Seyfe Müktesebat'ndan Tuz Çölü (!)

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Seyfe Müktesebat'ndan Tuz Çölü (!)

I. SEYFE MÜKTESEBATI (!)

En uzun sosis yapılmış Macaristan’da, Avrupa’da.
Kuş palazı olmuş Bush, Blair’e gitmiş demiş:
“ben ne yapacağım? H2N1 bende çıkmış, rodeoculuğum bundandır.”
Yemiş enseye tabi tokadı, devam etmiş Tony:
“E, Koyota da mı, bundandı? ”
Bush’da ağlayarak gitmiş;
devrile kalka, ağlaya sıkıla, ağladığından sıkıla utana ….
Tabi kim inandı Buş Barnaziyye o la la.. Aşiyet*, alakart
a la carte, Pişmaniye, Şöbiyet, Tabüldot tabldot dot.. tabloid.
Gel git, günler geçmiş:
Orda burada koşturan George W., bir de Irak’a uzanmış;
Bush, Barzani’ye “sen cesursun demiş”, aklını sonunda yemiş vah;
demek hiç de yaramadı bünyeye bu yoğun trafik ….
Her neyse, gariplikler her yerde, dönersek hikayemize;
Tuz Gölü’ne flamingolar yerleşmiş,
“Seyfe Gölü kurudu” diyorlar.
Çekirgeler bile artık göç mevsimlerindeymişler …
Öyleymiş, böyleymiş.
Ama kötü masal olmaz!
Bazılarına göre ‘olur’, görüyoruz …
Sebep buna, “yanlış sulama politikaları”
diyorlar; işin içine yine ‘politika’ vah girmiş!
Öyleymiş, böyleymiş …
Ama masallar gerçeği yalandan sorgulamaz! !

Haklı çıkmak gibi bir derdimiz yok;
haksızlıklara karşı çıkmak değil, şerefli direnmekten çok

Çok merak ediyorum,
Kimdir bu olaylara sebep olanlar,
Kurudu gitti Manyas’ta bir kocalan! ! ?
Ve dahi 250 cins kanatlı kuş, kanatsız kuş –her ne ise- olup heba
ki çekirgeler bile dördüncüleri’ne -uçan yampiri koşularının- sıçrayıp
Çekip gitmiş, etmiş hibe! ! ….
O adamlar ne yer, ne içer,
Ne düşünür, ne ile eğlenirler,
.. neyle dövünürler?
Çok merak ediyorum.

*
Dördün sonu, onun başı; akrep kolu, üç’ün yakarışı.
Gelişi altının dörtten, üçün geriden izleyişi.
Yelkovan altı, pek nadirse de ses çıkarışı, 666’nın akrepten oturaklısı.
İzlemeye devam ediyoruz, bunak gidişleri! ! ! ....

Barbarlık; tek at üstünde,
Taşlarla ya da baltalar ila,
Tanklarla olmuyor …
Derinden ve sessiz,
Çölleşmeye alt yapı hazırlanıyor
Gözler önü, nefersiz.
Ve ben utanıyorum bile demeye;
Ki böyle, oldukça ş …

Şerefe,

Budalalık artı menfaat zaaf sapkınlıkları
zehirlemiştir Seyfe’yi! ! ! ...
bunu yapan bizim dediğimiz insanlarımız.

Kartpostalları seviyor olmalısınız siz,
Kör-postallısınız hepiniz!
Ben sevmem.
Uzaklık+umut=umutsuzluk
fakat, umut=uzaklık+verim;
bak ya, formülü de verdim! haşa canım (!)
Değil mi ki, kartpostallara kuş cennetini yerleştirmek istediniz! ! ! …

Seyfe gibi bir göl dikmek gerekir, yaşam süresince,
evet hatırlamanız için, o taslara!
Bundan emin olun,
sizin gibilere kalmayacak cennet ülkemiz! !

Kendinizden dışarıladıklarınız.
‘Barışamayacak’ yanlarınız ‘asla ruhunuzla’;
dayandığınız, estetik bilinçten
ve ruh güzelliği veren’den yoksun kafataslarınız!

