Yine vurgun yedim yüreğinden, karışığım, suskulardayım
Çekirge vedalarına karıştım, kavuşması erteli bir özlemleyim
Eski sevgilerle yaşayan bir ozanım ben, elvedalara da alışığım
Çekerim aşkın küreklerini uzaklara, ben şiir yazarak da yaşarım
Gecenin çiği yağarken dallara, ayrı kentlerde nefes alan, ayrı rüzgârların yüze vurduğu yürekleri dolaştım bugün. Ay gönül’e nur taşıyordu, öfkesini erteleyerek, mağrur bir sessizliğe bürünmüştü nur/un peşinde sel. Eylül’ün suskun bakışları duaya çağırıyordu geçmişini. Nur toplandı göklerde, ay şiirce saklandı bütün küskün gönüllere, sel kuma döndü sonra, açtı ve okudu aşkın kitabını haykırdı bütün yüreksizlere. Gece sustu, toprağa çiyle birlikte özleyiş yıldızları düştü.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim