Seyit Rıza Bakır: Hayatı, Biyografisi, E ...

64

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

SEYİT RIZA BAKIR HAYATI

HAYATI (1955) =SEYİT RIZA BAKIR
BİR YAŞAM

Elbistan'ın Kızılkandil Köyü'nde ailenin 12.ci çocuğu olarak dünyaya geldim. Kalabalık bir aileidik. Babam Tacim Dede, yolu şehre düştükçe nüfus dairesine uğradığında bazılarını ikiz yazdırmış. Onlardan biride benim.Ablam ve benim doğum tarihim 20.03.1955 olarak yazılmış.

İlk, orta ve liseyi Elbistanda okudum. Türkçeyi okulda öğendim. hatta bir keresinde, türkçemin gelişmesi için, büyük abim beni öğretmenime 'evde kürtçe konuşuyor ' diye şikayet etmişti.

1974 yılında K.Maraş Eğitim Enstitüsü'nü kazandım.1976 yılında bitirdiğimde ODTÜ fen ve edebiyat fakültesi eğitim bölümünü kazandım.Bu yüzden atamam Ankara'ya yapıldı. Ancak ekonomik nedenlerle okula devam edemedim. 29.Kasım 1976 da, Çamlıdere İlçesi- Osmansin Köyü'nde öğretmenliğe başladım. İlçede arkadaşlarla birlikte TÖB_DER 'i kurduk. Yaptığım ilk işlerden biri maaş alma gününü değiştirmek oldu. İlköğretim müdürünün emriyle öğretmenler maaşlarını, maaş gününü takip eden hafta sonu alabiliyorlardı. Bir dilekçe yazdım, ilk imzayı attım, köy köy dolaşarak imza topladım ve Ankara'ya Milli Eğitime yolladım. Bir ay sonra gelen cevap olumluydu ve maaşlarımızı hafta içi almaya başlamıştık. Böylece resmi işlemlerimizi de yapıyorduk.

1978-1979 yıllarında İstanbul, İslahiye, İskenderun'da askerliğimi yedek subay olarak yaptım. Askerlik dönüşü İskenderun Gülcihan'da yeniden öğretmenliğe başladım. Burda iken 12 Eylül 1980 de(12 eylül darbesi nedeniyle düğün yapamadık) Gülçin Çolak (ev hanımı) ile evlendim. Kızım Arzu burada dünyaya geldi. Gülcihan; deniz kenarında şirin bir tatil köyüdür. Yaz tatillerinde eşimle birlikte ayran limonata satarak ekonomiye katkıda bulunuyorduk.Ancak hakkımda 'ticaret yapıyor' diye açılan soruşturma sonucu Arsuz Hüyük Köyü'ne atandım. Öğretmenliğimin en güzel on iki yılını Hüyük Köyü'nde geçirdim. Kızım Ayda burada dünyaya geldi. Buraya ikinci vatanım gözüyle bakıyordum. Müdürümüz emekli olunca, okul müdür vekili olarak görev aldım. Yaptığım ilk iş; ilkokulu, İlköğretim Okulu'na çevirmek oldu.Öğretmenler Günü anısına yazdığım 'Öğretmene Sesleniş ' şiirim Hatay 'öğretmen ABC' dergisinde 24 Kasım 1987 de yayınlandı. Çocuklar büyüyordu ve eşim büyük bir kente taşınmamızı istiyordu. Eşimin ısrarları sonucu 1995 yılında İzmir ili'ne tayin istedim.

İzmir Konak'ta görev yaptığım İbn-i Sina İlköğretim Okulu tarihi bir taş binaydı. Dikkatimi çeken, ilk isminin 'Vali Kazım Dirik Paşa İlkokulu' olmasıydı. İlköğretime çevrilince ismi değiştirilmişti. Yeniden, Atatürk'ün İzmir valisinin isminin iadesi için dilekçe yazdım. Velileri örgütleyerek imza topladık ve Valilik kanalıyla dilekçemizi Ankara'ya Milli Eğitime yolladık. Birkaç ay sonra gelen cevap olumluydu. Okulumuzun ismi iade edilmişti. Bornova ve Karşıyaka'da çeşitli okullarda çalıştım ve sendika temsilciliği yaptım. Bornova'da 'öğretmenler günü' şiir yarışmasında ikincilik ödülü aldım. 2002 yılnda eşimden ayrılınca İzmit ili Gebze ilçesine tayin istedim. Yaklaşık 30 yıl çalıştıktan sonra 15 Temmuz 2005 yılında emekli oldum. Aldığım emekli ikramiyemle İzmit- Uzunçiftlik'te daire aldım. İki kızımla birlikte ilk kez kendimize ait evde oturmanın keyfini doya-doya çıkardık.
07-07-2007 tarihinde ikinci evliliğimi yaptım. Belçikada başkent Brükselde ikamet eden ve bir kız çocuğu olan akrabam Arife Hanımla evlendim. Burada iken, ülkemin zenginlik kayanakları ve doğal güzelliğini daha çok sevdiğimi farkettim.
Ancak ne varki Belçika'da geçirdiğim iki yıl bana çok uzun bir zaman gibi geldi. Memleketime, evime ve helede kızlarıma olan özlemim günden güne artıyordu. Eşim Arife'nin oradaki düzeninide bozmaya hakkım yoktu. Arife'yi çok sevmeme rağmen, (ki bunda kendimi suçlu kabul ediyorum) ayrıldım. 06-01-2010 günü yurda döndüm. Böylece ikinci evliliğimde bitmiş oldu.
Şu an Kocaeli de kendi evimde kalıyorum.Belçika'dan dönünce küçük kızım yüksek okulu bitirdi, büyük kızımı evlendirdim, bilahare küçük kızımıda evlendirdim. Küçük kızım iki yıl sonunda eşinden boşandı ve yanımda kalıyor. Büyük kızımdan Zeynep Ezgi adında bir torunum var. Bana yakın oturuyorlar. Okulların açık olduğu dönemlerde ücretli öğretmenlik yapıyorum. Yaz aylarında ise Köyüm Kantarma'ya giderek hayatımı güzel yaşamaya çalışıyorum. Çeşitli konularda bazen şiirler yazıyorum. Yaşadığımız coğrafya ve kültürümüzle ilgili yazılar yazıyor ve internet ortamında yayınlıyorum.
BİR YORUM
Eskiden beri şöyle bir düşünceye sahiptim. Yaşantım boyunca edindiğim tecrübelerimi, yorumlarımı, hayata bakış felsefemi benden sonrakilere aktarabilmeliydim. Böylece yaşantımızdaki keşkeleri en aza indirmeyi hedeflemiştim. Bunun için 1981 yılında İskenderun'da matbaada kendime özel bir defter yaptırdım. Adını 'KÜÇÜĞÜME NOTLAR" olarak yazdırdım. Hala zaman zaman yazıyorum.
Herkesin kendince doğruları olabilir. Farklılıklara saygılı olmalı, herkesi olduğu gibi kabullenerek birlikte yaşama ortamlarını olumlu yönde geliştirmeliyiz. Eleştirilere açık olmalıyız. Başkalarını eleştirirken, beraberinde çözüm önerisi sunmalıyız. Kendi inanç ve kültürümüzü yaşarken, farklı inanç ve yaşam biçimlerine hoşgörülü yaklaşmalıyız. Dünyaya gelen her canlının nefes alma ve yaşama hakkı vardır. Bu sonsuz evrende, akıp giden sonsuz zamanda şu kısacık ömrümüzü, farklı ırkta ve farklı inançta olanları dışlayarak, kavga ederek geçirmeye hiç zamanımız elverir mi? Saygılarımla. 07-07-2012 - KARTEPE
SEYİT RIZA BAKIR
Emekli öğretmen