II. GÖL YAZI BELDESİ BELİRTECİ

Tuz Gölü kıyısındaki “Göl Yazı” Beldesi,
Orda da çok var, kuş azalması.
Flamingolar da burada azaldı.
Göç mevsimci Turna ve Kazlar bile azaldı;
Artık kuruyunca, göç etmeyecekler mi?
Beş tür kuş yok oldu!
Hayvancı mı, tarlacı mı ne; bir adam şikayetteydi! !
İşini bırakacakmış. Halbuki..
‘İlkel sulama’ sebepli imiş
Gölün bu raddeye kulaç çırpması …
Hiç mi ovacının suçu yoktu?
Hiç mi büyük başçının suçu yoktu, küçük başçının;
Aha, belki de ahçının? …

: Yukardakiler keyifle tattı parmağını,
Batırıp da koca bir ülke kazanına,
Yemek güzel olmuş (!)
Keyifleri yerinde! ! !

Sorun,kirlenme ve çoraklaşma
Önlem alınmazsa işlevselleşecek 2010’da.

“Göle karışan atık maddeler” dediler, bakalım neymişler:

Oh, “Deterjan” ve Yağ ve gres”
Bir de “Organik madde” haydi bastır, pres!)
İla “Nitrat” ile uyaksal tek yumurta ikizi “Sülfat”
E eksik kalır mı bre “Cıva” …

Ve “ağır olanları”na geldikçe sıra:

Haydi “Kurşun” sen de,
“Demir”; kanımızda değil de, yer bulmuş canımız kanımız Tuz Gölümüzde
Ortaokul laboratuvar boş geçen dersler idin “Çinko” oo!
“Arsenik” ki; dönemeç, zehirli …
“Bor” olmuş daa bulamaç, Meşrutiyet Cad. eli değnekli polis karalaması dolaşır durur serserisi;
ne olmuşsun sen insan elinde …

Yitirince anlarsınız penguenleri, yitirince kutbun güney buzulu! !
Anlarsınız kuzeyi; yitirince morsları okyanus tabanlı kuzey buz denizli, beyazın patinajcı, şakacı kutup ayılarını! !
Parayı görürsünüz, taşıyacak yer kalmayınca budala kafalarınızı! ! !

Görürüz,
sürecin şu an ortasındayız.
Yokoluşa doğru geri sayım.
Haydi cesaretiniz varsa
Geriye döndürmeye bir zor döngüyü; çapaları ele alıp güneşinde yaz mevsimi sayfiyesi arka bahçesinde ikindi yağmurları tepede öğlen on iki sıra dışısı’nın, başlayalım:
10,..9 …4, ……

-
Açıklamalar:
Söz meclisten dışarı
Seyfe Gölü üzerine. Tvdeki bir kısa haberden esin.
Ve sonradan Tuz Gölü üzerine. İki bölüm

Mağazalarımızı kapatmayalım :)))))))

* eski bir üretme (bebek yaşlarda şöbiyete böyle hitabedermiştim)
-

Şiire değil ama okumak için bir iki kaynakça (Seyfe) :

kırşehir'in mucur ilçesine bağlı seyfe köyünde bulunan daha doğrusu önceleri bulunmakta olan göl. çok sayıda göçmen kuşun yaşam alanı olduğu için vakti zamanında birinci derece sit alanı ilan edilmiş, kurumadan önce daha doğrusu bir yığın beyinsiz, cahil, umursamaz insanımsı yaratık tarafından elbirliği ile kurutulmadan önce gök mavisi rengi olan bol tuzlu suyu, flamingoları, diğer yaban ve göçmen kuşları ile unutulmaz göl. hikaye şöyle efendim. pek kıymetli ve milletin efendisi mucurlu köylülerimiz işe göl etrafında av yasağına rağmen bu güzel kuşları özellikle de buğdayları yiyen kazları avlayarak başlarlar. ördek, bıldırcın, yaban kazı ve hatta eti yenmemesine rağmen flamingoları bile bir güzel avlayıp (bkz: vahşet) hava atarlar. sonra efendim bu güzide duyarlı köylülerin göl kenarındaki verimli tarlalara bakıp, madem bu kuşlar öldür öldür bitmez, her yıl göçüp gidip gelirler, şu gölü kurutup buraları da tarla yapalım, pancar, buğday ekelim diye ağızları sulanır. ve kulis başlar. tuzlu su zaten azgındır. gölü zorlar. su zaman zaman çekilir. pek zeki taşra politikacısı, duyarlı çiftçi, devlet su işleri el ele verip bilim adamı adı altında bilmem ne üniversitesinden bilirkişi raporu alır. bu amipkişiler gölün eninde sonunda kuruyacağına ve kurutulup tarıma açılmasına karar verirler, bunu bilirler, daha doğrusu bunu doğuştan gelen güdüleri ile kestirirler. bu arada gölün suyu duyarlı çiftçimizin tarlalarına oluk oluk akar, göl gözlerimizin önünde gittikçe kurur, çekilir de çekilir. önce flamingolar gider bir daha gelmez, sonra ördekler, sonra kazlar, sonra serçeler bile uğramaz olur. timsah gözyaşı eşliğinde ve ne oldu vah vah göl gidiyor sesleri altında dünya bankasından gölü kurtarma kredisi alınır. bu para, pek solcu pek sosyal pek demokrat olan zamanın iktidar partilerinden birinin bir buyuksehir belediye baskani adayi olup secilememis yuce müteahhit kisisine verilir. bu yuce müteahhit kardeşimiz, gölü besleyecek su kanallarına yeterince çimento koymayı unuttuğu ve suyun tuzlu olduğunu hatırlayamadığı için yaptigi besleme kanallari henuz bitmeden çöker. ve göl artık bir su birikintisi olur. yüzlerce binlerce açıklama yapılır, pek kıymetli uzmanlar gelir, devlet yetkilileri kaybolan su hacminin artmasından endişe ederler, uykuları kaçar, ve nihayetinde göl elbirliği ile kurutulur. geride; bozulan doğal dengenin etkisiyle yağmursuz günler, içme suyu bile bulmakta zorlanan duyarlı köylüler (bkz: allahın sopası yok) , amipkişiler, müteahhitler ve yuce hatıralarıyla ömür boyu analarıyla birlikte anılacak insanımsılar ve o güzelim flamingolardan, o güzel renklerden bir demet çocukluk anısı kalır. tum yurda ve dış temsilciliklere törenlerle hayırlı olsun efendim-eksisozluk

