“Bilgelik bir başkasına anlatılamaz; bir bilgenin başkalarına anlatmaya çalıştığı bilgelik aptalca bir şey gibi gelir kulağa.
Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir, bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez…….
………………………………….
Hiçbir gerçek yoktur ki, karşıtı gerçek olmasın! Yani şöyle: bir gerçek ancak tek taraflıysa, dile getirilip sözcüklere dökülebilir. Düşüncelerle düşünülüp söylenebilen ne varsa hepsi tek taraflı, hepsi yarım, hepsi bütünlükten, mükemmellikten ve birlikten yoksun. Dünya çile ve esenlik olmak üzere iki parçalıdır. Başka türlüsü olanaksızdır, öğretmek isteyen birinin izleyeceği başka yol yoktur. Ancak dünyanın kendisi, gerek çevremizdeki, gerek içimizdeki varlık asla tek taraflı değildir. Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle kötülük, ya da tümüyle iyilik değildir, asla bir insan tümüyle kutsal, tümüyle günahkar olamaz. Böyle gibi görünmesi yanılmamızdan zamana gerçek bir nesne gibi bakmamızdandır.zaman gerçek değildir. Zaman da gerçek değilse, dünya ile sonsuzluk, acı ile mutluluk, kötü ile iyi arasında var gibi görünen çizgi bir yanılgıdan başka bir şey değildir
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman