şu yokuşun sonundaki;
kagirden tek odalı evde otururdu
mutluydu:
hamal bir babanın oğluydu,
aynı kaderi paylaşıyordu;
.....................kendi çocuğu!
evine dönerken bir gece;
yokuşun başında/
itler dalıyor peşine...
kolu bacağı kanlar içinde/
kıvranırken ıslak zeminde;
hürriyetinden nasiplendiler
kana susamış itler...
biri hâlâ şah damarından besleniyor!
ne zaman çıksam bu yokuşu;
alnımda ter burcu,burcu
korku sarıyor ruhumu
kuduz salyalı it sesleri/
geliyor kulaklarıma.
Seyit Aliye dalan itler
karanlık bir köşede;
yüreğimi kemiriyor!
zulamda;
babadan kalma Antep çakısı,
dudaklarımda;
yarım yamalak yöre şarkısı.
cigaramı yakıyorum yokuş başında/
tek nefeste çekiyorum:
ölü diyarı;
mezarlık önünden geçer gibi;
ıslık çalıyorum
-früt,früt
korku iliklerime değince;
şiir mırıldanıyorum
itler çepe çevre sarıyor her yanımı
alacaklar Seyit Ali gibi canımı.
akıtacaklar hiç yere mavi kanımı
bırakmasaydım diyiyorum
bırakmasaydım keşke;
altı patlar emaneti Kemal Töreye
o vakit;
kaptırmazdım paçayı/ bu it sürüsüne
Kayıt Tarihi : 16.6.2006 13:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!