Şimdi oralarda olmak vardı
Bir derviş misali yollara düşmek
İmzasız bir mektup gibi dolaşmak vardı Anadolu ‘yu
Tutunup bir kuşun kanadına bulutlarda yüzmek
Gece karınlığında aya ve yıldızlara konuk olmak
İnip sonra aşağı mücehverlerini boynuna takan
Mardin i izlemek sokaklarında gezip taşların yüreğinde
Biriktirdiği hikayeleri dinlemek Mezopotamya ovasının ıssızlığında
Kervansarayların milattan bilmem kaç yıl önceki bağırışlarıyla ürpermek
Ezan sesiyle çan sesini aynı anda duymak Geçip sonra Batmana Hasankeyf ile keyiflenmek vardı
Bir kentin intiharla neden anıldığını anlamaya çalışmak
Surların kentinde karpuz yemek
Surların sırlarını dinlemek
Tatvan da Van Gölünü izlemek
Van da kahvaltı yapmak
Ağrıda İshak Paşa Sarayının o mistik havasını içine çekmek
Akşam kızıllığında Ağrı Dağının kart postallık güzelliğini izlemek
Kars Kalesinde kar tanelerini havadaki dansını izlemek
Trabzon da Sümela Manastırını gezmek
Adapazarın da fındık işçileriyle fındık toplamak vardı
İstanbul da isteyip bulmak her şeyi
Anlamak sonra bir şehrin neden sevildiğini
Bir şehrin neden bir hayat olduğunu
Üzülmek sonra Tarla Başı ile Etiler arasındaki uçuruma
Çıkıp ketin en kalabalık meydanında avazının çıktığı kadar bağırmak
Haykırmak iyi olan güzel olan ne varsa
Boğazın o mükemmel manzarasın da çay içmek
Fatih misali dayanmak kapısına
Saklanmış ne kadar güzellikleri varsa gün ışığına çıkarmak vardı
Peygamberler şehrine geçmek Balıklı Gölde balıklara yem atmak
Harran da toprak evler de soluklanmak vardı
Antep de baklava yemek Maraş da dondurma...
Çukur ovaya geçmek sonra
İnce Memedin dolaştığı yerleri dolaşmak
Pamuk tarlarında konar göçerlerin dinlemek vardı
Ölü denizi turunç ağaçlarını görmek
Bodrum da insanlara rağmen ayakta kalmaya devam eden güzellikleri görmek
Konya da ney sesi ile kendinden geçenleri izlemek
Mevlana yı anlayabilmek sonra
Çağrısına uyabilmek
Ürgüp de Peri Bacalarının güzelliğine hayret etmek
Kayseri de ticareti anlayabilmek
Ankara da yoksulluğu
An kararmasa demek Ankara da
Varoşlara kış gelmez çünkü
Bir felaket gibi çöker gece(kondulara)
Umutları hayalleri yanar hep kömür misali
Afyon da kaymak yemek
Aydında incir
Dolaşabilmek sonra Pamuk kaleyi
Ve nihayet varabilmek egenin incisine
Kordon da kıyıyı yalayan dalgaları seyretmek
Vapur da peşimize takılan martılara ekmek atmak
Deniz kokan sokaklar da dolaşmak
Saat kulesinde elinize konan güvercinleri sevmek
Boyoz gevrek darı yemek
Şaşırmak sonra kumrunun yemek olduğuna
Küçük bir çocuk gibidir şimdi Anadolu
Ellerinde ki şekeri uzatır gibi
Önünüze serer elinde avucunda ne varsa
Ah nasıl da cömerttir şimdi misafirlerine
Kayıt Tarihi : 11.2.2012 19:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!