DENEME
O, öyle bir insandı ki; onun değerini yalnızca, yakın çevresinde olan dostları bilirdi... Sıradan bir insandı “Sezai Baba..” Çok severdi dostlarının ona, “Sezai Baba” diye seslenmesini. Belki çoğunuz tanıyorsunuz, Sezai Babayı. Az sonra anlatınca, hatırlayacaksınız..
Onun sıkça kullandığı sözlerden bir tanesi vardı. Onu söyledikçe, hatırladıkça, duydukça hep o gelir aklıma... Bir vefasızlığa uğrayan insanı gördükçe, ya da yanında sözü edildikçe, şöyle söylerdi bizlere. “-Mal da yalan, mülk de yalan. Var sen de, biraz oyalan...” O an gözlerini bir noktaya sabitleyerek diker, buğulanan gözleri, az sonra akacakmış gibi yaşarır, ötelere ama çok ötelere dalıp dalıp giderdi. Sessizleşir, mahzunlaşır, sanki çocuklaşırdı o... Onun o duygusal anı beni, çok duygulandırırdı. Yüreğimde bir eziklik, bir erime, bir acı hisseder, sebebini bilmediğim halde, benim de boynum bükülür, gözlerim yaşarırdı. O an, ona olan sevgim artar, içimden boynuna sarılıp öpmek, ya da omzuna başımı koyup, ağlamak isterdim hep... Gülmeyin, bu da benim iç dünyam. İçimden geldiği gibi yazıyorum. Samimi ve gerçek... İsterseniz siz bu duygularımı, anlattıklarımı hafife alıp, gülebilir, alay edebilir, çok çocukça bulabilirsiniz. Ama, ben de buyum. Değişemem ki, bu saatten sonra... Konuyu dağıtmadan, devam edelim.
Evet; Sezai ÖZBALCI diye, bir dost yaşadı bu dünyada... Şimdi, yok aramızda. 1990’lı yılların ilk yarısında merhum oldu. Onu kaybettik... Çok kişiler onu unuttu. Hatta akrabaları ve de bizden önce gelen dostları bile... Fakat, ben unutmadım. Çünkü o benim “GÖNÜL DEFTERİM-DE” iz bırakanlardan bir tanesiydi. Belki; hayatın bir çok yönünü, acı gerçeklerini ondan öğrendim. Unutmam, mümkün mü! ?
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta