sığaya ramak kala
güneşin şavkı
bir yanda
batık kentinki arkamda
deniz kestanesinin mor
dikenleri arasında
öptüm yetmedi
dişledim kesmedi
şavkıyla batık kentiyle zehirli dikeniyle
gerdanından
memelerinin arasından
göbeğine mendereslerle süzülen
--------ter
ve buharı
gitmedi
…………………
uyluk kemiğimden
kıl kümelerinde
mola vere vere yuvarlanıyor alyuvarlar-akyuvarlar
plazmasız
çekirdek….
namlunun yivlerinde başı dönen femi
ateşle öpen mermi
peşimde
arzın merkezine topuğumun her düşüşünde
sıçrıyor baldırlarıma kadar
--------kan
bir pezevenk takılıyor aklıma
kisvesi insan
siliniyor batık kentin şavkı
tan ağarımı
şizofren huzmeler bekliyorum
güneşten her adımda
ve
birkaçı göğsüme saplansın
istiyorum
kan gölü iki numara büyük potinlerim
çekirdek ardımda
şizofren huzmeler bekliyorum
göğsüme
ürpermiyorum
birazdan alacakaranlık
ve sabah olacak
söğüş beynime limon sıkan pezevenk
gülüyor hala
gülümsüyorum
İbrahim DurmuşKayıt Tarihi : 29.4.2007 00:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yaygın olmadığı düşünülen bazı sözcüklere açıklamalar: SIĞA: kapasite, burada dayanabilme sınırı, ayrıca, yine burada SİA=SİĞA yerini de aldı -ki buda, astronomik kavram olarak gökcisminin merkezinin ufuk düzleminde olduğu sırada paralelle, yönünde oluşan küçük açıdır- her iki sözcük için de aynı sonuca varan anlatımı söz konusu ettik. iyi-kötü, başlangıç-son savaşım-yılgı RAMAK: ancak nefes almaya yetecek kadar azalmış güç. soluk alıp-verecek kdar kısalmış zaman ŞAVK: ışık. ışığın belirtisi. yerkürede görünmeyen aydınlık bölgenin gökyüzüne doğru özellikle bulutlarda görülen zayıf yansıması MENDERES: akarsuların vadilerde *S* şeklinde kıvrılarak aktığı kısımlar PLAZMA: işe yarar elemanları içinde taşıyan, genelde nört, ortam/sıvı. YİV: ince çizik çeklinde helezoni oyuk/yol/çukur FEM: silahın ağzı, namlunun ucu. PEZEVENK: çıkarı için namus satan KİSVE: görünüm POTİN: bağcıklı-yarım konçlu ayakkabı
TÜM YORUMLAR (4)