belleğimin kuytularında ne olduklarını bile kestiremediğim düşünceler var..
su üstüne çıkarmaya çalışıyorum.. olmuyor..
parazit yapıyorlar..
yoğunlaşamıyorum onların yüzünden..
insan kendine ait bir parçadan böylesine
kurtulmak ister mi?
Zaman, sınırsızlığın sabrını tüketirken, ben var olup olmadığını kestiremediğim ama nedense inandığım kaderin ırmağında sürükleniyorum.. (Çok mu dramatik oldu?)
Bir yanım da sürekli, seçimlerin labirentinde kaybolduğumu söylüyor..
İnsan seçimleriyle yaşar, kaderiyse, seçimlerinin sonucudur, diyor.
Hayat bir yaratıcının sunduğu bir rol olsa da, insanın, kendisine, kendisi için çizdiği bir yol olsa da.. Her ikisi de olsa.. Yahut hiçbiri.. Yaşıyoruz işte..
Hava soğuk. Okyanus gecesi gibi soğuk.. “Okyanus gecesi”.. Hissettiğim bu duyguyu ve soğukluğu iki kelimeyle anlatamadım.. Bütün bunları yazarken de ne kadar zorlandığımı fark ediyor olmalısın.. Hissettiklerimi anlatmaya yetmiyor hiçbir lisan.. Bu da beni “anlatma” fikrinden ve girişimlerinden caydırıyor..
Ela gözlü yar.. Sabaha dek sürecek bir rüyasın sen..
Ela gözlü yar.. Alacakaranlıkta susacak bir şarkısın sen..
Ela renkli sözcükler..
Zaman değerlidir.
İçinde, yaşanmışlıklar varsa,
Daha değerlidir.
***
Yıllar önce bir sahil kasabasında, bir sır yitirdim.. O andan sonra ne bana, ne de başkasına ait olacak bir sır.. Doğanın onu saklayacağını biliyordum.. Bu, inanmak değildi; doğayla ruhum arasında yapılmış gizli bir anlaşma gibiydi.. Yıllar geçti.. Bu, bizi birbirimize bağlayan bir tılsım..
Doğa bana bir parçasını verdi.. Bunu, firavun kadehinde bir zehir gibi sundu adeta.. Ben o zehri içtim içeli “ben” değilim artık.. Bu duyguyu tanıyor musun ela gözlü kadın? Yaşayabilmeni isterdim..
Bazı şeyleri anlamak için yaşamak gerekir..
Bazen, anlamak için, yaşamak bile yetmez..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!