Medyumlara, cinci hocalara hic gittinizmiydi?
Ben gittim, gördüm, konuşdum....
Ilginçdir onların görüşleri, gerçekden ilginç. Her tarafları cin doludur.
Şimdi gülüyorsunuz....Sende cin var diyorlar!
Ağlıyorsunuz..Cin ağlattı!
Ciddi duruyorsunuz..Cin var!
..
Şiir Perisi Grubumuzun ''Bir Dörtlük de Sen Yaz/YARIM YARIM'' isimli ortak şiirimize bir dörtlükle katılan herkes bu dörtlüğünün, grubumuzun ŞİİR PERİSİ GRUBU yetkili şairlik sayfasında yayınlanmasına izin vermiş sayılmaktadır. Kendi dörtlüğü dışında, şiirin bir kısmını yada tamamını sayfasında yayınlamak isteyen şairler, diğerlerinden izin almak zorundadır...(Yasal Uyarı)
Dedim kuşlar gibi kuram yuvayı
Kanat yarım yarım, kol yarım yarım!
Yıllar geçti dolduramam kovayı
Çiçek yarım yarım, bal yarım yarım! ....AYAK.....Aşık Mevlüt İhsani
1.
..
ق ا ر ئ ة ا ل ف ن ج ا ن
ل ل ش ا ع ر ن ز ا ر ق ب ا ن ي
ت ر ج م ه ا : م ن ذ ر أ ب و ه و ا ش
FALCI KADIN
ŞAİR NİZAR KABBANİ'NİN ŞİİRİDİR
ÇEVİREN: MUNZER ABU HAVVAŞ
..
Sürekli aynı yemekler, giysiler, ev dekor,
Aynı park.. aynı cafe.. aynı market..
Aynı arkadaşlar... akrabalar...aile...:BEN.....
Bugün yeni bir insan tanımak...
Tarzında değişiklikler yapmak...
Minik bir toka almak
Çiçek ekmek....
..
‘Çaldılar kalbimi’ dedim, etmedi yardım evkaf
Nedir sendeki dediler bu zaaf, yaptılar tanımadan Mecnun’u gaf
Etmeyin benle alay dedim var göğsümde bir paraf,
Ama onlar da sandı beni sana karşı bir saf.
Götürdün kalbimin keselerini, koyduğun yer ki hep aynı raf
Küçümsedin beni de onlar gibi yeter artık insaf!
..
-CUMARTESİ-
Peyda olmuş bütün acıların keyfiyatı
Sonların son yedisine geldiğimizin ilk günü
Bana kalsa aynıdır
Son baharın son zamanları ile grilik birikintisi
Belki de bir başka gri kahverengiliklere doğru yol alırız
Yarası kalmamış gibi eskinin
..
Yanıtla
Tümünü Yanıtla
İçinde İlet
Ek Olarak İlet
Posta Kutusu
Çöp
Taslak
..
Eskimoların düz çizgili evren boyutlarında
Hava su toprak ateş dörtlüsü yok
Kendi dillerinden adları İnnuit’miş
Kızılderili ile benzer klasik halleri var ama
Ben de yaşlandım artık, çözemiyorum
Yaşamda üç güzel şey dört bilmece
Başlarım önce kurcalamaya
..
Senin toprağından da göçüyorum uzağa,
Amerika, ve kuruyorum titrek meskenimi,
seyahat ediyorum, şarkı söylüyorum
ve konuşuyorum her gün.
Ve Asya’da, Sovyetler Birliği’nde, Ural’da dinleniyorum
ve yayıyorum yalnızlık ve reçineyle yoğrulmuş ruhumu.
..
O açtı, çiçek soldu, arada el fal baktı.
O roman’a yenilmemiş, yazarlığına serilmiş;
zamanın doğasını, doğasını onun andı!
Genişliyor küre hacimsel, kütle;
öz, korunmaz denemez!
Işık burada değil, o çok güçlü, ışık uzakta;
varmak için yola çıkmış, belli …
..
1/.
Her şair gibi fütursuz,
Ben de yalan söylerim...
***
Yakarım Roma’sını Sezar’ın.
Kolezyum’un en sivri hisarına atılır da,
Seke seke Selimiye minaresine çıkarım bir çırpıda,
..
Bu ülke anlamsız ayrımcılıklar ile yıllarca acı çekti, artık ayrımcılıktan bıkmış bir toplumun edebiyat çatısı altında nasıl birleştiğini, ayrı düşünen iki şairin hikayesini sizlerle paylaşmak istedim!
Yazı, yazar M. Şeref Özsoy'un Kanıksadığım biri Orhan Veli kitabından alınmıştır.
...........................
....................................
.....Lakapların dışında bir de takma isimler vardır. Mehmet Ali Sel, Orhan Veli'nin takma ismidir. Oktay Rifat, 'galiba atmaya kıyamadığı şiirlerini bu isimle yayımlardı' der. Bir de Orhan Selim vardır. O da Nazım Hikmet'in 1934'te başladığı Akşam Gazetesi'ndeki yazılarında kullandığı takma isimdir. Her ne kadar, o yıllarda Orhan Veli'nin ismi pek duyulmadıysa da Nazım Hikmet'in bir kelime oyunu yapmak istediğini 'uydurmamız' yerinde olur:
..
4
‘Arabamda gıcıldayan mazım var,
Bu serçenin lenger kadar ağzı var.’
Hacı Hanife Hanım Teyze:
- Su gibi ömrün uzun olsun kızım. Dedi. Berhudar ol.
Sonra, tahta sandıklardan kurulmuş divanda geniş kalçalarına daha rahat bir yer arayarak minderlere iyice yerleşti. Başındaki kenarları pullu, işlemeli tülbendini alnının üzerine biraz daha çekti. Kazara ortaya çıkmış tombul, yaşlı, buruşuk, çil sepelemiş ellerinin üstünü hırkasıyla kapattı. Eteklerinin altından siyah meşin meslerine kadar uzanan kavuniçi poturlu kısa bacaklarını divanın kenarından salladı. Su içerken koluna taktığı otuzüçlük, imameli, fosforlu beyaz tespihini eline aşağı kaydırdı. Kıpır kıpır oynattığı ufak, yumuşak parmaklarıyla taneleri saymaya başladı. Kenarları derin çizgili çivit mavisi gözlerini, elindeki boş su bardağıyla uydurma bir taburede oturan genç kadının gözlerine dikti. İnsanın içine ürperti veren, buruşuk dudaklarını bir süre ses çıkarmadan oynattı. Sonra:
..
Alemlere Rahmet Hayatın
Sevgili her ne zamanki mübarek ismin anılsa
alemlere rahmet hayatın gelir aklımıza
ilk önce kutlu doğum günün gelir aklımıza
kainatı şereflendirdiğin gün
alemleri nura gark ettiğin gün
..