Acil durumda çekeceğim hışımla, ikidir
Bir sifon bile yok;
-bu nasıl iştir?
Nasıl bilinir kişinin ehli;
-irfan nasıl ilişir bir insana?
Kar mı yağar saçına, yahut teli yok!
-yoksa etine tuz mu dökerler?
Değirmene gitsen, sakal bıyığa karışır,
Çok dönerse devran; kafan bulanır
-ağı göğü kalmaz olur adamın; küf tutar
-kele dönüşür her can, köseleşir
Tıpkısıdır zaten insan insanın,
-altı, karbonlu kopyasıdır.
'Sıcak bastı! ' diyelim, âniden,
Yangın merdiveni daimâ kilitlidir,
Âfet dedikleri gelip, bizi mi bulacak?
Hallederiz deyip, kaslarımız gevşetilir,
Her kafadan bir ses çıkabilir; şaşırma!
Her sabah çığıran o ses, simitçidir.
Kalay basılan Ökkeş de işletilir hep,
Sen / ben / o tekilleri öyle bir çekilir;
Biz / siz / onlar çoğullarına devredilir,
Bu işler, ince dikiş ister;
-bunu zaten herkes bilir,
Peki ama; teli kaçan çorap,
-hâlâ neden giyilir?
Hayatımız kaymış abi zaten,
-aşna fişne herşey,
Haybeden gitmiş seneler,
Ne dedilerse hep, fasa-fisoymuş,
Çok okumuş da, ne olmuş?
Büyük adam demiş ya, hocalar; boş!
-beş kuruş geçmemiş eline!
Yani bu işler, eğer takarsan;
Sana biraz ters gelebilir.
1997-2009
Orhan TiryakioğluKayıt Tarihi : 8.1.2008 01:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Taşlama tarzının geliştirilmesi, şiirin pratik hayata geçirilmesi ve sanatın hayatla daha çok bütünleştirilmesini sağlar mı? Günlük çelişkileri içeren bu taşlama denemesi, okuyuculardan görüş beklemektedir. Saygılarımla.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!