Varlığı sonsuzda yüzen nur iken
Âdeme üflendim bir tene düştüm
Yakalandım yasak meyve yer iken
Sırrı imtihana cihana düştüm
Aşktan sınav oldum aşka tutuldum
Sevgi teknesinden maya katıldım
Aynı anda ayrı yere atıldım
Bin sene hasrete, hicrana düştüm
Habil de nüksetti husumet zulüm
Kabil’le tanıştı ilk defa ölüm
Al kana bulaştı her iki elim
Zalimin zulmünden bir yana düştüm
Yakup’tan Yusuf’a bir gardaş oldum
Gözleri kör eden kanlı yaş oldum
Kalbi kapalıya kara taş oldum
Bezirgân elinde âmâna düştüm
Nemrut’un öfkesi beynine çıktı
Cehenneme benzer bir ateş yaktı
Halil İbrahim’i tutup bıraktı
Hamdolsun ihlâsla imana düştüm
Azdım şaştım çok hesaba çekildim
Oysa halifeydim Hakk’a vekildim
Yunus ile bir zelleye takıldım
Balığın karnında ummana düştüm
Bela musibetin gelmedi ardı
Beni yaratanın hesabı vardı
Nuh Nebiyi ikaz edip uyardı
Afete tutuldum tufana düştüm
Eyüp iken kurt düşmüştü yarama
Sabır ile şükür aldım arama
Beni isyan bölgesinde arama
Şifa veren Şafi Subhan’a düştüm
Firavunla cebelleştim bir zaman
Musa da at sürdü denize iman
Kızıl deniz küfre vermedi aman
Helaki hak olan düşmana düştüm
Tuba yaprağında Safvetullah’a
Liva-i Hamd adlı Hayretullah’a
Kürsi cebhesinde Habibullah’a
Tevrat, Zebur, İncil, Kur’an’a düştüm
Kâh baş verir kâh kavuşur yaralar
Hak konuşan hakikatı aralar
Kelam-ı kadimli Gözükaralar
Ümmet de kıymetli zamana düştüm
Seyr ü Sefer (sh. 66)
Mehmet GözükaraKayıt Tarihi : 1.11.2008 20:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
http://www.elbistaninsesi.com
kelimeler çaresiz eynimde ,bir cüle kuramıyorum,güzeli severiz Yaratandan ötürü
349-KADER GÜNLÜĞÜ
Önce bir damlaydım sağlam bir belde,
Sonra malûm yere gönderdi kader.
Ayaksız yürüdüm karanlık yolda,
İlâhî emire önderdi kader.
Hiç bir yer bilmeden yol aşıp geldim,
Emin bir duvara yapışık oldum.
Akıl almaz işe şaşırıp kaldım,
Bir et parçasına döndürdü kader.
Bir göbek bağına bağlıydı canım,
Ne damarım vardı,ne damla kanım.
Yoktu ne kemiğim,ne bir organım,
Yorgansız,döşeksiz can verdi kader.
Takdirle dokuz ay,on gün kışladım,
Vakit geldi,ben yuvayı boşladım.
Sonu meçhul yolculuğa başladım,
Dünyâ hayatını öngördü kader.
Belek ve bir beşik yer verdi bana,
Göğsünden süt verdi kutsal yâr ana.
Dokuz ay az gldi,sardı sırtına
Anam'ı üçümde çok gördü kader.
Onbeşimde sevdâ vurdu başıma,
Yirmidörtte geçim düştü peşime.
Yirmibeşte ortak oldum eşime,
Kırk'ımda sırtıma dert sardı kader.
Kırkdokuzda Pederkale'm yıkıldı,
Ellimde ağzımdan dişler döküldü.
Elliyedimde de belim büküldü,
Üç ayak üstüne bindirdi kader.
Bir selâyla ahbaplarım duyacak,
Sevenlerim bir kefene koyacak.
Beni gören dostlar şöyle diyecek:
“Bir kapısız hana indirdi kader,
Hiç yaşamamışa döndürdü kader.”
Nazım İNCE
TÜM YORUMLAR (26)