İç sesimi susturamadığımdan,
Sesini kıstım.
Kendimi duyamıyorum.
Ama yoluma taş oluyor
dudak hareketleri
fısıltılar, fısıltılar...
Bir sessizlik yutar havayı
Sessizlik duyar, sessizlik kusar şehir.
Bu vahim bir suç ortaklığı
Beni bağlayan bir şey var,
Bu tekdüzeliğe.
Tanımlayamadığım bir şey.
Bir kalıba sokamadığım,
İçime de sığdıramadığım...
Yollara çıkasım var mesela,
Bizim buranın çocukları çabuk büyür
Güneşi uyandırırlar
mahmur gözlerle
Tüm dünyayı göğüslerler
Bağırlarında çelikten bir zırh açar
Ellerinde nasırlar...
Kalk Manolya
Gidelim buralardan
Aylardan henüz kasımken
Kış kendini göstermeden
Karlar erimeden kirpiklerimizde.
Kalk gidelim,
Bir meftunum ben
Gözümde hareler
Başımda demet demet aylaklık
Sokaklarında berduşum
Kayıp şehrin
İçimde öfkem zehir
Ölsem şimdi
Hemen şuracıkta
Bu otobüs yine gider mi?
Yağmur vurur mu camlara?
Annem ağlar mı?
Unutur mu beni bu dünya?
Bir karavanım ben
Turkuaz bir karavan
İçimdekilerin ağırlığıyla
Asfalta yapışmış tekerleklerim var
Fesleğenlerim var
Ürkek pencerelerimde
Kör bıçak gibi gözlerime batan gece
Saçlarım darmadağın
Saçlarım yollarını kaybetmiş
Bir zannın umudunun harabelere dönüşmesi çiçekli bahçelerde
Omzunda işlenen sayısız cinayet
İşlenen bahaneler boyunlardaki aşk zincirlerine yavaş yavaş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!