Seyyidler Bahçesi
Başakları olgunlaşmış ekin gibi kurumuş ağaçların kıyısında kopmuş dalın biri kütük kalınlığında görünmeseydi kütüğe oturması ve ağaca sırtını yaslaması. Gelirken çok gerilerde bir su gözesi damlıyordu. Bir şey yer gibi su içmişti. Yazın susuz, kışın karsız kalmış kuytu bahçeye bakarken yükseklerdeki sessizlikte ‘kuşların’ olmadığının farkına vardı. Genellikle ağaçlarda deneyimlerini seslendiren bir sürü serçe kuşu olurdu. Biraz dinlenmek için, kuru ağaç yanında dalları kırılmış kütüğe oturarak zeytin ağacına yaslandığı ilk anı ikinci kez yaşıyormuş gibi düşündü. Sekiz yüzyıl yaprakları yeşermemiş de olsa gelenin Kerim olduğunu çoktan anlayan halleri; koca zeytin ağacının yadigar tohumu fidan değilse de zeytin ağacı Mansur’du,
‘nerelerdesin’ sözü aklında şaşkınlık; hayreti giziyle bir ağaçtan gelen sese düşünmeden cevap veriyordu:
Dalların altında sakınır gibi bulutları yansıtan Güneşli gökyüzünde, düşünce ilhamıyla sessiz gizeme cevap vererek, edebiyat dünyasına yaptığı bu serüvende doğa ile iletişimi güçlendirir. Okuyucu, düşüncesinde zeytin ağacı ile karşılaşır. Ara sıra kökü toprak da olsa da gökte yağmur sık sık görülen ama her zaman seyrettiğim bahçeye bir damla; ve bir sebepten dolayı yağmazsa isim vermem gerekirse o ad, ‘Seyyidler Bahçesi’ olurdu.
Kayıt Tarihi : 19.1.2023 09:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Öykü Tezi / Öndeyiş Şiirsel bir yaklaşım, ‘Seyyidler Bahçesi’
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!