Şiddetin kaynağı Şiiri - İlhami Şenol

İlhami Şenol
134

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şiddetin kaynağı

Daha insanı anlatan bir yazı yazılamadı.
İnsanı psikozun dehlizlerine iten sistemler, onları kendi aralarında normal düşündüğünü zannettirmekte, bundan şiddet doğmaktadır.
İnsanı anlatabilmek için.
Cesaret.(insanı katıksız anlatanlar darağacına götürülmektedir.)
Bilgi.(insanı gözlemleyen bilime yasaklamalar getirilmektedir.)
Zaman.(yasaklamalar, cezalandırmalar bu süreci durdurmaktadır.)

Eğitilmediğinde, içindeki sevgi yok edildiğinde şiddetin yakıcılığını abartısız göstermektedir insanoğlu.
Kapitalizm sadece ekonomik olarak çökmemiştir.
Aynı zamanda ahlaki değer yargı, tutum, geleneği, sistematik yapısı ile de çökmüştür.
Güçlünün güçsüzü ezdiği, sömürünün engellenmediği bir yapısal durum ortaya çıkmaktadır.
Güçsüz onurunu koruyamamaktadır.
Onur ayaklar altına alınmaktadır.
İnsanın fiziği de ruhu da örselenmektedir.
Artık şiddet o kadar kanıksanmıştır ki.
Kapitalizm o kadar kutsanmıştır ki.
Kanıksanan, kutsanan bu olguda egemenler şiddetin kaynağını bu ikisinden sıyırarak, başka yönlere saptırmaktadır.
Bu konuda üniversiteler, medyada köşe yazarları, kutsanmayı onaylamaktadır.
Kendi ülkelerinde vahşi kapitalizmin getirdiği, yaratılan sınıfsal eşitsizlikler bunalımları doğurmakta, buda bireyleri kaçışlara yöneltmektedir.
Sosyal ilişkilerin kopması bundan kaynaklanmaktadır.
Dine bağlanmalar artmakta, çünkü haline şükür etme olgusu insanı bir nebze rahatlatmaktadır.
Tibet’e kaçmakta, bulunduğu toplumu ret, yeni yaşam tarzlarında mutluluğu arama duygusu birkaç kişi ile sınırlı kalmaktadır.
Kitleler yaşadıkları toplumlara zorunlu kılınmaktadır.
Demokrasisi olmayan toplumlardan kaçışlar dramatik tablolarla sonuçlanmaktadır.
Ama hiçbir yerde gerçek mutluluğa ulaşamamaktadır.
Anne karnında başlayan travmatik kapitalist yaşam düzeneği, insanı doğasına, yaşamak için şiddete sığınma içgüdüsüne götürmektedir.
Eğitilmeyen insan vahşi insandır.
Yaşamak için her yol mubahtır.
Kazanmak, daha fazla kazanmak.
Şiddet benimsenen, olmazsa sistemin çökeceği paranoyası ile bugün yaşadığımız durum doğmaktadır.
Nasıl olsa sistem değişmeyecektir.
Kapitalist yaşam tarzında geride duran, yarışın dışına itilen, kulvarından sapan her birey, sistemi kabullenir görünmekte ama içinde kopan fırtınaları bastırmaktadır.
Giyimi, kullandığı arabası, oturduğu evi, yaşam tarzı, yedikleri, sevgilileri, seyahati, okuduğu okulu aklınıza yaşama dair ne gelirse sahip oldukları olamadıkları karşılaşması insanı derin psikozlara itmektedir.
Bunu en yakınlarının yapması da daha inciticidir.
Kurtulanların içine girememek.
Hep kurtulmayı bekleyen psikolojisinde olmak.
Hizmet edenler sınıfından çıkıp, hizmet edilen sınıfına girmek.
Bu özlemle, bekleyişle, umutla yaşamak, ölmek.
Biri elini uzatsaydı aslında oda sınıf değiştirecekti, dış bakışçısı ile yaşamak.
Bir piyangodan para çıksaydı elaleme nasıl yaşanacağını gösterecekti, zavallı, ama şansı yaver gitmedi.
Hele bir şansı dönseydi.
Prensiyle evlenen kız, evlilik eskidikçe, diğerlerinin sahip olduklarına kavuşamayınca, eşini sorgulamaya başlamakta, prensi gözünde sıradan bir nefer olmaktadır.
Neferle de kolay savaşılır.
Ama rüyaları gerçekleşseydi, prensi ona hüküm etme seviyesi sağlayacaktı.
Zavallı kapitalist düşler.
Elinin sıcak sudan soğuk suya girmeyeceği hayalleri.
Zavallı eller.
Saygı ölçülerini metalaştıran kapitalizm, saygıyıda hiçleştirmektedir.
Değerler metalleşmekte, değerler yok olmaktadır.
Saygı toplumdan dışlandıkça, sevgide zedelenmektedir.
Sevgi yok olunca, şiddet de bu vasatta doğmakta, normal kabul görmektedir.
Türk televizyonlarında gösterilen bütün dizilerde zengin, yoksul ayrımının kadersel yanı kitlelerin bilincine işlenmekte, dizilerin bütün karelerinde şiddet sergilenmektedir.
Bu oyunun senaryosu elli yıldır değiştirilmemektedir.
Aynı zamanda devletler kitlelerin silahlanmasına da göz yummaktadır.
İstense bir günde ülkede herkesin silahlarına elkonabilir.
Silah bireysel şiddetin en temel unsurlarındandır.
Silahı sadece namlusu, mermisi, tntsi olan bir makine cihaz olarak görmemek gerekir.
Aç bırakılmakta, işi elinden alınmakta, vasıfsız yetiştirilmekte bir silah olarak insanın karşısına çıkmaktadır.
Sonunda insanda silah haline getirilmektedir.

Her hasıla kendisinin sistem içinde yitirdiğini düşünen başkalarına acıma duygusunu da yitirmektedir.
Suç mubah sayılmaktadır.
Şiddet sıradan hale gelmektedir.
Yaşamdaki eşitsizlikler, hele demokrasinin örselenmesi,düşüncesini net ortaya koyamaması,düşüncenin suç sayılması bireysel şiddeti doğal hale getirmektedir.
Şiddetsiz bir toplum umuduyla.
Dr. İlhami Şenol.

İlhami Şenol
Kayıt Tarihi : 9.11.2008 23:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhami Şenol