köhnemiş şehrin
şarhoş gecelerinde
ruhumu tırmalardı
şarap kokan dudakların
ömrümü serseri bir aşka bağlardı
ayışığında baygın baygın
Bu nasihat kara taşa yazılmıştır!
Çöplükte eşenenen kara karga
Bülbülün, güle niçin yandığını bilmez
Maşuğunun dudağının ateşiyle yanmayan
Kör gönüllere nuru yol oldu
Dost ateşiyle yanıp kül oldu
Kelama mana veren kul oldu
Ey bizim Yunus, biçare Yunus
Türkçem dilinde hep pür-i pak
Meçhul bir yolcuyum bu viran handa
Umutlarıma kar yağdı genç yaşta
Tozum dumana karıştı sahrada
Tut ellerimden, hiç bırakma babam
Bülbüller ötmez oldu gülbahçemde
Kainatın al yanaklı kızıdır
Ezelden ayyıldıza sevdalıdır
Yiğitleri de kartal bakışlıdır
Bu vatan, yeryüzünün en şahıdır
Sen de bulur anlamını şeref, şan
şebnem düşerken
pamuk tüylü bulutlara
yağmur vuruyorsa ansızın
kırık pencerene
yıldızların firari ise
gökyüzünden birer birer
Gönül bahçemi hazana çevirdin
Kerem gibi yaktın beni kavurdun
Külümü viran bağlara savurdun
Ölümüm müdür senin o gözlerin
Aşıklar arasında taç giydirttin
Tarihin sırtına mührü vuranlarız
Yüce dağları eridip aşanlarız
Üç kıtada atları sulayanlarız
Altaylar'dan, Tuna'ya cenk tutanlarız
Sanmayın kılıcı kınında paslanır
Yeşil yaprak idim,
sevgi dalında,
sam yeli esti
gazel etti beni.
Gonca gül idim,
bir hurinin
Kaf dağının ardından
Sevgiye susamış gönüllere
Seher yeliyle sahralara
Barış değil, barut kokan zatlara
Kanatlarında ab-ı hayat taşıyan
Bir güvercin uçurmak istiyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!