Her kazdıkça geceyi şafağı bulmak için
Yüreğim kor ateşte yanıyor için için
Zifiri kör karanlık güneşimi saklıyor
Bir gardiyan misali gündüzü yasaklıyor
Umudumda gözyaşı, ruhumda onmaz yara
Bahtım kadar uzağım tüm körpe sabahlara
Düşlerim yalınayak, yüzümde ay sönüyor
Dünya bir martı gibi başucumda dönüyor
Hüzünler demleniyor kısık mum alevinde
Gülüşüm nemleniyor biçare can evimde
Gökyüzü feryadımın ayazında üşüyor
Yıldızlar koşup koşup kirpiğimden düşüyor
Sandallar terk ediyor sevda denizlerini
Kuytularda bırakıp en saklı gizlerini
Mevsimler buruk şimdi, pus tuttu gönül dağım
Yalnızlığın koynunda asırlardır tutsağım
İçimdeki çocuğu artık avutmuyorum
Saçını okşamıyor elini tutmuyorum
Ağladıkça ağlasın, kanadıkça kanasın
Bırakıp gitmeseydin, sen ki şiir anasın
Duvarda bir resmin var bu aşktan tek yadigâr
Dudağın gül bahçesi, saçların hırçın rüzgâr
Bana bakıyor sanki o manalı gözlerin
Bakışın kahrım kadar, hüsranım kadar derin
Hasretin çekilmiyor, yokluğun perişanlık
Mutsuzluğum ebedi, tebessümüm bir anlık.
Ne gündüzden haber var, ne güneşten merhaba
Gel bitir ayrılığı bu aşk olmasın heba
Ne gündüzden haber var, ne güneşten merhaba
Kır gurur zincirini, bu aşk olmasın heba.
Şiirlerimin Annesine armağanımdır.
S.U.
27.05.2011
Serkan UçarKayıt Tarihi : 31.5.2011 13:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!