Uzun süredir değmediğiniz şeye, yeniden değdiğiniz andır.
Eski neşenize ve nefesinize kavuşmanın verdiği haz anıdır sizi uyandıran. Bu haz ki yeniden doğmak gibidir... “O gün”, evet “O gün” erinçle kalkmak, bütün perdeleri aralamak, açtığınız bütün pencerelerden gördüğünüz manzaranın farklı bir açısını yakaladığınız canhıraş an... Çokça mevsim geçmiştir tabiatın üzerinden, üzerinizden ne çok mevsim… Ve ilginçtir; göğsünüze soktuğunuz şeyin, sarsarak gözünüzü ve ruhunuzu uyandırma halidir.
Bir zaman yaşadığınız, ölüm halinde olmanın huzuru değildir. Bu biraz da uyanmış olmanın huzurudur artık. Başka tarifi olsa, ki yok... Uyanmak, evet olanca uyumuşluğunuzla silkinmek, emekleye sendeleye dimdik dikilmektir…
Zaman; o devasa zaman, uyutmuşsa hesapsız akrebiyle sizi... Demek zehri akıtmasının da sırası "O an”dır.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Gönlün aradığı sığınılacak kara! ... Sevdadır
Ama darmadağın eden bir karaysa ki en sarsıcı olan da budur. Uyanmanızla sevda kaybolur kara kapkara bir düş-karaya açarsınız gözlerinizi.
Bu arada ruh kulaçlarınızın belki çokça yorgun ama bir o kadar da güçlü olduğunu anlarsanız. Aydan parlak güneşten yalım uykuluyken üstelik…
O zamana değin...yine Uyuyun!
Ayşe Keskin
emellerinize ulaşmanız. arzularınızın gerçek olması dileğiyle. cumanız mubarek olsun. hayatınız mutlu ve kutlu olsun yolunuz ve bahtınız açık olsun ..paylaştığınız için teş ederim hemşehrim.yıldızlı 10 puan
http://www.fotografdefteri.com/16091/
Işınlandı.
Paylaşım için teşekkürler.
'Ruh kulaçları'nı çok sevdim Ayşe. Bunun üzerine bir şiir yazmalısın...
'Kara' ne olursa olsun:))
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta