Şehirde koca yalnızlık!
Adım adım çoğalıyor.
Bir gölge misali
Her an ensemizde dolanıyor.
Ey güneş...
Durma tepede,
Köprü, insan ve yansıma.
Çalan bir mızıkadan çıkan
Gizli bir tümce gibi saklanıyor gölge.
Hangi taraftan bakarsan bak güneş yönünü çeviriyor.
Bulutlar niçin dizilmiş böyle?
Bir ipin üstünde cambazlık edercesine.
Beyazı kimliğinde özenle taşır bulut.
Gece çekilir gökten kişiliği kaybolmasın diye.
Kaçar siyahın en koyulmuş hallerinden.
Ve kaçmaca kovalamacaya dönüşür birden.
Siyah, soluksuz kovalar yorgun beyazı
Yorucu olan bu ilerleyiş
Kağıt küskün,
Kalem yılmış.
Parmaklar ölü bir bedene ait.
Hiçbir şey eskisi gibi değil.
Etrafta anıların cesetleri kokuyor.
Pervasızca geçen zaman
Kışta kalmış kalpler
Daima buzla kaplıdır.
Böylelikle duygular görünmez.
Buz şeffaf bir kalkandır.
Kalp ve buz yan yana
Buz kalbi kaplayan bir yara
Anlatıyor beşer yıllara aşkın yaşadığı sessiz hikayesini.
Kulaklarda çakılıp gitmeyecek hüzünlü efsanesi,
Bir zamanlar diye başlayan uzun soluklu nesri,
Dediler, ben bir zamanlar bebeğini çamura düşürmüş kız çocuğunun dehşeti.
Dinle anlatacaklar birazdan ölümün açlık kokan nefretini.
Ey sesleri kendi sessizliğine bürüyüp
Görünürlüklere örtü misali örtülen gece.
Bilyelerin saçılmış göğün ayazlarına,
Bilyelerin donmuş ve çatlamış.
Pınarlarından yaş değil kan akmış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!