Her şeyden üstündü senin için
İzzet ve haysiyet cesaret fedakarlık
Yiğitlik acı ve hicran
Gözyaşları katıktı ekmeğine
Hürriyet ve istiklal denince
İlk senin adın gelirdi akla
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şeyh Şamil
Her şeyden üstündü senin için
İzzet ve haysiyet cesaret fedakarlık
Yiğitlik acı ve hicran
Gözyaşları katıktı ekmeğine
Hürriyet ve istiklal denince
İlk senin adın gelirdi akla
Hayat sayfan başlar ilim ve savaşla
Sınavın zor olarak hazırlanmıştı
Mertlikle devam eder hayat defterin
Hocan Mevlana Halid-i Bağdadi
İlim ve irfan yuvası Bağdat dan
Yetmedi ilimleri tahsil etmek Şeyh olmak
Edebiyat tarih fen bilimleri ile devam ederdi
Vazgeçemedin savaş da barış da asla kitaplardan...
Neydi hayat senin için neydi
Bazıları için rahat ve tatlı olan hayat
Savaş kan sıkıntı cefa zulüm çile
Düşmanların için
Korku panik ölüm yiğit
Gözüpek kahraman kararlı ve azimli
Bir komutan bir ateş parçası bir arslan
Tehlikedeydi artık vatanın milletin
Bütün mukaddes değerler
Asır xıx. asır başları
Sanayi devriminin ardından
Yağma sömürge talan
Sıcak denizlere açılma hayali
Kafkasları geçerek inmek Anadolu
Üzerinden Akdenize
Dikildin dimdik düşmanın karşısına
Göğsündeki süngü durduramazdı seni asla
Yirmi beş günlük baygınlıktan sonra
İlk sorun 'Ana namaz vakti geçti mi 'oldu
Seni milletini ayakta tutan neydi
İnanç mıydı azim miydi
Kararlılık mıydı
Cesaret miydi
Kahramanlık mıydı
Alimlik miydi
Bunlar sende doğuştan mevcuttu
Dağıstanlıları Çerkezleri Çeçenleri Avarları
Topladın tek ülkü etrafında
Savunma ve Hürriyet
Birliği beraberliği sağladın.
Sen zor günlerin zor dönemlerin
Adamı değil miydin ne olsa
Kar etmedi sana asrın
Topu tüfeği süngüsü askeri siyaseti
Ekonomisi Lojistiği
Hiçbir şey kar etmedi sana
Hile kurnazlık entrikalarayak oyunları
Kar etmedi sana... Satın alınamadın asla
Hiçbir değerle...
Sana Hürriyetine milletine
Karşılık sulh teklifi geldi
En kıramayacağın anandan yarinden..
Oysa mecbur bırakılmıştı mübarek
Eli öpülesi senin gibi evlat yetiştiren
Şanlı...Ana
Karar kesin hüküm verildi
'Annem cezalandırılacak
Bir tarafta ana can dost..
Diğer tarafta
Namus İstiklal Mücadelesi
Haysiyet ve onur sınavı
Çözümü buldun pratik müthiş zekan ile
Gösterdin karlılığını ve azmin zaferini
Kendini kırbaçlatarak dosta düşmana.
Medine de uydun son çağrıya
Ebedi aleme gel çağrısına
Defnedildin Kahraman asker
Kahraman Komutan Şeyh Şamil
Sevgili Peygamberime komşu oldun
Cennetül Baki Kabristanında
Sen rahat ol cesur yürek
Sen rahat ol
Hala ayaktayız
Hala Anadolu’ya Birileri inemedi
Sıcak Denizlere
Geçilemez Anadolu asla
Sen rahat ol
Necmiye Sarpkaya
tebrikler.
Çok güzel bir şiir koca bir hayatın özeti gibi
Şeyh Şamil
Her şeyden üstündü senin için
İzzet ve haysiyet cesaret fedakarlık
Yiğitlik acı ve hicran
Gözyaşları katıktı ekmeğine
Hürriyet ve istiklal denince
İlk senin adın gelirdi akla
Hayat sayfan başlar ilim ve savaşla
Sınavın zor olarak hazırlanmıştı
Mertlikle devam eder hayat defterin
Hocan Mevlana Halid-i Bağdadi
İlim ve irfan yuvası Bağdat dan
Yetmedi ilimleri tahsil etmek Şeyh olmak
Edebiyat tarih fen bilimleri ile devam ederdi
Vazgeçemedin savaş da barış da asla kitaplardan...
