacabey