The man who ate his sunset meal
went out to see the last teardrops of The Sun.
This extravaganza is something
like mass gravity and pressure of energy;
they had made an agreement
like the sundial daydream deal of the fate dealers:
Someday; will these teardrops really die,
and pressure, and gravity?
So why should i put on my transparent bowtie?
Those drops of sunlight was the last beggings of harbours' wing
good news harbinger of the final dawn has.
So what's the meaning of proportional?
The man began to throw the sea stars he held in his hands
with the lack of knowledge
how much time could the fingers do it:
Titanium eyebrows for the shape of sea hydroplanes on jellyfishes.
The storm blew at that time and the sky pulled its sun;
a giant submarine may be responsible
for shaking occurances with invisible decorations.
Which turbulence shapes the waves for mirrors?
A new day was comin to an end.
He thought he had a good agreement with his day, with his sunny day and
with time, and with the particules of The Sun bend
the geometry of various bays.
His palms were empty, yea his palms were empty
and The Sun didn't think it couldn't catch anymore.
Cause the Sun's evening and those starfishes went away
but they will come again like shore! !
A fast running giraffe shape, till the mornin'.
The Sun has its running like teardrops
and it has its rays as days like happiness.
A fountain for theSahara; how long
does the beach crucifixion period take
for the full souls? and yea, cos souls of lovers
want to see happy pit stops.
Fire dance! and six pence maybe but not rap dance
for an endless ring tone -dong ding! -
is here by the shore, on the red-hot sands
Adam, Günbatımı öğününü kemiren;
aşağı gitti kumsala, görmek için son gözyaşıdamlalarını Güneş'in.
Bu serbest tarzdaki üretken müzik,
enerjinin kütleyerçekimi ve basıncı gibi birşeylerdir;
bir karşılıklı görüşme yapmışlardı
mukadderat tüccar anlaşmacılarının günsaati kadran göstergesindeki gün düşü anlaşması gibi:
Gerçekten ölecekler mi birgün,
gözyaşları ve basınç ile kütleçekimi?
Öyle, neden kendi saydam papyon bağımı bağlamalıyım?
Bu damlaları günışığının son yalvarmalarıydı limanların kanadının,
nihai fecrin sahip olduğunda müjdeler müjdecisi -sonuç şafağı müjdecisi'nin sahibolduğu...
Öyleyse nispi ne demektir, bağıl?
Ve başladı aynı adam, atmaya denizyıldızlarını, elinde tutageldiği;
parmakların bunu ne kadar daha kotarabileceğinden bilgisiz:
Denizanaları üzerine denizuçakları için gelen titanyum kaşlar.
Fırtına patladı o zaman ve gök, çekti güneşini;
bir dev denizaltı olabilir sorumlu
karıştırılması için ortaya çıkmalarla, görünmez dekorlarile
-görünmez dekorlar ile, karıştıran ortaya dikilmeler için.
Hangi türbülans şekilliyor dalgaları aynalar için...
Yeni bir gün sonucuna yaklaşıyor demek oluyordu.
Günüyle güzel bir anlaşmaya vardığını düşündü, ışıl günüyle ve
zaman ile, ve parçacıklarıyle güneşin, ki
çeşitli koyların geometrisini büken.
Avuçlariçleri boştu; evet, boştu avuçları
ama Güneş,düşünmedi yakalayamayacağını bir daha!
Çünkü güneşin akşamı ve şu denizyıldızları
uzağa gitti fakat gelecek yeniden bir sahil gibi! !
Hızlı koşabilen zürafa, değin sabaha...
Koşusuna sahip güneş, gözyaşları gibi
ve kendi ışınına, günler olarak, mutluluk gibi.
Bir filiz kaynak, Sahra için; ne kadar
sürecek sahilin çarmıh periyodu
dolu ruhlar için? oh, evet! ve çünkü, ruhları aşıkların
ister görmek mutlu dönüş yolu.
Ateş dansı! ve 6 pensçik belki fakat değil bir rap,
olmayan sonu zil tonu çınlaması için -dong ve ding! ! -
burada, yamacında sahilin, kızgın kumlarda!
Kayıt Tarihi : 29.1.2008 17:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
- açıklamalar: a.türbülans:Türbülans (Latince turbare - dönmek, şaşmak) bir sıvının ya da gazın hareket halindeki düzensizliğidir. wikipedia.org b.extravaganza: n:extravaganza -> extravaganzas Turkish Translation 1. serbest tarzda müzik, fantezi müzik, zengin dekorlu piyes. 2. fantezi, fantezi, zarif ve hayal gücüne dayanan müzik veya piyes. Italian,Date: 1754 seslisozluk.com c.Proportional: burda 'nispi' anlamı ağır basıyor. --- Hikayesi değil ama bağlantılıca 2 hikaye: İSTİRİDYENİN HİKAYESİ Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su uzerinden akip gecsin diye, kabugunu acmis. Su icinden gecerken, solungaclari yiyecek toplayip midesine gonderiyormus. Aniden, yakinindaki bir balik, bir kuyruk darbesiyle kum ve camur firtinasi yaratmis Istiridye de kumdan nefret edermis; zira kum oylesine puruzluymus ki kabugunun icine kacarsa son derece rahatsiz olurmus. Istiridye derhal kabugunu kapamis ama cok gec kalmis; Sert ve puruzlu bir kum tanecigi iceri girip, ic derisi ile kabugun arasina yerlesmis. Kum tanesi istiridyeyi ne cok rahatsiz ediyormus. Ama kabugunun icini kaplamasi icin kendine verilmis olan salgi hucresini hemen calistirarak, minik kum tanesinin ustunu kaplamaya baslamis; ta ki, nefis, parlak ve duzgun bir ortu olusana kadar... Istiridye, yillar yili, minik kum taneciginin ustune katlar eklemeye devam etmis ve sonunda muthis guzel, parlak ve son derece degerli bir inci olusmus. Kissadan Hisse...... Karsi karsiya oldugumuz problemler bu kum tanecigine benzer, bizi rahatsiz ederler. Yasamda karsilasacagimiz her probleme gelismemiz icin bir firsat cercevesinde bakmaliyiz. Azmin getirdigi cesaret ve kuvvetle, sorunlarimizin ve zayifliklarimizin ustesinden geliriz. Gizli gucumuzle, yasamimizdaki puruzlu kum taneciklerini, bize kuvvet veren umit ve ilham kaynagi olan degerli incilere donustururuz. Bize verilen en kiymetli seyin zaman oldugunu bilerek her anini degerlendirmeli, hayat okulundan alabilecegimizin en fazlasini alarak mezun olmaliyiz. Nautilus'un kabugu dogadaki icsel guzellik ve oransal mukemmeliyetin semboludur. Resimdeki gizemli nautilus'un merdiven basamaklarina benzeyen icyapisi gibi her problemi bir sinav olarak gorup; basamaklari tek tek cikmaliyiz. Yasamda karsimiza cikan rehberler bize sadece kapiyi gosterir; oradan gececek, o deneyimi yasayacak olan bizleriz. Montaigne'in de dedigi gibi: 'Her seyden once ben kendimi arastiriyorum, benim fizigim de, metafizigim de budur'. 'alıntı' Selam ve Sevgiler PAPATYA-FALI - DENİZYILDIZI deniz yıldızı Bir zamanlar yazilarini yazmak üzere okyanus sahiline giden bir bilge kisi varmis. Çalismaya baslamadan önce sabahlari kumsalda yürüyüs yaparmis. Bir gün ileride, uzaklarda, dans eder gibi hareketler yaparak kendisine dogru gelen bir insan silüeti fark etmis. Baslayan günü dans ederek karsilayan biri olabilecegini düsünmüs. Ancak yaklastikça silüetin bir genç adam oldugunu görmüs. Genç adam, birkaç adimda bir, yerden bir seyler aliyor ve okyanusa firlatiyormus. Sormus ona bilge kisi:'Günaydin delikanli. Hayrola, ne yapiyorsun böyle? 'Genç adam cevap vermis: 'Okyanusa deniz yildizi atiyorum.' 'Sanirim söyle sormaliydim' demis bilge kisi; 'Neden okyanusa deniz yildizi atiyorsun? ' 'Görmüyor musunuz, günes yükseliyor ve sular çekiliyor. Onlari suya atmazsan ölecekler.' 'Ama delikanli, baksana, kilometrelerce kumsal var ve bastan asagi deniz yildiziyla dolu. Sen bir kaç tane atmissin ne fark eder ki? ' Genç adam kibarca dinledikten sonra egilerek bir deniz yildizi daha almis, dalgalanan okyanusa dogru firlatmis ve; 'Bakin' demis bilge kisiye, 'Bunun için çok sey fark etti.' Bilge kisi genç adamin cevabindan pek bir sey anlamamis. Yazisinin basina geçmek üzere kulübesine dönmüs. Gün boyunca bir seyler yazmaya çalisirken genç adamin yaptigi bir türlü gözünün önünden gitmemis. Koca bilim adami, o yazar, o büyük sair, o bilge kisi, gencin davranisinin özünü kavrayamamis. Geceyi de sikintili, yari uyanik, ayni seyleri düsünerek geçirmis. Gözüne uyku girmeyecegini anlayip sabaha karsi daha gün agarmadan kalktiginda gencin yaptigini bir anda kavrayivermis ve bunu anlamakta geciktiginden dolayi da mahcubiyet hissetmis. Günes görünmeie baslar baslamaz sahile inmis ve genci bularak bütün sabahi onunla okyanusa deniz yildizi atarak geçirmis. Evrende bir seyirci olmayi ve olup biteni izlemeyi degil, bir oyuncu olmayi ve fark yaratmayi seçmek ve bunun için küçük de olsa, tüm sorunlari halletmese de aktif olarak bir seyler yapmak! Sizin de hayat felsefeniz bu olsun
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/01/29/shoreman-under-the-stars-and-a-bridge.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!