-
AA - KAYSERİ - Kırşehir yakınlarındaki, birinci derece doğal sit alanı Seyfe Gölü kurudu. Doğa Koruma Vakfı Başkanı Nevzat Ceylan, 187 kuş türünü barındıran gölün, 'yanlış uygulamalar sonucu' tamamen kuruduğunu belirterek, 'Avrupa, Asya ve Afrika arasında iki göç yolu üzerindeki göl kuruyunca 100 bine yakın kuş, bölgeyi terk etti. Saha mezarlığa döndü' dedi.
Ceylan, 'DSİ, 7 bin 800 hektar alanı kaplayan gölün suyunu Delice Irmağı'na akıtarak, gölün kurutulmasını sağlamıştır. Çevre köylerdeki çiftçilerin sulama amaçlı kuyular açmaları da kurumayı hızlandırmıştır. Amaç burasının tarım alanına dönüştürülmesi ise bu bir cinayettir' diyerek DSİ yetkililerini suçladı.
DSİ: Kurtarmaya çalışıyoruz
DSİ 12. Bölge Müdürü Sedat Özpınar ise 1994'ten bu yana göl için çalışma yürüttüklerini, bu projelerin Çevre ve Orman Bakanlığı'nın maddi desteğiyle devam ettiğini açıkladı: 'Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, geçmişte Seyfe kaynağı üzerine içme suyu tesisi, Horla kaynağı üzerine de 3.5 milyon metreküp kapasiteli gölet kurmuş. Biz gölü kurtarmaya çalışıyoruz. Çevre ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz yıl bu proje için bize 500 milyar, bu yıl için de 481 milyar 750 milyon lira tahsis etti. Göl ve çevre araziyi tuzlanmadan kurtarmak için yıllardır çalıştığımız projemiz yıl sonuna kadar bitecek. Proje kapsamında 104 bin 538 metre kanal açılmış, yaklaşık 6 milyon metreküp hafriyat yapılmıştır. '
7 bin 800 hektarlık Seyfe Gölü, kuruyunca 100 bine yakın kuş bölgeyi terk etti. Gölden geriye toz ve hayvan leşleri kaldı
http://www.radikal.com.tr/haber.php? haberno=164887

-
SEYFE GÖLÜ

Koordinatları: 39O 12' Kuzey
34O 25' Doğu
Rakım: 1110 m.
Ramsar Alanı: 10700 ha.
İç Anadolu Bölgesinde Kırşehir İlinin kuzeydoğusundaki tektonik kökenli çukurlukta yer almaktadır. İdari olarak Kırşehir İlinin Mucur İlçesi sınırları içerisindedir. Adını batısındaki Seyfe Köyü’nden almaktadır. Kapalı bir havzada bulunduğundan dışarıya akıntısı yoktur. Bu nedenle suları tuzludur.
Ankara'ya 220 km, Kırşehir İline ise 30 km. mesafededir. 152.200 hektarlık Seyfe kapalı havzasının güney ucunda yer alan göl; Oligosen sonrasında değişik doğrultularda gelişmiş bulunan faylanmalar sonucunda meydana gelmiştir. Havzanın taban kotunda (1100 m.) yer alan göl, aynı zamanda havzanın doğal drenaj alanıdır.
Batıdan Kervansaray (1167 m.) ile Gölyaka tepeleri, kuzeyden Kızıldağ (1355 m.) , doğudan ise yükseklikleri 1135 m’ye kadar ulaşan küçük tepeler ile sınırlanmıştır.
Göl, batı ve kuzeybatısındaki pınarlar ve dip kaynakları ile drenaj alanı yüzeysel akışı ile göl alanına düşen yağışlarla beslenmektedir. Boşalımı ise buharlaşma ile gerçekleşmektedir.
Yörenin çok az yağış alması, gölü besleyen derelerin yazın büyük ölçüde kuruması ve yüksek buharlaşmanın da etkisiyle yaz mevsiminde su seviyesi 60-70 cm. ye kadar düşer ve büyük bir kesimi tuzlu bataklığa dönüşür. Göl alanı, su düzeyine bağlı olarak 1500 hektar ile 7000 hektar arasında değişir. Ortalama alanı 3400 hektardır. Maksimum su derinliği 165 cm. dir.

Göl kıyılarının büyük bir bölümü çamurlu ve düzdür. Gölü besleyen en önemli tatlı su kaynağı olan Seyfe pınarlarının göle ulaştığı yerde küçük bir delta oluşmuştur. Seyfe pınarlarının suları küçük bir rezervuarda tutulmakta ve yazın sulamada kullanılmaktadır. Rezervuar çevresinde ve batı kıyılarında kavaklık ve söğütlük alanlar bulunmaktadır. Gölün kuzeyinde göl kıyısına kadar uzanan geniş step alanları mevcuttur. Diğer kıyılar genellikle tarlalarla çevrilmiştir.
Geçici göl alanının doğu ve güneydoğusunda gölde üreyen ve kışlayan kuşlar için son derece önemli olan hafif tuzlu ve tatlı su bataklıkları bulunmaktadır.
İŞLEV VE DEĞERLERİ
Seyfe Gölü, dip faunası ve organizma çeşitliliği bakımından fakir olmasına karşın, yoğunluk olarak oldukça zengindir. Ancak Bazı yıllar 100.000'i aşan kuşun yörede toplanması bu zenginliğin en önemli göstergesidir.
Besin maddelerince zengin oluşunun yanısıra, tuzlu su gölü, tuzludan tatlıya doğru değişen nitelikteki bataklıkları, geniş step alanları ve predatörlerden uzakta, güvenli adalar gibi farklı ekolojik karakterdeki yaşama ortamları, değişik türden binlerce kuşa ideal beslenme, barınma ve üreme ortamı oluşturmuştur.
Göl, sonbaharda yüzbinlerce ördeğin konaklama alanıdır. Göl çevresi ise sonbaharda leyleklerin önemli toplanma alanlarından biridir.
FLORA VE VEJETASYON
Seyfe gölü havzasında, Orta Anadolu step iklimi hakimdir. Gölü çevreleyen alanlar ağaç ve çalı örtüsünden yoksundur. Gölün kuzey kesimlerinde yarı çalı formunda olan Lycium depressum türüne ait topluluklar görülmektedir. Seyfe Köyü civarında ise meyve bahçeleri, kavaklık ve söğütlük alanlar bulunmaktadır.
Göl suyu tuzlu olduğu için su içi bitkilerine rastlanmaz. Tuzlu suyun etkili olduğu yerlerde ve tuzlu bataklıklarda Halocnemum strobilaceum, Salicornia prostrata, Salsola inermis, Panderia pilosa, Petrosimonia brachiata, Krascheninnikovia ceratoides, Camphorosma monspeliaca, Gypsophila perfoliata, Frankenia hirsuta, Limonium iconicum, Limonium globuliferim gibi bitkiler hakimdir.
Ayrıca, kaynakların göle karıştığı yerlerde ve kanallarda phragmites australis, Sparganium erectum, Thypa angustifolia, Potamogeton pectinatus, İris pseudocorus gibi tatlı su bitkilerine rastlanır.
FAUNA VE ORNİTOLOJİK ÖNEMİ
Göldeki en önemli canlı grubunu su kuşları oluşturmaktadır. Göl suları tuzlu ve sodyumlu olduğundan balık türlerine rastlanmaz. Sadece tatlı suların göle karıştığı yerlerde ve göl içerisindeki yayılım alanlarında Aphanius chantra ve Spirlinus sp. (dişli sazancık) gibi 5-6 cam. Boyunda iki küçük balık türü yaşamaktadır. Bu balıkların ticari bir değeri olmamakla birlikte, pelikan ve balıkçıl gibi su kuşlarının besinleri olarak ekolojik değerleri büyüktür.
Göl tabanı kuşların beslenmesi bakımından son derece değerli olan, Chironomidae larvaları ile Planonbis sp., Ylmnaea sp. Ve Physa sp. gibi kabukluklar bakımından çok zengindir. Burada kuşların yoğun olması kuşların chironomidae larvaları ile beslendiklerinin bir göstergesidir.
Yapılan gözlemler neticesinde, göl ve çevresinde 187 kuş türü tespit edilmiştir. Göldeki kuş varlığı, göç dönemlerinde ve kışın büyük sayılara ulamaktadır. Sakarca kazı, suna, angıt, çamurcun ve sakarmeke kalabalık gruplar oluşturur. Seyfe Gölü, aynı zamanda su kuşları için ülkemizdeki önemli kuluçka alanlarından biridir. Gölün doğusundaki adalarda, flamingo, ak pelikan, kaşıkçı, küçük ak balıkçıl, macar ördeği, uzun bacak, kılıç gaga, mahmuzlu kız kuşu, akdeniz martısı, karabaş martı, gülen sumru kuluçkaya yatan önemli kuş türleridir. Seyfe Gölü, Tuz gölünden sonra flamingonun ülkemizdeki en önemli üreme alanı gölün doğusundaki adalarda yaklaşık 2000 çift flamingo kuluçkaya yatmaktadır. Göl, sonbaharda yüzbinlerce ördeğin konaklama alanıdır. Göl çevresi ise sonbaharda leyleklerin önemli toplanma alanlarından biridir.
Göl çevresindeki stepler, nesli dünya çapında tehlikede olan kuş türlerinden biri olan toyun beslenme ve üreme alanıdır.
TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLER
Arkeolojik kazılarda ele geçen buluntulardan yöreye ilk yerleşimlerin Tunç Çağında (İ.Ö. 3500-2000 yılları) olduğunu göstermiştir. Göl ve çevresinde bu döneme ait 20 höyük ve tümülüs vardır. Yapılan araştırmalar, tarih boyunca göl kıyısına yerleşen halkın tarımla uğraştığını ortaya çıkarmıştır. Halkın bir yandan tarımla uğraşırken diğer yandan da göçmen kuşları avlayarak beslendikleri tahmin edilmektedir. Höyüklerden çıkarılan tarihi eserler Kırşehir müzesinde korunmaktadır.
İNSAN AKTİVİTELERİ
Tarım
Göl çevresindeki halkın temel uğraşısını tarla tarımı ve hayvancılık oluşturmaktadır. Halkın %90'ı geçimini bu yolla sağlamaktadır. Havzanın %91.7'sinde kuru tarım, %8.3'ünde ise sulu tarım yapılmaktadır.
Tarımı yapılan başlıca ürünler buğday, şeker pancarı, arpa, mercimek, nohut, fasulye, yulaf ve ayçiçeğidir. Az da olsa meyve ve bağ tarımı da yapılmaktadır.
Havzada mera alanlarının geniş yer tutması, mera hayvancılığını ön plana çıkarmıştır.
Avcılık
Alanın 1990 yılında tabiatı koruma Alanı olarak ilan edilmesini takiben avcılık tamamen yasaklanmıştır.
Turizm
Yöredeki höyük ve tümüslerin taşıdığı tarihi ve kültürel zenginlik, gölün sahip olduğu zengin kuş varlığı, göl ve çevresinin oluşturduğu manzaranın güzelliği, göl ve çevresini doğa turizmi yönünden önemli bir potansiyele sahip kılmıştır.
KORUMA VE YÖNETİM
Göl ve çevresindeki 10.700 hektarlık saha 26.8.1990 tarihinde Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir. Göl aynı zamanda 1. derece Doğa Sit alanıdır. Sürekli ve geçici göl alanını da kapsayan 10.700 hektarlık alan 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi listesine dahil edilerek alanın doğal yapısının ve ekolojik karakterinin korunması uluslar arası düzeyde de taahhüt edilmiştir. Ancak, alanın korunması ve izlenmesi için idari bir mekanizma bulunmamaktadır.
Ekleme
Kırşehir'de bir zamanlar 187 kuş türüne ev sahipliği yapan Seyfe Gölü, kooperatiflerin bilinçsizce su çekmesi yüzünden kuruyarak yok oldu. Türkiye'nin sayılı doğal göllerinden Yenişehir Gölü ise can çekişiyor.
Kırşehir'in Mucur ilçesinde bulunan Seyfe Gölü, yılların ihmali sonucu çöl haline geldi. Turizm tanıtım broşörlerinde 'Kuş Cenneti' olarak anlatılan eşsiz güzellikteki göl, su tahliyesi ve kooperatiflerin sürekli su çekmesi sonucunda kuruyarak yok oldu. Türkiye'nin alttan beslenen nadir doğal göllerinden olan Hatay'daki Yenişehir Gölü de, çevresinde sorumsuzca açılan kuyular sebebiyle kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya.
Orman Bakanlığı, Kültür Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı tarafından koruma altında bulunan Seyfe Gölü'nde bundan bir yıl öncesine kadar 187 çeşit olmak üzere 100 bin kuş yaşamaktaydı. 1.080 metrekare alanı bulunan göle her yıl gelen yaklaşık 35 bin flamingo, ziyaretçilerin ilgi odağı oluyordu. Bu yıl gelen flamingolar ise su olmadığı için gölü terk ettiler. Daha önce 200'e yakın kuş çeşidinin yaşadığı Seyfe'de şimdi sadece 3-5 çeşit kuş türü kaldı. Çocukların oyun alanı hale gelen gölün orta yerine kadar otomobil ile gezinti yapılabiliyor. Seyfe köyü Muhtarı Mehmet Dellal, su tahliyesi için Devlet Su İşleri tarafından açılan drenaj kanalı ile kooperatiflerin gölden su çekmelerinin gölün kurumasına sebep olduğunu ileri sürdü. http://cc.domaindlx.com/nailgulbahar/seyfegolu.htm
-
26/09/2005, Birgün
‘KELEPÇELER KIRILMALI’ Seyfe Gölü için suyu bırakın

