Seyr'ü Meratib Kasidesi Şiiri - Tuncay Kul

Tuncay Kul
48

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Seyr'ü Meratib Kasidesi

Cehennemden cennete, cennetten terke
her güzellik benimdir, ben varım bu alemde
yollarda yürürken şanım her an benimle
ben veririm cezayı, ben veririm dersi de
şan’ım almış yürümüş ta kafların üstüne
bir ben varım mashar olan tek övgüye
var mı benden başka aş veren dilenene
var mı benden başka akıl veren cahile
adım namım yürüsün duyulsun bu aleme
sofralar açılsın topluma tek bir emrimle
içilsin her damla şarap benim iznimle
kim yıkar ki bu gücü ben varken içinde
kim sorar ki hesabı güç varken elimde
ben verdim hep dersleri, ahlaka edebe
varsa yoksa hep benim ben doğdum aleme.
tükenmez bu benlik malım varsa elimde
hakkı haksız ayırdım içimdeki nefs ile
tükenir mi bu güçüm bu aklım fikrimle
tökezledim her defa yükseldim ben yine
yıkılsamda çıkarım gücüm varken elimde
ne oldu da tükendim yanlışlarım nerede
şimdi yalnız kalmışım malım bitmiş elimde
sorarım durmadan hata kimde diye
ama ben güçlüyüm, büyürüm ben yine
batsamda, hep yükseldim en tepelere
bir sistem var çözemedim bu batışlar hep niye
aradım tüm suçları hep kendimden ötede
hiç aldırmadan daldım hayatın nimetine
suçluyu aradım hep benden ötelerde
ne büyük bir iblismiş o benlik ki içimde
daldım nefsimin hevasına hep o nefs ile
zulmettim verilen en temiz emanete
zannettim ki o güç kalacak hep benimle
yükledim tüm zanları o masum nefsime
zulmettim nefsime kahrettim içimdeki o güle
en nadide çiçeği kopardım ben elimle
zulmettim şirk ile benlik ile herkese
tertemizdi başlarken hayat, o bebeğe
zülmettim yere göğe ruha bedene nefse
kitaplara daldım baktım bir müşahede
yanarım ben kendini imanlı zannedene
en büyük zan imiş, kendine iman atfedene
en büyük şeref imiş, aklını cahil bilene
enetse birabbüküm dedi o kelam nefsime
“bali” dedi benden sensin dedim rabbime
yanlış tanıdım rabbimi, taptım hep kendime
benliğim beni yüceltti kaybettim kendimi de
ben ben dedim, her zerreye baktım benlikle
içimde ezdiğimi zannetiğim nefsimle
ben ben dedim, fıtratımı verdim iblise
iblisin süslü sözleri hoş geldi hep gönlüme
övdü beni durmadan övdü sen sen diye
bir firavun yetişmiş nefsim iblisin elinde
hak istedikçe benden, düştüm bahanelere
Hakk açtı ellerini de ben sarıldım iblise
içimdekini görmedim dost bildim kendime.
övdü beni içimden, rabbim dedim iblise
övdü beni durmadan, övdü övdü sen diye
fıtratımı azdırdı hoş geldi hep gönlüme
iman içinde imansızlık sarmış bedene
ey iman edenler iman ediniz derler bir de…
ey tek gözü kör şeytan yenildim ben yine.
hak neylesin beni? düştüm senin eline.
yenmişsin ezelden de ben kalmışım çok geçe.
en değerlerimi bir bir yıktım seninle.
çıkmaz silinmez unutulmaz kara lekelere
ağlattın sokaklarda yatırdın yerlerde
hep hatalar işledim de silinmedi içimde
akıllanmadım ne hallerden geçtim de
hak bildim sözlerini yansıttım nefsime
sen ne menem şeymişsin gelemedim kendime.
ahh nefsim! senmişsin ruhumun üstünde.
ruhum fani olmuş, baki denilmiş bedene
dünyada cennet diye yaşattığın her şeye
ah ederim şimdi ben, ah çekerim kendime
meğerse hak varmış benden de içerde.
suçlu suçsuz ararken bakmamışım rabbime
göremedim ben Onu körlük gelmiş gözlere
başkasında ararken nefsim kalmış iblise
bil kuvve içimde ben dost oldum iblise
benim cemim iblisin cemi olmuş bakide.
ben nasıl kurtarırım fıtratımı bu alemde
ben nasıl yanmayım levvame denizinde
nasıl kavrulmayım bu cehennemin içinde
ey iblis anladım ki rab olmuşsun gönlüme
her zerremle dik ala tapınmışım iblise
fark ettim ben kendimi önce iblisimle
sordum alemlere bu nedir, nedir diye
gördüm ki bir çok eksiğim var her şeyde
başladı sorularım kendimden kendime
önceleri kızardım her şer sahibine
anladım ki kendimi tüm eksikliğimle
daldım düşlerimde eşyanın özündekine
var elbet bunları yaradan bir sebeple
madem yarattı, veren O dur her halde
anladım ki tüm fiiller hakkın indinde
sahibidir sirayet eder fiilin hepsine
gördüm ki tüm kainat bir birin içinde
yaşayan var elbet bu bir olan alemde
o tek olan hükmedermiş tüm bu fiillere
o bir ki her şeyde, gücü kudretiyle
tüm fiillere sirayet eder Hakk ismiyle
bildim ki fiiller haktan işler her zerrede
fiilin faili hakmış gördüm her nesnede
de dedi bana la faile illallah içine
tevhid-i efal hala pişman levvamede
uzun dönem seyrettim baktım fiillere
bir gördüm ki, fiiller işler benden de
ben kimim dedim durmadan kendime
hakkı bildim fiillerde, şimdi bendeki ne
efal efal dedik te bendeki fiil de ne
aradım bu sırrı hep sordum kendime
fiilerim dökülür sıfatımın emrinde
sıfatım rapt eder nefsimin şekline
benden çıkan efalim bendeki müşahede
bak biri olmuş dilenci, biri de divan
biri el açar kula, biri aşık has kalbe
dedim kimdir bunlar, failleri nerede
bu sıfatlar kimdendir, bakma hasana hüseyine
neden yaratı onları hak şimdi nerede
gel bana aziz adam soruma cevap eyle
bir bakarım nefsime türlü işlerde
adım ile iş yaparım bu sıfat ile, ama kime
adım mıdır sıfatım nedir, hangi sebebe
bir gece rüyamda geldi bana o zatı kerime
dedi sıfat hakkındır her sıfattan bak bire
semi, baser, kelam, hayat, ilim, irade
tekvin dedi bana o bir, yedi sema içinde
onlar hakkın fıtratı görünür her failde
ol sıfatlar hakkındır görünür kul diye
haydi la mevsufe illallah diye zikreyle
tevhid-i sıfat tır sıfat hakkın içinde
zatı sorduğunda Hak gelsin kalbine
bu sıfatlar hakkınmış benden işleyen de
her arzu bir sıfat yaratmış hak bende
Hakk istedikçe sıfatlar işler o failde
Sıfatlardan efaller çıkar hayat ismiyle
ilim ile yol hal olur, dürülür kelam ile
semi baser zevk verir sonunda efaline
tekvin ile varettin bu sıfattan tüm işine
anladım ki kainat sıfatıyla görüne
tüm kainat hakkın sıfatıyla biline
bu sıfatlar görünür tek tek her yerde
bildim ki o tek, aynı ayna dır bende
ben gibi zatımda sıfatıyla biline
alemin de bir zatı var sıfattan da öte
tek vucut, mutlak vucut tur O bu aleme
vucud-u mutlak demiş ona tevhid-i zahire
anladım ben zatı kendime benzettiğimde
aynı ben gibi işler sıfatı ve fiilleriyle
ne bir arzu varsa Ol haktır indimde
sıfatlanır kendince fiiliyatından önce
onun yedi sıfatı sirayet eder aleme
zatın ismi Allah olup görünür bu zahire
her ne yöne baksan Allah hep o yönde
secdem oldu her yönü gördüm onu her yerde
la mevcude illallah eklendi zikrime
tevhid-i zat denir bu zahir mülhimmeye
şükür ya Allah sana efalin sahibisine
bana bırakma al zatımı, ver habibine
sensin görünen şu bendeki vechinde
sana niyazımdır, yokluk ver şu nefsime
kurtar beni benden, var eyle kendinle
bu vechin aynası nereden olur irade
görünen gördüğüm mü hak nerede
bir his varsa içinde dışımda görünende
zat olan bu kadarmı gördüğümmü sadece
ben dediğimde benden içeri yok mu içimde
ben dediğimde şirk yokmu ki bende
bir başka ben var duyarım onu içimde
o halde, mutlak vucudun şimdi nerede
sorularım arttı Allahım kendime
demek ki değilmiş burası son kademe
bu efalin birde bakası olmalı indinde
