1971 Altınyayla / Sivas doğumlu
Saçlarımı okşa, ellerimden tut
Beni de koynuna al anneciğim
Gözlerini biraz gözümde unut
Öylece uykuya dal anneciğim!
Hâlâ saçlarımda el izin var da
“Sokaklarda her adım, alnımdaki her satır
Ya dünün günahını, ya seni hatırlatır...”
Ruhum, hazan mevsimi, en karanlık çağında
Vehimli bir cinneti taşıyor kucağında
Âsumanı mazlumun ah u enini sardı
Yağmur hüzünle yağar; topraklar kan kusardı
Zalimler hüküm verir, masumları asardı
Zulm ile abad olan haddini aşıyordu
İnsanlık küf kokulu bir çağda yaşıyordu
...Nice mazlumun boynu zalimlere eğildi
I-Tahmid
Ey Esma’ül-Hüsna’nın sahibi olan Rabbim!
Ebedi olan sensin gerisi yalan Rabbim
Ey tek/bir tomurcuktan koca bir çınar veren!
“Benim gibi döşünde sevdâlara yan uyan
Uyan ey ömrümdeki en büyük ziyan uyan! ”
Mehtâba küskün sehâb muztarip bakıyor ay
Gözlerimin önünde yıkıldı sırça saray
Iztırap sahrasında ne çöl kaldı, ne de kum
Yanaklarımdan öp, göğsüne yasla
Şefkate muhtaç bu baş anneciğim
Gözlerinden yere düşmesin asla
Süzülüp tek damla yaş anneciğim
Alnıma dokunsan ateşi söner
Sen en güzel şiir, berceste beyit
Sen hecenin çınarısın sultanım
Senin gözlerine müptela Seyit
Sen gözümün pınarısın sultanım
Sen gönül kuşunun çağlayan sesi
Zemin, sağır taştan mavi gökyüzü!
Rutubetli duvar görünmez kirden
Hücreler bir zulmün en kirli yüzü
Münzevi bir çığlık duyulur birden
İçtima saati! Her sabah odam
Kâinatta her şey seni anlatır;
Yeryüzünden, gökyüzüne dek seni!
Seni yazar kâğıt, kalem her satır
Aruz, hece, serbest şiir; tek seni!
Tebessümün güne boyun eğdirir
Buyur başköşeye, köşeye buyur;
Ruhumu kuşatıp, bedenimden çek!
Ve bir salâ ile herkese duyur!
Gitti fani dünya, geldi tek gerçek! ..
Bilmem hangi zaman ve saat kaçta?
Güzel bir çalışma.
Sevdiğini gözünden sakınmanın adı gayrettir. Bu ifade unutuldu. Kıskançlık (Hased) bu gün gayret yerine kullanılıyor. Gayrette çaba... Sevgiliyi kıskanma benim için hâla bir erdem. Hayvanlarda bile (şuursuzca da olsa) bu duygu mevcut. Dopmuzlar hariç... İnsanlardan bazılar ...
Nasıl anlatsın seni kalem
Kelam nida ederken
Beyaz pıhtı taşır kâğıtlar
Ve dile düşer gittin gideli ağıtlar
Kahrolası parmaklar
Ve kalleş kurşun
Bir karış toprak
Ve bez; üç arşın
Dünyaya sığmazdın yiğit
Toprağa sırtını dayamadan önce! .. kaleme s ...