Neydi hayat senin için neydi
Bazıları için rahat ve tatlı olan hayat
Savaş kan sıkıntı cefa zulüm çile
Düşmanların için
Korku panik ölüm yiğit
Gözüpek kahraman kararlı ve azimli
Bir komutan bir ateş parçası bir arslan
Tehlikedeydi artık vatanın milletin
Bütün mukaddes değerler
Asır xıx. asır başları
Sanayi devriminin ardından
Yağma sömürge talan
Sıcak denizlere açılma hayali
Kafkasları geçerek inmek Anadolu
Üzerinden Akdenize
Dikildin dimdik düşmanın karşısına
Göğsündeki süngü durduramazdı seni asla
Yirmi beş günlük baygınlıktan sonra
İlk sorun 'Ana namaz vakti geçti mi 'oldu
Seni milletini ayakta tutan neydi
İnanç mıydı azim miydi
Kararlılık mıydı
Cesaret miydi
Kahramanlık mıydı
Alimlik miydi
Bunlar sende doğuştan mevcuttu
Dağıstanlıları Çerkezleri Çeçenleri Avarları
Topladın tek ülkü etrafında
Savunma ve Hürriyet
Birliği beraberliği sağladın.
Sen zor günlerin zor dönemlerin
Adamı değil miydin ne olsa
Kar etmedi sana asrın
Topu tüfeği süngüsü askeri siyaseti
Ekonomisi Lojistiği
Hiçbir şey kar etmedi sana
Hile kurnazlık entrikalarayak oyunları
Kar etmedi sana... Satın alınamadın asla
Hiçbir değerle...
Sana Hürriyetine milletine
Karşılık sulh teklifi geldi
En kıramayacağın anandan yarinden..
Oysa mecbur bırakılmıştı mübarek
Eli öpülesi senin gibi evlat yetiştiren
Şanlı...Ana
Karar kesin hüküm verildi
'Annem cezalandırılacak
Bir tarafta ana can dost..
Diğer tarafta
Namus İstiklal Mücadelesi
Haysiyet ve onur sınavı
Çözümü buldun pratik müthiş zekan ile
Gösterdin karlılığını ve azmin zaferini
Kendini kırbaçlatarak dosta düşmana.
Medine de uydun son çağrıya
Ebedi aleme gel çağrısına
Defnedildin Kahraman asker
Kahraman Komutan Şeyh Şamil
Sevgili Peygamberime komşu oldun
Cennetül Baki Kabristanında
Sen rahat ol cesur yürek
Sen rahat ol
Hala ayaktayız
Hala Anadolu’ya Birileri inemedi
Sıcak Denizlere
Geçilemez Anadolu asla
Sen rahat ol
Kıyamadım hiç bir satırını ayırmaya gözyaşlarım sel oldu kandaşım, neler neler canlandı gözlerimde yüreğim gene kabardı kabardı, ah can yüreğine sağlık, kudretli kalemin daim olsun..Sevgilerimle..
şeyh şamilli Allah Ondan Razı Olsun şiir diliyle çok güzel anlatmışsınız kutlarım selamlar
Turhan Toy
Gece kurt yavrularken çıktık dünyaya
Sabah kükrerken arslan, ismimiz konuldu
Lailahe illallah
Kartal yuvalarında analarımız emzirdi
At üstünde kavgayı babalarımız öğretti
Lailahe illallah
Halk için vatan için yetiştirdi
Onlara bir zarar geldiğinde yiğit kesildik
Lailahe illallah
Dağların şahinleri zaferle yetişti,
Zorluğun bozgunundan gururla çıktık
Lailahe illallah
Tunçtan dağlar kurşun gibi erise de
Yaşamdan ve savaştan onursuz çıkmayız
Lailahe illallah
Ey kara toprak her zerren baruttan ağlasa da
Hüzünlü bir şekilde sana dönmeyeceğiz
Lailahe illallah
Hiçbir zaman hiçbir kimseye pes etmedik biz
Ecel veya zaferden biridir seçeneğimiz
Lailahe illallah
Yaralarımızı ağıtlarla sararken bazılarımız
Değerli gözlerimiz maharetle canlanır
Lailahe illallah
Açlık kıvrandırırsa ot yeriz
Susuzluk bezdirirse sıkar suyunu içeriz
Lailahe illallah
Gece kurt kuzularken çıktık dünyaya
Hakka, vatana ve Allah'a sadığız biz
Lailahe illallah
Abuzar Aydemirov
Geçilmez rahatız biz kimin torunlarıyız ecladımızı iyi biliriz, sağol...
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta