Çoluk çocuk ağlaştık,
Duyduk ki Sibel öğretmen gidiyormuş,
Bizim Van’ın Ortaköy’den Bursa’ya
Atanmış, gidiyormuş…
Çoluk çocuk oturduk ağladık
Hele Nazife, yaşlarını durduramadık
Hele Mırho (Muharrem) saçlarını bile kestirdi
-Bizim bir tek Sibel öğretmenimiz vardı,
O da bizi bırakıp gitti, dedi.
Kendini yerden yere vurdu…
İşte gün oldu, hafta döndü,
Sibel öğretmen “Allahaısmarladık…”dedi
Herkes yasta, herkes üzüntülü
Ayşe bir haftadır yemek bile yemedi
-Sibel öğretmen de bize bunu
Yapacaktı ha…” diye diye
Kendini harap etti.
Sibel öğretmen gitti ama,
Kendisi Bursa’da,
Yüreğinin yarısı Ortaköy’de
Yatsa yatamaz, uyusa uyuyamaz,
Gözleri, kulakları çocuklarının feryadı
Figanıyla dolu.
Sonunda O da işi dilekçeye vurdu
Ortaca halkı, dilekçe üzerine dilekçe
Sibel Öğretmen dilekçe üzerine dilekçe
Dilekçeler buluştu.
MEB’lığı anlaştı
İki sevgili:
Sibel öğretmen ve öğrencileri sonunda
Okulun bahçesinde sarılıştı..
Yine gözyaşları, yine ağlamalar
Ama bu kez sevinç gözyaşları
-Sibel öğretmen gelmiş
-Sibel öğretmen gelmiş, yaşasın..
Yaşasın okulumuz
Yaşasın öğretmenimiz
Yaşasın bütün sevdiklerimiz.
Biz en çok da
Sibel öğretmeni severiz.
Niye?
Bilmeyiz…
Kayıt Tarihi : 20.4.2013 21:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu bir öğretmenlik sevdasının hikayesidir. Gerisini İnternet'den izleyebilirsiniz. Hem acıklı, hem duyguludur.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!