sözcükler dizildi tek tek
kimselerin uğramadığı yerlerime
uğradılar nereye gidecekleri belirsiz
bıraktım dökülsünler
dökülecekleri yere
fısıltını büyüt oradan
kıvılcımın yangınlar doğursun
gönlüme dolan çoşmuş ırmaktır
akar sana akar su
gözyaşı olmasın tınısında sesinin
bırak hüznü geride unutmaktır
nahoş olan ne varsa
o mirası olmadı hiç kimsenin
güzel iplikler aradığın
aklına koyduğu kazağı ören
bu örgücü
bu çarşı işgal altındadır
haydi kalk sabah olmakta
ilk dizesini okuyalım sevdanın
yaşamak isteyip de
hiç yaşamadığımız şeydanın
zarfsız günleri bekliyor bizi
uzun öykülerimizde çılgın
söylenecek sözlerimiz var daha
bak orda güneşin ortasında
sendeki benle sen
güneş bulutun ardında diye
hayıflanıp durma
eninde sonunda çıkacak ortaya
merak etme
bırak ya çıkmazsa sorularını
çıkmasın da görelim bakalım
dingin günler kimlere yakın
kimilerine uzak
hani varsa güneşin inadı
bulutları ayırıp kırarak
bir kilim sererek ortaya çıkartmasını
biliriz biz güneşi nasıl olsa
mutlaka
ne varsa sana bana
bize ait topla gel
sözcüklerden sözcüklere
tümcelerden
akan duygudan
ellerden ellere
yük olmaz şeyda
çabuk gel bekletme
gel beni örgütle
Kayıt Tarihi : 12.4.2007 03:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'' Fuzûli rind-i şeydadır.Hemişe halka rüsvadır.Sorun ki bu ne sevdadır.Bu sevdadan usanmaz mı? '' Şeyda, böyle çıktı ortaya, nisan ayında...
![Alaaddin Emre](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/12/seyda-7.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)