ERCİYES Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Peker, ''Seyfe Gölü'nü besleyen kaynaklar acilen serbest bırakılmalı'' dedi. Peker, Kırşehir yakınlarındaki Seyfe Gölü'nün yanlış uygulamalar sonucu kuruduğunun anlaşıldığını, bu aşamada yapılacak işin, gölü besleyen su kaynaklarına vurulan kelepçelerin kaldırılması olduğunu söyledi. Peker, şöyle devam etti: ''Gölü besleyen kaynaklardan birinin önüne sulama barajı kurulmuş, biri de içme suyu olarak değerlendirilip, bir yerleşim merkezine pompa ediliyor. Bu kaynaklar acilen serbest bırakılmalı. Pamukkale'de de aynı yanlış yapıldı. Yakın geçmişte Pamukkale'nin suyunu otellerine alan işletmeciler, Pamukkale'nin siyahlaşmasına neden oldular. Sular, bırakılınca Pamukkale bir süre sonra tekrar o eski pamuksu beyaz görüntüsüne kavuşmaya başladı.''
Doğa Koruma Vakfı Başkanı Nevzat Ceylan ise Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasındaki 2 kuş göç yolu üzerinde bulunan Seyfe Gölü'nde, 187 türe mensup 100 bine yakın kuşun göç ettiğini, uçamayanların da öldüğünü söyledi. Ceylan, ''Gölü besleyen kaynakların sulama barajı ve içme suyu için kullanılmasını doğru bulmuyorum. Gölün kurumasındaki ana sorumlunun devlet organları olmasına inanmak istemiyorum'' dedi http://www.mimdap.org/seyfe.htm

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 28.10.2005 04:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin

    Bu iki şiire söylenecek çok söz var Akın....
    Sorumluyum, sorumlusun, sorumluyuz!...
    Bizler elimizden geldiğince yazıyoruz...
    'ONLAR' nerede???....

    Bilincinin bir devamı olarak, sana 'Çıplak' başlıklı çalışmamı gönderiyorum...
    Teşekkür ve sevgilerimle....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça