Seyyid Ali Özçelik Şiirleri - Şair Seyyi ...

0

TAKİPÇİ

1984 yılındaçok sevdiğim Nisan ayında doğabilmek için çabalamışım ve bunu ayın 29'unda, yine belki sükunetinde huzur bulduğum için belkide bilmediğim bir sebepten sevdiğim Ankara'da başarmışım. İlköğretimimi Satıkadın İlköğretim Okulu'nda, liseyi önce ikili sistemle eğitim veren Dikmen Mesleki Eğitim Merkezi'nde (bir nevi ıraklık okulu) oto elektrik kalfası olarak daha sonra 'Açıköğretim Meslek Lisesi'nden fark derslerini vererek tamamladım, aynı yıl Kırıkkale Üniversitesi'nde Makina Mühendisliğini kazanmıştır. 2007 yılı Şubat ayı itibariyle m ...

Seyyid Ali Özçelik

Allah sevindirmek istediği kulunun önce eşeğini kaybettirir sonra tekrar buldurur.



Ararken bulabilmek kaybedilmişleri ne güzel. Sevindirilmek ne güzel, sevildiğini bilmekten ileri. İnsan sevdiklerinin sevinciyle sevinçlenir değil mi?

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

Yeşil gözlü olmak… ister miydim bilmiyorum yeşil gözlerimin olmasını. Bilmem nedir –bilir miyim ya da- nedeni ve yakıştı mı rüyaya. Ben çok severim rüya görmeyi, belki sık görmeyişimden, belki de görüp de hatırlamayışımdan. Sanırım hayal kurmalarımdır, rüyalarıma engel. Uzun uzun hayal kurmalarım. Kavgalarım, dövüşlerim, sevişlerim, ölüşlerim… uyumadan önce kendi kendime oynadığım kısa metrajlı filmlerim benim. Hiç birincisini seçmedim hayallerimin, Oskar’ını veremem en iyi oyuncu seçip ne kendimi ne de esas kadını.

Her gün yenisini kurgulasam da genelde hayata en uyarlanabilir olan kurgu üzerinde iyileştirmeler geniş yer kaplar bunlarda. Ama elbette o günün gündemi farklılaştırır her birini. Tabii bazen bu hayallerim yüzünden sıkıntı çektiğim oldu kendimce, gerçek hayatta. Bazen oluveriyor ki hayallerim gerçeğin içinde, diyorum işte böyle, evet bunu istemiştim ben de… ama insan hep kendini kayırır değil mi? Kötülük kendini bulsun istemez, yakıştıramaz olumsuzluklarını hayatın, giydiği statükocu düşüncelerine. Hal böyle olunca insan kavgalı hissediyor kendini hayatla. “Bak her şey yolundayken nasıl taş koydu hayat yine düz yoluma? ”. İstiyor ki insan, hayat hayallerindeki gibi olsun. Sevdikleri yanında, sevgi daim olsun. Gözler yeşil olmasa da gönüller ışıl ışıl olsun. Ve şairin dediği gibi, “Olursa bir şikayet ölümden olsun” hayal memleketimin körpe dimağında.

31 Ekim 2006 Salı 01:23

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

Işık bir garip giriyordu, kırık camların arasından. Acıtıyordu belki de beyaz kanatlarını kırıklar. Kanı sanki bir kadife tadındaydı, okşarken yüzümü; yoksa bu yüzümü ısıtan kanayan yanları mıydı? Dolaşsa da savura savura saçlarını, çığlıklar duyuyordum, haykırışlar, imdatlar, ışığa yani umuda ait... Bir çaresi vardır elbet umudun yaralarını sarmanın,bir umudu olmalı ışığın, solma ihtimaline inat... Ölmemeli ortada sadece bir karaltı bırakarak. Solan ışığın faili var mıdır ki meçhul olsun. Pek bir kimsesiz, pek bir mahmur, boynu bükük ışık... Cesur değil aşamıyor engelleri, her ne kadar aydınlatsa da cesur ellerde en ücra karanlığı ve rahatlatsa da varlığı, göstermez ki tutan elleri ve o eller kara mıdır bilinmez görünmediğinden; belki de görmek istemediğimizden.

Kırık camlı pencerenin yanına gittim. Daha fazla kanatmasın diye ışığın kanatlarını, açtım pencereyi ardına kadar. Özgür kaldı, açılan pencereyle, içerdeki korkular ve özgür kaldı içeri acısız dolan ışık, bir büyük huzuru yanında getirerek. Gözler aramaz oldu tanımadığım isimleri, zaten kim vardı ki etrafta, özgür bir ışık seli ve yüzü yedi renkli kana bulanmış bir garipten başka? ...

02/09/2003

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

………….

Yüreğim, o eski aşk kalesi
Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden

Dönüp ardıma bakıyorum

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

Entropiyle ilgili düşünmeye başladığımda cevaplardan çok sorular geldi aklıma. Bir noktaya ulaşmak yerine dağılmalar baş gösterirken içimde, entropimim arttığını hissettim, entropiyi hissetim acı bir gülümsemeyle.

Her şey ilk kez entropiyle başlamamış mıydı, “Ol” sözüyle? Ve gerçekleşecek ilk ve tek Carnot çevrimi de bu değil miydi, geldiğimizi ve döndürüleceğimizi düşününce?

Biz içten tersinir duygular beslerken hayata ve beklerken sonsuz zamana kadar yaşamayı, hayat hep sonlu farklar altında sundu bize seçeneklerini.

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

Gülseyidim
Gülseyidim
Zaman varken
Doya doya
Gülseyidim.
Şimdi oturda

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

Ne güzeldin rüyamda,
Ve seni ilk gördüğüm anda.
Seni fazla tanımasam da,
Ne güzelsin hatırımda.

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

Ankara’da ilk kar

hiç bu kadar güzel olmamıştı.

Böyle tuttuğunu

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

ya açık bir tarafı, ya kapalı,

sonu görünmeyen

bir ipin gölgesinde yürüyor

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

“Veysel’i gören gözleri gördüm! ”, ne muhteşem bir iltifattır aşkla yanan bir garip Veysel için. Veysel’i gören gözlerdeki görmüşlüğü tatmak, Veysel’de olan aşkın ateşini, onu gören gözlerde görmek. Sevgiliye âşık gözleri gören gözleri görmüşlükle mutmain olmak ve bunu dillendirmek ne hoş.

Sevgili! Senin sevgi ile baktığın gözlere sahip olamamak ne kötü. Senin sevgi ile bahsettiğin gözlere sahip olamamak ne kötü. Sevgi ile bahsettiğin gözlerde görülen olamamak ne kötü. Seni hakkıyla sevmeye güç yetiremeyen bu kör gönle sahip olmak ne kötü…

Ey Sevgili! Bırakma bizi bu kötülük halinde. Seni sevenlerden, senin sevdiklerinden, senin sevdiklerini sevenlerden eyle bizleri, senin sevdiklerinin sevdiklerinden eyle, şu gönlümüzü kurtar göremeyişlerin karanlığından. Bizleri görenlerden, görünenlerden eyle Ey Sevgili! …

Devamını Oku