Kimse bilmez senin içindeki kanayan yaranı, kimse anlamaz anlatsanda yaşadıklarını, yaşattıklarını sayısal dan büyük ikramiyeyi tutturmuş gibi hissedersin kendini tam herşey yoluna girdi derken, kaybedersin servetini. Kim demiş acılar paylaşınca azalır derdini söylemeyen derman bulamazmış yalanını kim uydurmuş. Uzaktan davulun sesinin hoş geldiği gibi dinleyenleri bir tebessüm ettirir belki de yaşadıkların, ateşin düştüğü yeri yakması bundandır belki de. Kim bilir belki de anlatırsın yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla, kimileri ise anlatamaz kelimeler boğazında düğümlenir nefes alamadığını hisseder o an yutkunur ve susar. O kadar büyük sevmiştir ki onun acısını bile başkalarıyla paylaşamaz. Hayat o saatten sonra anlamsız gelir, artık sıcak seni ısıtmaz onun pamuk elleri kadar, deniz o kadar güzel gözükmez gözüne onun mavi gözleri kadar hiç bir kimseyi sevemezsin ondan sonra onun kadar, kalbindeki boşluk giderek büyür büyür dünyaları atarsın içine ama dolduramazsın, her kızda onu ararsın ama bulamazsın bulamazsın...
Bir tesadüf ile tanıştık seninle,
Bir can sıkıntısıydı belki de tanışman benimle
Kırılmış o kalbimin üzerine döktüğün aşk damlalarıydı mesajların,
Okuduğumda bir kıpırtı uyandırırdı içimde ürkekçe,
Birden beni sahiplenmiştin sanki hep benimsin dercesine,
Buluştuk seninle hiçbir şey bilmeden
Evlat dediğin,
Bir güzel kokudur
Yerine göre gül kokar yerine göre burnunun direğini sızlatır.
Evlat dediğin,
Bir tebessüme, bir hayat sığdırır, o tebessüm de yaşamını anlamlandırır.
Evlat dediğin,
Bana çok yakınsın gözlerime bakıyorsun
Tatlı tatlı gülüyor beni benden ediyorsun
Türlü hayallere salıyorsun beni,
Konuşmak istiyorum konuşamıyorum, Dokunmak istiyorum dokunamıyorum,
Acaba rüya mısın? Gerçek misin? Bilmiyorum.
Dokunsam kaybolacak gibisin, bir daha girmeyeceksin sanki rüyalarıma, bakmayacaksın bir daha gözlerime korkularım beni bağlıyor, sen ise zindanlara atıyorsun bir gülüşünle açıyorsun bütün benliğimi beni aşkın bağlıyor, sen ise kırpaç vuruyorsun her kırbaçtan sonra yaralarımı sarıyorsun sarma yaralarımı istemem senin de farkın yokmuş diğerlerinden...
Aşk bahçemin gülünü soldurmadan gel
Gönlümün ateşini söndürmeden gel
Kollarımı açtım kapatmadan gel
Aşkımız taze kurutmadan gel
Yatağımız sıcak soğutmadan gel
Ben seni sen beni unutmadan gel
Kimi sevsem onun hep uzaklarda unutamadığı bir sevgilisi vardı. Geçmişinde terk edip, gitmesine rağmen onu istememesine rağmen o adamı hâlâ sevesi vardı. Eee bizde delikanlıyız ya bize yakışmazdı sonuçta, geçmişte takılı kalmış birini kolumuza takıp geleceğe taşımak..
Bir çocuğun kopan uçurtmasının ardından bakıp kalması gibi koydu gidişin. Bu gidişin dönüşü yoktu biliyordum. Bütün sevgimle seni tutabilmek için çırpınıyordum. Boşa bir çabaydı bunlar ip kopmuştu bir kere kapılmıştın o sahte rüzgara gidiyordun, bilmediğim diyarlara yolculuk ediyordun. Boşlukta oluşun bundandı kopmuş bir uçurtmaydın sen, bir çocuğun hayallerini süsleyen. O çocuğun yalnız seni istediğini bilmez gibi pervasızca uçuyordun yükseklerden küçük görüyordun o çocuğun umutlarını seni uçurabilmek için ne fedakarlıklar yaptığını görmüyordun, duymuyordun senin duyduğun sadece rüzgarın sesi, gördüğün hayatın sahte yüzüydü...
Hayat ağacında birer meyveydik hepimiz; aynı ağacın farklı dallarında olsak da beraberliğin verdiği sevinçle yeni filizler açıyordu içimizde günler geçti, aylar geçti.
Olgunlaşıyorduk her saniye her dakika zaman gelmişti, artık ayrılıyorduk. Belki aynı hal de gene birlikte olacaktık. Hepimiz bizi seven insanların yanında olacağımızdan emindik. Ne yazık ki en üst daldaki arkadaşımı unutmuşlardı. O ağaçta onu yalnız bırakmışlardı, kış yaklaşıyordu sonbaharın ilk aylarıydı dışarıdaki soğuk yağmur, onu her geçen gün mahvediyordu. Etrafındaki yapraklar sarardı ve dökülmeye başladı, etrafında kimse kalmamişti, içindeki ümidi de kaybolmuştu. Ne yazık ki yavaş yavaş çürümeye başlıyordu...
Herkes senden bir şey bekler ama kimse ne durumda olduğunu bilmez, çok güçlüsündür yada öyle olmak zorundasındır. Hayat bu en olmadık zamanını kollar yumruğunu indirmek için...
Kime güvendiysem güvencimi yıktı, kime
dayandıysam en ufak sarsıntıda yıkıldı, kime sarıldıysam bıraktı, kimi güldürdüysem ağlattı. İnsanlara fedakarlık yaptıkça onlar başıma kaktı. Duygusuzların dünyası duygusuzlara kalsın, akrabaların akrepliği, dostların sahteliği, sevgilinin küstahlığı yanlarına kâr kalsın...
Dost dediklerin en ihtiyaç olduğu zamanda neden bir el kesilir. Kimselere söyleyemezsin çoğu zaman, kötü olduğunu...
İşte o zaman kalbin sıkışır için daralır her nefeste değişir, hayata olan inancın zedelenir. İnsan içindeki umudunu yitirmek istemez, bir an dahi bir yanı buruk olsa da yine de bekler..
Bir arkadaş, dost, akraba ya da bir yâr gelse de yanındayım yalnız değilsin dese...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!