Zümrüt müdür gözlerin, ışıl ışıl işlenmiş
Ay gibi, yıldız gibi mehtapla gümüşlenmiş
Tutunsam da ferine, şavkında sabahlasam
Alazında kavrulup, gölgende ferahlasam
Simli bir sedef taşı, titrek terli şüheda
Nazlı nazenin nurlu, bitmek bilmez o eda
Gül sineme işledi bade sunan bakışlar,
Mahkûmu etti beni parıldayan nakışlar.
Nehir midir gözlerin, dalga dalga tozarsın
Islanmış yüreğime, kuytulardan sızarsın
Yusuf’u çeken bakraç, hicabından pay olur
Dağdan inen dereler; helâk olur, zay’olur
Bin yıllık buz kütlesi gülüşünle ışınır
Tane tane ufalıp, yamacına taşınır
Suların engininde tutuklayan o gözler,
Dalgasıyla ruhumu tetikleyen o gözler.
Dere midir gözlerin, gürül gürül çağlarsın
İnsanlık alemine ab-ı hayat sağlarsın
Yamacına yaslanıp yosununda paslansam
Süzüm süzüm süzülen, serininde ıslansam
Kum olsam çakıl olsam, kıvrımlı yatağında
Su içsem kana kana, doyulmaz yutağında
Düğüm düğüm dolanıp ezgi döken o gözler,
Sızım sızım sızlayıp boyun büken o gözler.
Alev midir gözlerin, harıl harıl yakarsın
Bir bakışta ufkumun kalesini yıkarsın
Çırpınırım çaresiz, çehreni bana dönsen
Her şeyine razıyım, yeter ki bana dön! Sen
Kuşattı hararetin, sarmaladı ahımı
Yanmışım, yıkılmışım duy artık eyvahımı
Kandiller ışığında yol gösteren o gözler,
Alaflı bakışıyla kor estiren o gözler.
Şarkı mıdır gözlerin, yanık yanık ağlatan
Yunuslara yazdırıp ozanlara söyleten
Bestekârı kandırıp nota nota dizdiren
Müzisyeni kızdırıp akordunu bozduran
Gitarın tellerine gül deren, güller seren
Sesine nefeslenip can veren canlar veren
Keskin bıçaklar gibi yaralayan o gözler,
Dert üstüne dertleri sıralayan o gözler.
Kitap mıdır gözlerin, satır satır muhteva
Okunsa iki mısra, hastalar bulur deva
Nice cümle cahili âlim eder şah eder
Cemalini görmeyen; ahlar eder, vah eder
Kitabende bir yazgı bana da yazılsaydı
Bir gün yaşayıp senle, mezarım kazılsaydı
Yabani ve korkulu, ürkek bakan o gözler,
Semânın rayhasından gönle akan o gözler.
Şiir midir gözlerin, satır satır bezenmiş
Belli ki yazan kalem, özenmiş çok özenmiş
Hece hece dizilmiş, aruz beyit döşenmiş
Kanatlanan imgeler, lale sümbül kuşanmış
O gözler ki Mecnun’u çöllere düşürmüştür
O gözler ki Kerem’e dağları aşırmıştır
Aklımı baştan alıp sayıklatan o gözler,
Beni benden çalarak, tutuklatan o gözler.
Kale midir gözlerin, sıra sıra neferler
Ne mümkün düzenlensin anlı şanlı seferler
Yaşama çizgi çekip surlarında asılsam
Lime lime doğranıp ateşinde yakılsam
Söyle geçer mi? Heyhat! Söyle ey soylu kale
Bende ki bu yangınlar, bende ki bin bir çile
Gül sineme işledi bade sunan bakışlar,
Mahkûmu etti beni parıldayan nakışlar.
Kayıt Tarihi : 17.6.2008 21:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirimde imla hatalırının ve bazı kelimelerin düzenlenmesi hususunda bana yardımcı olan Ekrem YALBUZ Hocam'a çok teşekkür ediyorum.
TÜM YORUMLAR (70)