Hamd ile beyân kıldın gördüğün ol keremi
Seyrân-ı mâverâyı, âyât-ı muhteşemi
Âşikâr ettin bize âlem-i hakîkati
Saçtın leyâlimize o envâr-ı mahremi
O berrâk nazarınla fehmettin öteleri
Gönüllere nakşettin âlem-i lâyüfhemi
Son ümmete bahşolan ey mürsel-i muhterem
Nebîlerin baştâcı, rasûllerin ekremi
Dosdoğru anlattın yâr, gördüğünü şübhesiz
Apaçık âyetleri, o mübârek âlemi
Gördün hakîkatleri, işittin Hak sözleri
Olacakları yazan mahfuz levhi, kalemi
Açıkça haber verdin sekaleyne ey şâhid
Gelecek kıyâmeti, o yevm-i lâceremi
Şeksiz şübhesiz gördün âhiret ahvâlini
O Va’dedilmiş cenneti, o me’vâ-yı eslemi
İnsanlığı uyarıp anlattın gördüğünü
Hakk’ı sevmeyenleri saracak cehennemi
Görmeden teslim olur hakîkate müminler
Gayb’a îmandır dînin evveli mukaddemi
Ne yücedir O Hâlık, sana mi’râcı veren
Seni pek güzel kılan Hâkimlerin Ahkemi
Huzûruna çağırdı lutfuyla Rahmân seni
Seyrettin mâverâyı göklerdeki görkemi
Dâveti aldığın yer doğduğun şehir Mekke
Nûra garketti Mevlâ o şehr-i mükerremi
Temiz mukaddes şehir, arınmış korunmuş kent
Canların özlediği Allâh’ın has haremi
Yolları aşar canlar, dağları denizleri
Zülhuleyfeyi ya da Vâdi-yi Yelemlem’i
Bütün kullar için Rahmân’ın pâk beytidir
Hidâyetin menbâ’ı Hak nûrunun maksemi
O mübarek Kâbe’dir yeryüzünün övüncü
Allâh için yapılan mâbedlerin akdemi
Duâlar sığınağı hacer-ül esvediyle
Müberrâ sitâresi, mübârek Mültezemi
Nûrlar sağanağıdır, Altın Oluğu, Hıcri
Mukaddes kapısıyla, bereketli Zemzem’i
Makâm-ı İbrâhîm’de, Safa ile Merve’de
Sükûn bulur rûhların iştiyâkı özlemi
Kimse kimseyi üzmez o mübârek topraklarda
Kimsenin kimseye yok hiç kem sözü sitemi
Ey yücelere eren, öteleri gören göz
Ey kâinâtın fahri, seyyid-i müfehhemi
Katına dâvet ile lûtuflandırdı Rahmân
Kendi ihsânı olan sendeki saf erdemi
İsrâ mu’cizen ile teşrif ettiğin ândır
Kudüsteki ânların en hoşu en hürremi
Burak ile yol aldın refref ile yükseldin
Yüce huzûra vardın, yaşadın en hoş demi
Oldun Cebrâîl ile Mikâîl’in hemrâhı
Hamele-i arş ile İsrâfîl’in hemdemi
Mesrûr ettin göklerde pâk ceddin İbrâhîm’i
Sevindirdi likâ’ın safiyyullah Âdemi
Selam verdin semâda Mûsâ ile Hârûn’a
Hâlis kullukta gördün Îsâ ibni Meryem’i
İmâm olup cem’ oldun ol enbiyâ ile ki
Haber verdiklerinin yok hilafı mübhemi
Parlak ihtişâmıyla lâhûtu gören nazar
Ey fuâd-ı nûr-cevher, Nebîlerin Hâtemi
Ötelerden gelirken getirdiğin bergüzâr
Senin sevginle yanan yüreklerin merhemi
Hamd olsun Hakk’a, salât, mi’râcıdır müminin
Gözün nûru ışığı, kalbin ilacı emi
Bir muhâtab oluştur Allâh’ın kelâmına
Kalblerin dizginidir, kem arzûların gemi
Huzûruna yükseltti şân verdi Rahmân sana
Şânınla taclandırdı Rabbin benîâdemi
Pek mübârektir gecen, hep hayırdır gündüzün
Nûr eyledi mi’râcın vakt-i leyli, subh-demi
Gördüğün ol keremi anlatabilir mi hiç?
