Gördüm onun topla nasıl oynadığını,
Ve de izledim çelimsiz ruhunun,
Bir yumak olup keşfetmesini,
Dünyanın dört bir bucağını,
Ve de evrenin kıpkızıl kucağını.
Gitti bir gün, sessiz sedasız,
Aşıp ufukları birkaç adımla
Keyifli keyifli, uzaklaştın umarsız
Yakarak kalbimi anılarınla.
Gittin, beş parasız,
Sırtında eskilerden kalma bir ceket
Başın öne düşmüş ve dilinde bir türkü.
Ama biliyorum döneceksin,
Kalbindeki o masum yarayla.
Huzurluyum artık,
Sessizliğinle yoğurduğum gün ışığı
Vuruyor yüzüme.
Hatırlıyorum, muhabbet ediyorken sessizliğinle;
Kardeşliğimizin sesi yankılanıyor zihnimde.
Sen göremediğim gözlersin şimdi.
Sevginin nefret ile karışmış halisin,
Sen dünyanın en yüksek dağlarına taç yapılmış,
Sapasağlam bir kale ama aynı zamanda
En alçak ovalarda yüzüstü bırakılmış,
Damsız bir kulübesin.
Seç kardeşim:
Kral da sensin köle de sensin.
Kayıt Tarihi : 21.5.2012 14:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!