nereden çıkar efalin zuhuru sende
hala sana sen diyorsam ben yine
şirk değil mi bu, sen-ben olduk şimdi de
bir bekası var vech-i zahirinin o halde
bana sen dedirten o sen nerede
takıldım kaldım içimdeki sesime
furkan ile resulum konuşsa da gönlüme
ben zahirim, nefsim hala peşimde
ey gönlümün resulü beni firavun etme
sığındım bekana zatım seninle
bekadan işler efali, sıfatı, zatı ile
zahirde haldım al beni kendine
efal sıfat zatım hep seninle
zahir-beka mutlak vucud nerede
gönlüm gabya dalmak ister seninle
sonsuz bahçeyi gezmek ister yine
ver bana bekanı da bakayım kendime
iki cihanı yan yana göster yüzüme
ayna sırrı ile bakayım kendime
ayna oldum ortada iki düştü tam bire
fena beka ortası ulaştım ben ceme
ne büyük derya ki saklanmış içimde
ben ben derken, bir ben varmış ki bende
bakan da gören de benden de öte
eyy hakk, şahidim benden bakan gözüne
hakk mış bu aynadan bakan içime
hakkın beka alemidir görünen efalde
o halde hakk tır gerçek olan bende
hakktır görünen baksam her ne yöne
esmaları ile ayna oldum zahire
sensin görünen her zerre ve şekilde
hakk zahir, halk batın her zerrede
aynaya baktığında ruhun nerede
görünmez ruhun ayna önünde
vucuttur gördüğün, ol ayna içinde
sen ruhunu göremezsin çaba eylesen de
ruhun hakk olarak görür seni zahirde
hakk olan zatımmış her an her yerde
alem benden yansır gözlerim içinde
baktım aleme benden bakan ile her yere
her zerreden işleyen hakk benim işte
zikreyledi zikrullah “la ilahe illa ene”
makamı cem eyledi, oldu mutmaine
esmaları buldum ol beka aleminde
alem-i melekuttur bu varlığın içinde
her zerreden işleyen fiilin faili hak ile
melekler esma olmuş aleme bir güç ile
cem makamı demişler tehlikenin içinde
yaradılışa uymazsan hak olmuşsun kimene
insan olarak gelmişsin yaşantın zahirde
zahirsiz hak görmek şirk olur nefise
bu makam tehlikedir kusurdur bir bilene
yoksa yanar gidersin gizli bir şirk ile
cem makamı nerede iki cihan nerede
varlığın ortası cem olur aleme
fena beka arası mutmaindir gönlüne
esmalar yaratmış beka göklerinde
madem ki yaratandır, varlıktır o halde
varlıktır o halde, beka alemi de
ceberudu melekutu hep varlıkta işte.
sıfatı esması bekası varlıkta ise
zahir değil midir esma alemi de
anladım ki bu beka varlıkmış özünde
anladım ki bu beka varlıkmış işte
beka ve zahir mevcut eşya içinde
o halde saklanmış Hakk, halkın içinde
görünen halk oldu hakk gizlendi içimde
bu ne tür alemse razı oldum şekline
bakmaz oldu hallarim belaların şekline
hayır var en derin şerlerin içinde
razı olmuş halde döndüm rabbime
af oldu günahım geçmişi de geleceği de
hazret-ül cem e eş tutar razı olmuş marziye
Musa Hızırdaki batını, gördü ol zahirde
hak halkta zahir oldu, esma efal iç içe
mukerrebun gülleri kalbe açtı her gece
tur dağının yolları açıldı de tövbe
yürü şimdi benimle, gören duyan benimle
ama hala gizli bir şirk ol fetedella içinde
şirki hafi dediler bulamadım ki nerede
tövbe ettim durmadan kurbiyet ile gece
talib oldum durmadan bakara 151 e
baktım aradım gizli şirk kaldı mı nefside
talib oldum ben sana aç beni gönlüne
anladım vahdet bir hal imiş rabbime
anladım ki, rabbim var imiş hiçlikte
anladım ki, hiçlik yok imiş ilmimde
gördüm ki, perdem ceberrud imiş içimde
hüvel evvel, hüvel ahir aksın ilmime
hüvel batın, hüvel zahir konsun ismime
bu bir yol ki arzular düşürür gizli şirke
melekutu ve ceberrudu geçmeyende,
bizden değildir deyu Geylani ilminde...
bekayı avam gayb zanneder, velakine,
varlık yeridir beka-ı esma bir bilinse...
varlık yeridir zahir batın bir biline...
varlık yeridir Hakk ve halk bir görüle...
