Şair meclisinde özlü sözlüsün,
Âşığın telinde sazlı, sözlüsün.
Arif dergâhında güler yüzlüsün,
Gurbete sözlü de nazlı Şiran’ım.
Suları derinden durgun akışlım,
Bayraklı Tepe’den aslan bakışlım.
Minaresi ay yıldızla nakışlım,
Mazisi ezelden “Şanlı Şiran”ım.
Üsteğmen Zahit’ten gelen şehadet!
Zafer Özçay’ımın içtiği şerbet!
Tuna’nın Hakan’dan aldığı nöbet!
Şehitler diyarı “Gazi Şiran”ım.
Etrafında Tersun, Çimen Dağları’n,
Derelerin, ırmakların, bağların,
Yarına kefildir eski çağların,
Bugünü dününde saklı Şiran’ım.
Karaca Baba’sı, Seydi Baba’sı,
Şeyh-i Şeyranî’si, Burgu Baba’sı,
Firdevs Hatun’u, Çipilli Baba’sı,
Bağrında evliya yatan Şiran’ım.
Çilhoroz Dağı’nda sabahın eli,
Fındıklıbel’dedir akşamın seli.
Kıran’dan eser de poyrazı, yeli,
Dört mevsimi yaşar günde Şiran’ım.
Tam yedi asırlık ardıç ağacı,
Bulunmaz şifadır sarı alıcı.
Balı, çiçeğinden sırlı ilacı,
Kuşburnun bin derde deva Şiran’ım.
Seyyahlardan çokça gezip gören var,
Düğünlerde davul, zurna, horon var,
Bayramlarda sarı burma, siron var,
Damağımda tadı kalan Şiran’ım.
Perşemben hancıdır, pazarcın yolcu,
Akşamdan serilir sergisi, hurcu.
Selamlar peşin de çökelek borcu!
Oğuldan sağılan balsın Şiran’ım.
Katıklı çorbaya doğranmaz kete.
Karaca evlerin olmasın site.
Ördekler Dereyüz Çayı’nda öte,
İrem Bağları’ndan tane Şiran’ım.
Şeyranî, güzelce sözler yazarsın,
Kirkit ile “ala kilim” çizersin.
Tam kırk yıldır gurbet elde gezersin,
Gurbete senden de kırgın Şiran’ım,
Nenemin ağzıyla (!): “Dargun Şeyran’ım.”
Ankara, 6 Ağustos 2019
Şeyranî (Adem OĞUZ)
Kayıt Tarihi : 1.1.2022 11:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!