Söyleyenlerin dili, yazanların kalemi
Bin övgüm huzûrdaki bir gülüşe yetmez ya
Kim övmez sencileyin bir nûr-i mücessemi
Seyrini kutlar gece bülbüllerin nağmesi
Gündüz kumrular ile güvercinlerin demi
Anber kokan ağzında çağlar hikmet pınarı
Hangi yürek dinlemez nûr saçan o gül-femi
Uyandırır kalbleri, râyihâsıyla sarar
Mübârek mi’râcının cennet kokan meltemi
Tâze düşmüş alnına, gültâcı yanağına
O en kıymetli vaktin miskler kokan şebnemi
Topraklara düşmesin huzûra ermiş terin
Dağlarca altın ile tartılır bir dirhemi
Itrıyla tâclandırsın mütebessim gülleri
O gül terin süslesin karanfili çiğdemi
Ümmet içindi duân, rahmet buyurdu Mevlâ
Hamd sancağıyla sildi gözlerindeki nemi
Ey gökleri fetheden keskin mücellâ kılıç
Âfâka bûs ettirdin Hak’tan gelen alemi
Ey Âlemlere Rahmet, aydınlığa çıkardı
Vücûdunun nûrları, zulûmât-ı ademi
Sâyende hayat buldu harab vîrân sîneler
Sükûnete çevirdin kalblerdeki depremi
Bir yâr ki yürümüştür fevkinde semâvâtın
Baştâcı etmez mi arz ol sahib-ül kademi?
Bir kerîm kuldur ki o sâhib-i tâc-ı mi’râc
Kapısında şâhlardır, sultânlardır hademi
Rabbinin izniyle in yeryüzüne ey Rahmet
Yok et zulmü, son bulsun mazlumların mâtemi
Ötelerin nûrunu bol bol saç üstümüze
Kalksın şirk kasâveti, yüreklerin elemi
Pür-nûr et şarktan garba, cenubdan şimâle dek
Aydınlat yeryüzünü, içlerdeki zulemi
Arındır Beytullâh’ı şirkin her türlüsünden
Hâk ile yeksan eyle her putu her sanemi
Şirk ki bir hastalıktır, ölümdür göğüslerde
Sînelerden söküp at, şirk denilen veremi
Kaldır zulmü cihandan, devir hak bilmezleri
Yık hem kayser-i rûmu hem kisra-yı acemi
Nasıl yıktıysa Hak Söz semûdu, firavunu
Direkler üstündeki eşsiz bâğ-ı iremi
Söz Rahmânın sözüdür, hüküm O’nun hükmüdür
Yed-i kudretindedir her varlığın perçemi
Hicaz’dan Hind’e, Sind’e, Rûm diyârından Çin’e
Ulaştır Hak nûrunu o kitab-ı muhkemi
Tâ maşrıkdan mağribe, Mısır’dan Endülüs’e
Yıldızlarca saçılsın hakîkatin hikemi
Hükmüne boyun eğsin cümle âlem Allâh’ın
Bütün gönüller ansın hamd ile Ol Hakem’i
Sevdi seni âlemler, başlarına tâc etti
Parmağında parlayan îman yüklü hâtemi
Münevver Medînene akar bütün gönüller
Bilmem bu aşk sendeki nûra mı edebe mi
Haktan sana va’doldu, sonra bahşoldu hepsi
Ömrünün sertâcıdır Ol Rahman’ın kasemi
Vesîle Cennetiyle mükerrem kılsın Mevlâ
Her ânı nûr ömrünü, o hayat-ı muksemi
Allah’ın va’di haktır, nûrunu tamamlar O
Müjdele müminlere bu kazâ-yı mübremi
Hadsiz şükürler olsun ihsân eyledi bize
Mevlâ sencileyin bir Nebiyy-i muhteremi
“Yok” demez “vermem” demez ihtiyaç arz edene
İlim menbâı ağzın bilmez “yok”u “vermem”i
Kerem umarım senden, daha ne isterim ben
Olsam da ümmetinin en hakîri en kemi
Mi’râcın hürmetine rahmet buyursun Rahmân
Afveylesin hem beni hem babamı annemi
Senin vesîlenle yâr afv u mağfiret kılsın
Bütün inananları cümle mü’min ümemi
O ki şereflendirdi Azîz Elçiyle bizi
Ki o öğretti bize her lâzım u elzemi
Âbıhayattır, nûrdur, güneşçe tebessümü
Âlemlere rahmettir çehre-i mübessemi
Habîbidir Rahmânın tâ ezelden ebede
Âhir ü Âkibse de en evveldir kıdemi
Dâim yüceltsin Allâh, mübârek Rasûlünü
Ki O’dur insanlığın sığınacağı gemi
Makâm-ı Mahmûd ile şereflendirsin Mevlâ
Ol Nebî sallallâhu aleyhi vesellem’i
Kayıt Tarihi : 2.5.2017 16:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Şanlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/05/02/seyran-i-mavera.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!