Çeçen lider Şeyh Şamil Dağıstan'da doğdu,
Ruslara karşı savaşan sanki bir yanar dağdı.
Gençliğinde İslam için kılıcını kaptı,
Yirmi beş sene Ruslarla mücadele yaptı.
Yine bir savaş esnasında cepheye koştu,
Ruslar pusu kurdukları için esir düştü.
Uzun yıllar hapiste yatarak ceza aldı,
Sonunda affedilip Rusya'da serbest kaldı.
Ordan Osmanlı İmparatorluğuna geldi,
Sultan Abdülaziz onu huzuruna aldı.
Şeyh Şamil Abdulaziz'in sarayına girdi,
Medine'ye gitmek istediğini bildirdi.
Şeyh Şamil'in yanına asker koruma verdi,
Padişah onu alıp Medine'ye gönderdi.
İstanbul'dan yola çıkıp Medine'ye gitti,
Resulullahın yanına varıp dua etti.
Ya Rabbi eğer niyetim halis ise benim,
Peygamberimin yoluna kurban olsun tenim.
Peygamberin şefaatinden mahrum etme dedi,
Beni komşuluğundan kenara itme dedi.
Göz yaşı döküp yalvarırken kalbi tekledi,
Onun yüzünü bana göster diye ekledi.
Birden bire etrafını yeşil bir nur aldı,
Efendimizin ruhaniyeti zahir oldu.
Peygamberimizin elini öpüp konuştu,
İki cihan serveri Muhammed'le tanıştı.
Bir anda her yanda nurdan ışıklar yandı,
Nuruyla Ravza-ı Mutaharra aydınlandı.
O andan itibaren gönlünde huzur buldu,
Peygamberden başka hiç bir şey düşünmez oldu.
Bir yıl sonra da hasta olup dermansız kaldı,
Peygamber aşkıyla Medine şehrinde öldü.
Cenaze namazı kılınıp ordan alındı,
Cennet-i Baki mezarlığına defnolundu.
Kayıt Tarihi : 19.2.2015 13:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!