Malın mı mülkün mü var, sokar seni belâya.
Musallat oluyorlar her ekili, dikili tarlaya.
Doğrudur, su uyur düşman uyumaz derler ya.
‘İşte bunlar nefislerine ziyan ve yazık edenler’.
Domuz sürüleri dokunmuyor tek bir tütüne.
Umursamıyorlar bakmıyorlar bile semtine.
Kibrit suyunu döker geriki mahsulün köküne.
Şifası ölümdür,ciğerlere bir kez oturdu mu.
Kırdı ezdi mi o mahsulden hayır gelmez.
Tütünün tarlasına hınzır dahi asla girmez.
Merhametin varsa,o mereti içmeye değmez.
Bir gün ağlatıp kafanı vurdurur taştan taşa.
Hastaneler mezarlıklar, ah! bir dile gelse.
Arı dahi tütün yaprağına konmaz, ah bilse.
Emziren kadının sütüne karışıp geçerse.
Bulantılar başlar kalb yavaşlar, dumanından.
Açmış göğsünü derin derin, keyifle çekiyor.
Metrelerce ötede, saklı zehirin kokusu geliyor
Yak bir daha diyor, cami kapısında söndürüyor.
Üfle dur, bir gün pişman olur, ah vah edersin.
Brüksel / 2000
Ali Kılıç KakizKayıt Tarihi : 19.3.2005 22:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!