Ne zaman feryatlar dolsa,insanlığın heybesine
Şeytanın askerleri de, kamp kurmuştu çevresine
Dünyanın dört bir yanından seçilmiş o soytarılar
Sırasıyla çıkmıştılar, tarihin ön sahnesine
Bazen Karun gibiydiler,büyülerken kör gözleri
Bazen de masum gibiydi,lanetlenmiş pis sözleri
Binbir suratlıydılar hep yürürlerken cehenneme
İnsanlığın alnındaydı kanlı mühürden izleri
Atın binicisi oldu,aç kalmış o azgın kurtlar
Sürdüler hep sefasını şeytanın bağrına kadar
Ciritleri insanlardı,yüzleri güleç mi güleç
Ateşten suyu serperek,ağlarına yem taktılar
Yüzlerinde binbir maske,sloganlarıysa barış
Özgürlükler narasıyla, gezerlerdi karış karış
Asil rollü soytarılar, çağırırken uzaklardan
Şeytan dilini ısırdı, böyle sinsi bir yakarış
Ne varsa sundular elbet, hoşuna gitsin kansızın
Olmazsa da saldırdılar, barış diyerek ansızın
Sözler umut vermeliydi ,yaldızı bol yalanlarla
Talih kuşu konmalıydı ,yakasına imansızın
Gülün dikeni kalmıştı,garibanın avucunda
İnsan insanla vurulur,birbirinin başucunda
Bir masal ki önsözünde, nede güzeldi ilk bahar
Ölüyordu çoluk çocuk,bu kitabın son burcunda
Hülasa şeytanın aslı,matruşkanın bebekleri
Dışı başka içi başka,büyülüyor dönekleri
Bu çağın pandorasıydı,barış getiren özgürlük
Çiçekleri bal vermiyor,yemliyordu inekleri
Mahmut Nedim Amcaoğlu
Kayıt Tarihi : 21.2.2010 01:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!