Yazamıyorum…
İçimden gelmiyor yalan sevdalara nameler döktürmeyi
Oysa ki
Ne telaşlı, ne utangaç günlerimiz vardı
İçimden gelmiyor
Kapkara düşleri, masmavi düşlerle örtüştürmeyi
Bir Melek arıyorum
İpek gibi saçlarını mutluluğa savuran
Riyakâr dünyaya meydan okurcasına şevkatle bakan
Mihenk taşı olmalı yüreğinin
Ellerini kopmamacasına kenetlemeli ruhuna
acı dolu bir geçmişi yaşarsın
geriye bakmaya utanır
bu ben miyim? dersin
yaşlı gözlerle bakarsın
gitti artık gelmez,
deli gibi seven ben miyim? dersin
Sen gittin ya güzelim
Baş bostan gül açmış neyleyim?
Bir bahar esmiş ki dört yandan
Mutluluk göğe ermiş neyleyim?
Sabahın seheri gecenin kasveti,
senden sonrasını bilir misin?
hiç düşündün mü
yokluğunun yıkıntılarıyla savaşmayı?
boşlukta geçirdiğin günlerin hesabını karıştırmayı?
gözleri ne renkti, teni ne kadar yumuşaktı
.........................diye hatırlamayı becerememeyi?
Şimdi bir yağmur yağar
Hüznüm ellerinden boşalır gider
Sen güldükçe gözlerinden
Ruhumun ızdırabı silinir gider.
Bir vakit ki güneş gül yüzünü açmış,
Irmaklar kurudu sen gidince,
Şimdi susuz çöller gibiyim...
Dağların yeşili, kuşların cıvıltısı yok artık,
Dört duvarlı çatısız bir harabe gibiyim...
Söz vermiştin oysa,
Yürekli bir dağ türküsü kadar
Heybetliydi bizim şarkımız
Kurşunlarsıkılırdı kaya diplerinden
Ne yazık! Umutsuzdu bizim davamız
Bazı bazı yayla kokardı tenin saklanırdın
Utangaçtı bizim aşkımız
Ben sende unuttum kendimi
Bir bakışına bedel olsun diye vermiştim hatırlarsan
Delice bir sevdanın hatırına
Kahrolası yalnızlığıma dost olasın diye…
Sense
Liyakatini bile göstermeden
yapılmamış birkaç iş kalmıştır geride:
sevgiliye söylenmemiş sözler gibi
yaradana gönül rahatlığıyla gitmek gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!