Bu şehir aslında eskiden
Birkaç kavramla anlatılırdı
Aşağı Oba (Mustafalı)
Yukarı Oba (Karamustafalı)
Eseli (İsalı)
Mahmutlu
Güçcük Mahmutlu
Muhacirler
Aydınlılar (Yörük)
Tabii şimdi değişti
İpini gıran geldi
Kürt, ermeni, yezidi, kıpti
Arap Suriyeli dahil
Az ama var
Bizim büyük dedemize
Mustafa Ağa diyorlar
Herkes onu abdest için
Çemrediği kolları ile hatırlarmış
O zamanlar
Turunçgili, sıkmalık portakalı
Erzin'e ilk getirenlerden biri
Aslında kocaman bir aşiret ama
Bizim oturduğumuz caddeye
Hacı Bâli diyor
Fakılar'da oturanlar
Hacı Beyli demek yani
İşte kendi muhitimizde
Her zamanki gibi gezerken
Bir ihtiyar peydah oldu caddede
Bayağı ölümcül bir yaşta
Hemen ev meşgalesini sonlandırıp
Sanırım bir de motoru
Ayaklığına aldım
Vardım bu emminin yanına:
-"Emmi sen kimsin?
Nereden gelip nereye gidersin? "
Gözlerinin içi sapsarı
Yaşayan bir ölü gibi adam
Dedi ben Malatyalıyım
Çay içecek yer arıyorum
Dedim tamam gedek
Tuttum kolundan
O bana bir sigara kültürü verdi
Dedi içiyor musun
Evet içiyorum dedim
Paran olduğunda paket al
Paketin biter paran olmazsa olmaz
Tütün de bulundur
Kağıt da çakmak da
Hatta çakmağın bir arıza yapar
Çakmaktaşı ve kav bile
Olsun dedi
Eski adam ya
Biraz kızd: -"Daha gelmedik mi
Şu çay içecek parka? " diye
Hemen şura deyince devam etti
Bak dedi, insan hâli
Sigara kağıdının da bittiği olur
Bir de pipon olsun
Unutma dedi
Bir ara da sordum tabii
Kimin kimsen yok mu diye
-"Var, var, herşey var da
Kimden ne fayda? " dedi
İşte bana tiryakilik levazımatını
Bu yaşlı adam öğretti
Şimdi çoktan ölüp gitmiştir
O Emmi
Ruhuna Fatihalar olsun
2015
Kayıt Tarihi : 19.10.2015 16:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!