Seyid Rıza'nın İdamı

Mehmet Çobanoğlu
2545

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Seyid Rıza'nın İdamı

Buğday Meydanına yağlı urganlar asılı
Seyid Rıza’nın boynuna da birde yafta bantlı
Hiç bu kadar acımasız olur mu? İnsanoğlu
Xarpêt’te Pir Seyit Rıza’nın elleri bağlı

Emir ferman verdiler eli kanlı paşalar
On yıldıza bir de koca güneşe kıydılar
Seyit Rıza haykırıyor “oğol oğul ”diyor
Reşik Hüseyin çok küçük ağlıyor analar

Kararsa güneş birer birer tüm yıldızlar
O canlar o karanlığa teslim olmadılar
Seyit Rıza dağların, yamaçların kartalı
O ölümsüz bir kahramandır anlamadılar

Seyit Rıza yiğit Reşik Hüseyin’in babası
Darağaca giderken de büyüktü sevdası
“Evladı Kerbelayıh. Bihatayıh” anlatıp
Ve“Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir” sedası

Bin cefa bin dert çeken yiğit Seyit Rıza’mız
O aksakalı bilge kişi bizim dedemiz
Can çıksa bedende nam kalır ya da şan kalır
Ahmedê xanê gibî o da bizim atamız

Dersim’de Lirtik’te toplandılar dostlar, mirler
“Seyit Rıza’yı astıran Atatürk” dediler
Asılan pirimiz o tüm Kürtlerin dedesi
Yaralar deşildi, sızladı ciğerpareler

O kavgasında yenilmedi beden verse de
Hak, hukuk istedi hep, oğlu öldürülse de
Seyit Rıza’nın külünü dağlara serpenler
Yıllar gitse de Seyit Rıza yaşar her yer de

20.11.2010
Yıldırım

Xarpêt (Elazığ) … Dersîm (Tunceli) …Mir (Bey)

Mehmet Çobanoğlu
Kayıt Tarihi : 22.11.2010 22:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