Halil İbrahim makamı düştü hayalime
dost oldu Allah halil-i mardiyye ye
fuad esrarı düştü kalbimin sahibine
mertelebeler zaval oldu imdi içimde
esma efal tek vucut oldu gözümde
her ne yöne baksan cümle eşya özünde
allah allah deyu zahir batın indimde...
açıldı cemül cem kapısı, oldu halim mardiyye...
ne meratip varmış ne de bir yol bu ilme,
zaten mevcutmuş tüm alem içimde...
geçti ol meratip berzahı bir vehem halimde
yokluğun gölgesini gördüm varlığın içinde
ey İbrahim halin halimdir halilullah ilminle
kalbimi açtım sana beyt-i mamur şehrinde
anahtar oldu la ilahe illallah kalbime..
yönüm oldu la mevcude illa hu seyrime...
dayanmış maşuk kapısına anahtarı elinde,
edep eyler Mahmuda yön bulan zikriyle..
edeb eyler Mahmuda ol kapının önünde
varlık-yokluk sınırı müntehasıdır bu sidre
sidre-i münteha ile açılmış alem ol harf-i BE ile
be noktası Nur-u Muhammed dir ol gönülde,
kabe kavseynden evednaya dalar müşahede
amma edeb eyler bekler ol kapının önünde
la mevcude illa hu zikri duyar kapı dibinde
edep eyler her anda bu zikrin sahibine
noktadır bu zikrin sahibi ol halilin gönlünde
cemül cem ile baktım tevhid-i efal dengesine
tüm efaller bendendir bu suluku seyirde
zat, sıfat, esma, efal tüm alem içimde
lahut, ceberrud yokluk, varlık nerede
zat - sıfat arası nur-u muhammedi özünde
koca sultan benimle gel dedi ol cebraile
bir adım bile geçemem ben bu hattan öteye
cebrail bile kala kaldı ol hattı sidrede
yanarım karşılığım yok ki o hiçlik yerinde
şahiddi zaten abdullaha bu alemin içinde
yine şahid oldu abdulahın abduhuya geçtiğine
şahid oldu ol halilim, ol habibin yerine
halilim gördü Nuru, makam-ı mahmud önünde
ol Nur ki abduhu ve rusuluhu olmuş Zat ın ilminde
zat-sıfat, hu-allah, lahud-ceberrud arası nedir ne
ol berzah ki ilk taayyün, varlık çıkmış ilmiyle
ol yer ki ulaşılmaz Nur-u muhammed yerine
ol yer ki ahadiyetül cem, meratib-i safiyye
sıfat ile ceberrud O nunla çıktı almeme
her bir arzum Nur-u muhammed oldu ilmimde
bahr-ı harab oldum ey habibim ben gönlüne
ol vicdanın sesi, her arzun arzumdur halime
rabbül alemin yeri, onsekiz bin alem seninle
ey rabbim, şefaat eyle şu garib bahr-ı harabeye...
la ilahe illallah deyu efalullahı Halk ilmimde
la ilahe illallah deyu esmaullahı Hakk halimde
la ilahe illallah deyu sıfatullahı Allah vechinde
la ilahe ilallah deyu Nur-u Muhammedim nefsimde
la mevcude illa HU deyu zatullah İnsan ile kendine
hep döner devri alem Zattan İnsana - İnsandan Zata...
O her an tüm alemde, el an kendinden kendine
her şeyin en doğrusunu bilendir O, biz kim ki ne
sonsuz ilmiyle selam olsun ol insan Hz Muhammede
ey rabbim, şefaat eyle şu garib bahr-ı harabeye...
ey rabbim, şefaat eyle şu garib bahr-ı harabeye...

Tuncay Kul
Kayıt Tarihi : 28.2.2012 13:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Tuncay Kul