Senin pismanlığın
Benim inadımın erimez karlarıdır artık.
Devrilmez bedenim,
Dik yürüyüşümün arkasından rüzgar sert essede,
Sırra kadem bassanda
Hışımla geçmem artık senin şehirlerinden,
Teselli vereni boldur yokluğumun ulumalarında,
Ancak dilleri çalışır duymayacağımdan emin olduklarında,
Terazi başrole geçmiştir
Dost kimliğiyle gelenlerin alkışı ot gibi yeşermiştir.
Cenneti getirdiler sanırsın.
Sırtını sıvazlayan boldur,
Halaya kaldıran çoktur,
En çokta doğru ve felsefi cümleler kuranların gösterdiği yol boktur!
Tecrübelerini anlatırlar doğruymuş gibi anlatırlar
İşledikleri günahı senin masumluğuna madalyon yapar günah çıkarırlar,
Unutmuşlardır mazilerindeki onda bunda şundadırı.
Mavi boncuğun miras gibi ondan ona kaydığını
Şimdi böbürlenerek tecrübe kisvesiyle şırıngalarlar,
Üstüne örttüğüm zırhı ancak böyle bozabiliyorlar
Bunlar büyücü olmasalar da, ürkütücü olabiliyorlar
Adımdaki seni koruyan kudreti
Sana canavar resmi kadar kasvetli çizebiliyorlar,
Sırtıma çizilen
Mürekkebi sen tarafından tedarik edilmiş dövmelerden sonra
Hala da benden becerikli olmamı bekliyorlar.
Başaramadım ilkkez
Seni dünya düzeninden koruduğum küvezini kırdım
Hokus pokusla seni sakladığım cam fanusundan insan içine bıraktım,
Çok büyük sihirbazım
Seni insanlardan sakladım,
Abra kadabra diyince sol göğsümde hakladım.
Kayıt Tarihi : 6.4.2011 12:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!