Şiir bir barış sığınağı değildir
Şiir yırtıcı gücü savaşın.
Onun da taktikleri vardır, kendince oyunları.
Savaş savaş olmalı.
Şair bir asker.
Ve haklıysa,
hakkıdır her şeyi denemek de
dalarken duman ve ateşin ortasına.
Geride o gizlice sürünen fareler
nasıl bilebilir kaç adamın
çarpıştığını ateş altında?
Titreşen fareler
cepheden o güvenli uzaklıkta.
Onlar için,
-o fareler ah-
göstermelik bir tavırdır cesaret olsa olsa.
Ve hepsi hepsi ihanettir
savaş yöntemleri de..
Nedir işleri peki hainin
kendini yüceltmek için
onun mertebesine
damgalamak kahramanı ‘hain’ diye.
Şair dediğin
Kutuzov gibi olmalı
apaçık görünmeli yerine.
O, geri çekilir kimi
tam ilerlemeye.
Bitkindir,
bir kuyudaki suyun yarısını tüketir.
Uyumak ister elbette.
Ama bir başkumandanın gözleri,
iç benliğidir ona kumanda eden
hep bir yükseklikten
görmek için ilerisini.
Onun güçlü elleri
saatine ayarlıdır topların
yük trenlerinin
bayrakların.
Ki onlar
düşünüyor sansınlar sağdaki süvarilerini.
Oysa o soldakilerin şafaktan beri
hücum borusunu beklediklerini bilir,
Ormanın gerisinde
burun delikleri titreyerek
ateşe hazır.
Şairin savaşı
ne zaferin şanı,
ne rütbe, ne emirler adınadır.
Varsın olsun ona sağdan soldan
kara çalanlar!
Küçülür yalancılar onun bakışlarıyla.
Sadedim odur – bir şair…
şair can verdiğinde,
ölümünde bile, evet
korkudan titretir.
Silahlarını indirmemiştir çünkü öldüğünde-
gazabı bakışlarında öylece kalır
korkarlar gözlerini gagalamaktan.
ve o hep aynı savaşçıdır,
öldüğünde de
öldüğünde de
yılgıdır düşmanın içinde.
(1962)
Yevgeni YevtuşenkoKayıt Tarihi : 11.6.2015 14:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!