HAYATI HAKKINDA KISACA: Seyid Rıza (1862) de Dersim’de Lirtik koyunde doğdu ancak doğum tarihi kesin bilinmiyor. 1937’de idam edildiğinde, yetmisbes yaşından küçük olmadığı seksenin üzerinde olduğu söylenir. İlerlemiş yaşı, yasalara göre idamına engeldir. Yaşı küçültülür ve öyle idam edilir. Seyit Rıza’nın bu yaş küçültme davasında şöyle bir olay yaşanır: Muhundulu Sey Uşen (Hüseyin Doğan) , Seyit Rıza’nın yaşını belirleme davasında tanık olur. Tanık Seyit Rıza’nın yaşının küçük olduğunu söyler. Dava yargıcı, yaşı küçültülen Seyit Rıza’ya, tanık beyanına bir itirazının olup olmadığını sorunca, Seyit Rıza, işlemin bir formalite olduğunu anlar, yargıca şu düşündürücü yanıtı verir:-Tanık, benim büyük oğlumdan iki yıl küçüktür. Oğlumdan küçük biri yaşımı belirler ve yasa da bunu kabul ediyorsa, benim itirazım olmaz.Seyit Riza Dersim’in ileri gelenlerinden Seyit İbrahim’in oğludur. Seyit İbrahim eğitimini Nuri Dersimi’nin atalarından Mehmet Ali Efendi’den gördü. Seyit Rıza, Seyit İbrahim’in dört erkek çocuğunun en küçüğü idi.Babasınin ölümünden sonra asiretin basina gecer.Seyit Rıza Şix Hesenu aşiretinin Yukari Abbasan koluna mensupdu. İki arkadaşı ile birlikte Erzincan yoluna düşen Seyid Rıza Fırat nehri üzerindeki köprüden geçtikten sonraköprünün karşı tarafında kurulu olan asker çadırındaki askerler tarafından iki arkadaşıyla beraber 5 Eylül 1937’de tutuklanır. Daha sonra beraberinde tutuklanan Rizê Berti ve Sekina’nın çobanı, Seyid Rıza’nın yanındaki arkadaşlarını kurtarmak için onların köylerinin çobanları olduğunu söyler,arkadaşl arınında aynı doğrultuda ifade vermeleri yüzünden her ikiside serbest bırakılırlar. Seyid Rıza ve 71 yurtsever Elazığ’da yargılandı. Mahkeme heyeti 11 kişi hakkında idam kararı verdi ama çok yaşlı oldukları gerekçesiyle 4′ ünün cezası 30 yıla indirildi.Seyid Rıza, Seyid Rıza’nın oğlu Resik Hüseyin, Şeyhan aşireti reisi Seyid Hüsen, Yusufan aşireti reisi Kamer’in oğlu Fındık, Demenan aşireti reisi Cebrail’in oğlu Hasan, Kureyşan aşiretinden Ulkiye oğlu Hasan, Mirza Ali’nin oğlu Ali hakkında verilen idam kararları 15 Kasım’da apar topar infaz edildi.Seyid Rıza ile isyanın önderi konumundaki 11 kişi 18 Kasım 1937’de Elazığ’ın Buğday Meydanı’nda asıldılar. Kizinin resmi olmayan yerlerden aldığı bir duyuma göre cenaze; infazın ardından Elazığ merkezdeki Holfenk Köyü civarında bulunan Kireçocağı Mevkii’ne defnedildi. Başka bir duyuma göre ise defin yeri, Elazığ merkezdeki “Tren İstasyonu” yakınında bulunan Yolçatı Mevkii. Sabiha Gökçenin Anlatimi: Daha çok Atatürk’ün manevi kızı ve ilk kadın pilot olarak bilinen Sabiha Gökçen, Dersim isyanı ile doğrudan bağlantılı bir şahıstır. En önemli marifeti ise dersimin, köylerinin kadın, çocuk demeden bombalanmasıdır. Günümüzde bir havaalanına da adı verilen Sabiha Gökçen, Dersim’in bombalanması ile ilgili olarak, “Eskişehir ’de Tayyare Alayı’nda staj gördüğüm günlerden birinde uçuştan indiğimde bölükteki fevkaladelik dikkatimi çekti. Hemen sordum. Bizim bölüğün Dersim Harekatı’na katılma emrinin geldiğini söylediler. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. (…) Bu bakımdan ben daha birşey söylemeden Atatürk konuşmaya başladı. (…) “Bak Gökçen, seni çok takdir ederim. Orada da görevini başaracağına inancım tam. Ancak çarpışacağın insanların eline düşersen, sana fena muamele etmelerinden korkarım. Buna çok üzüleceğimi bilirsin.” Ben, ‘Emin olunuz, kendimi onlara diri diri teslim etmem’ dedim. (…) Hedef doğrudan Dersim’di.” diyerek katliama katılışı ile ilgili anılarını büyük bir marifetmiş gibi anlatır. Karsli Asker A.Demirtasin Anlatimi:Dersim direnişine katılan bir askerin anlattıkları da tarihin aynası niteliğindedir. Anlatılanlardan Kars’lı olduğunu öğrendiğimiz A. Demirtaş “Köylüleri topluyorduk bir araya, ‘Sizleri kurtaracağız’ diyerek uygun gördüğümüz yerlere götürüp makineli tüfeklerle tarıyorduk. Kadın, bebe, ihtiyar, genç demeden hepsini öldürüyorduk. Subaylar ‘Hiçbir Alevi’yi sağ koymayın öldürün’ diyorlardı. Daha sonra cesetlerin başına erler kurtlar gibi üşüşüyorlardı, kollarını sıvazlayıp altınları kapmak için hırsla bir yarış başlıyordu. kolları parçalayarak, keserek altınlar kapışılıyordu. Hatta altın dişler bile sökülüyordu. Velhasıl bu tür şeyler yapıldı. Bugün Kars’ta Dersim zenginleri var. Bunların zenginlikleri oradan kalma.” diyor… Alıntı

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Çobanoğlu