Ben bir seyyahım.
Ezelden ebede göçebe ,
Her çağda yaşamış .
Her olaya müşahid .
Zümrüdüankayla yoldaş.
Abı hayat peşinde bir ömür.
Sırların sırrına talip bir derviş.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bütün zamanı kuşatıyor ama gene de kuşatamıyor bir an’ı.
Hayat ağacı, ölüler ve diriler mezarlığı arasında bir dua.
Herşey susuzluktan yanarken.
Yusufi bir kuyuya düşene gelecek Yunus’un başlığın karnındaki duası.
Nasiplendik elhamdulillah.
Aşkınız daim olsun.
Yüreğinize sağlık.
Allah’a emanet olun.
Selam ve dualarımla
Gerçek bir şaheseri daha mahir kaleminizden okumanın farklılığı gruruyla sizi tebrik ediyorum şairim!Yüreğinize emeğinize bin sağlık..Saygıalrımla..
Tebriklerimle,nicelerine Sn:Mortaş...
2017/ 46. * Haftanın Şairleri * 2. * si seçilen bu anlamlı dizelerinizi kutluyorum...
"Seyyah" olmak yeter mi, bu alemi anlamak için?
"Ezelden ebede göçebe" bu insanoğluna...
Tarihimizi yazdım "Evlad-ı Fatihan" diyerek... İlk kimin kaleminin gölgesi düştü üzerine dersin?
Tabi ki "Şaban Mortaş'ın"...
Toprağım, Değerli Öğretmenim, Kıymetli Kardeşim duydu beni...
Çünkü o da...
Yunus'un soluduğu havayı soludu, onun ayak izlerini taşıyan bir "şehr-i deryanın" çocuğu!
Biliyor, kimlerin izlerini takp etmesi gerektiğini...
Nicelerine inşaAllah...
Ömrüne, o güzel gönlüne bereket...
Her daim yolun da, bahtın da açık ola...
Sevgilerimle...
Ne güzel bir gezinti yapılmış şiirde. Düşünüyorum da, her doğan aslında bu dünyada bir seyyah... Binbir çeşit insan tanıyıp, bin bir olay yaşıyoruz. Onları heybemize koyup artısıyla eksisiyle biriktiriyoruz ve zamanı gelince göç edip gidiyoruz.
Şiirle yepyeni güzellikler girdi heybemize. Yüreğine, kalemine sağlık Şaban Bey. Kutluyorum.
Selam ve sevgilerimle...
Şiir dünyasında tarih turu attırıyor bu şiir okura hem de akıcılığı ve kelime seçimiyle sıkmadan zevkle değerli kardeşimi tebrik ediyor nicelerine diyor esenlikler diliyorum. Kalemin kavi ilhamın bol olsun bizde böylesi güzel şiirleri okuyalım tebrik ediyor bütün kalbimle kutluyorum. Saygı ve sevgilerimle.
çok güzel bir şiir olmuş tarihi karekterleri hatırladık sayende kutluyorum
Sanırım yukarıdaki kervana ben de katılacağım bundan böyle. Bu kadar genç yaşta aşk şiirlerini bırakıp Platon'la söyleşisini paylaşan yüreği alkışlıyorum. Yeni bir soluk, sade, kendinden emin... Kutluyorum. Yeni şiir dostumu şiir sayfama bekliyorum.
Ne güzeldi zamana yolculuk, içtenlikle kutluyorum kalemin güzelliğini...
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta