Seni bugünde kalbimde yaşatıyorum toprak gibi,
Her sabah senin için doğuyor yüreğimdeki güneş
Her an seni suluyorum gözyaşlarımla yağmur gibi,
Nefesim senin rüzgarın olsun papatyam,
Toprak, güneş, su, rüzgar ve yüreğimdeki ateş
Neyim varsa senindir ceylan gözlüm
Bir ağaç gibi dimdik ayakta
Bir ağaç gibi şehadet ederim
Yargılamam, savunmam, suçlamam
Sadece şehadet ederim
Bin kere dalımı kırsan da gölgem senin
Gel otur, serinlen yapraklarımın altında
Karışığım hemde çok karışık...
Saçlarım değil ruhum çok karışık.
Zaten saçlarıma aldıran kim?
Belki döküldüler, belki beyazlamış belki de bıraktığım gibidir.
Dönüp "arkana" bakmadım ki?
Seni sevmek ne kadar hafif ve serin,
Seni düşünmek ne kadar ağır ve derin
Huzur,
Bir dostun uzattığı simitteki susam tanesi olup
Bir bardak çayla İstanbul'a bakmaktır
Aynadaki sır gibisin, sırlarımı gösteren
Hislerimi görebiliyorum seninleyken
Ruhumu eritip içinden akıtıyorum
Kendimi yazıyor ve çiziyorsun benimleyken
Bu dünya hayatı aynalardaki sır gibi…
SIR aşk ve ölüm arasında kıldan ince zar
Aşk, Sırrın tek anahtarı kilidi ise ölümde,
Bu dünyayı, ölmeden öldürürsek kalbimizde,
Hakiki Sırra kavuşuruz aşkın ölümsüzlüğün de
Artık kalbimde bir siluetin var nesnen yok
İçime hapsettiğim duyguların esiriyim artık
Üzülme o da geçer, siluetin yeter!
Hem beni hiç üzmüyor O, hiç konuşmuyor ki!
Sessizliğimizle seyrediyoruz birbirimizi
Sessizliğimiz en büyük aşkımız çünkü...
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olurdu hani?
Oysa ki daha kırkı çıkmamıştı
Mandanın bile batamadığı kahveye
Hayallerimizi ve sözlerimizi batıralı
Ne acı...
Kahveymiş…
Geçilen bütün hayali mutluluk yollarından
Benzinim biterek uyandım tek başıma...
Papatyalarla çevrili mutluluk yollarından geçerken,
Sonu ucuz yalnızlıklara gebe mazotla yürümezdi o araç!
Mutluluk yollarında güvenle hareket edebileceğim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!