Kainatta neye ettimse nazar,
Gördüm ki Hikmet-i Suphan gizlidir.
Dünya,teşhir olmuş bir büyük pazar,
Hemi satan,hemi alan gizlidir.
İbretle seyrettim ben bu şemayı,
Gördüm onda türlü türlü simayı.
..
Anlatsam anlaşılmaz, gizli masumiyetim,
Etmeden terk-i diyar, bitmez mahkumiyetim.
Üstünde yaşadığım dünya terstir dünyama,
Bilirim sonsuz gücün elinde hürriyetim…
Yazı yazan elimse, bakan sadece gözüm,
Dilimden olan ancak, diyebilirim sözüm,
..
Çok sevmiştim.
Oysa seni.
İdealim deki.
Hayallerim, deki.
Sima, kişilik.
Diye.
..
Şeffaf kanatların mı vardı hiç ıslanmamış
Bir çırpmada uçup gittin elimden
Gözlerim nefeslerine takılı
Hangi mevsimin gönlü yalnız rüzgârları esiyor sokaklarda
Umudun ayakları çıplak
Adı yasak bir gönül koşusu bu
..
İçimin sesi zikrini korumaya devam ediyor,
ruhumun derinliğinde feryat.
Güç sağladığım rüyalarımın garantisi yok,
hayatın gerçekleridir acı ve tat.
Bir nefese sığdırılmış bir ömür,
semalarda bina kurar kat kat.
Gidecekmişsin git, gidebildiğin kadar uzaklara.
..
Niye vururlar kuşları?
Kolayca aşarlar yokuşları.
Dağları, taşları...
Süzülürler korkusuzca ovalara.
Denizlere, ormanlara...
Özgürce uçarak
..
Yaşamın hangi anlarında büküldüyse boynum
Teklifsizce yanımda olmayı başaranı da buldum
Vefan borçsa bana harcı aşkım olsun umduğum
Dileklerin hassasiyetiyle bu en kutsal bulduğum
O yürekler sevgisizlik derdi tatmasın /dilerim asla
Dert yurt edinemesin /Allah emaneti yaşamlarla
..
Bir ülkeyi politikasıyla konuşabilmek
Toplum birimleri olarak yeterli midir?
Milli birlik bayrak yükseltmeli değil mi?
Hangi okuldan kim, mezuniyet, başarı ne ile?
Korunmayı bilmek niye? Kimdir yazar?
Ne yer, ne içer, ne eser, nerede gezer?
Sevmek, kendine güven değil miydi hem?
..
Ayak: Gurbetlik, hasretlik vardır Ozantürk
Köyüm Taşlık Köyü, ilim Kayseri
Gurbetlik, hasretlik vardır Ozantürk
Gurbet ele düştüm gidemem geri
Gurbetlik, hasretlik zordur Ozantürk
..
Anan baban kardeşlerin bile
her dakika her saniye düşünemez seni
ben gibi
seviyorum seni
güneşin rüzgarın yağmurun
toprakla çiftleşmesi gibi
tomurcuğun patlaması
..
kaçacak bir ferahlık yoktu hayatımızda,
bir nefeslikti heveslerimiz,
ne de olsa gençtik hepimiz,
amma ve lakin, yorgundu ideallerimiz,
gün olur bir uzlaşı buluruz diye,
yorulmuştu didişmekten antiteziyle,
bir yengi ya da yenilgi değildi, söz konusu olan,
..
Zaman, geri vitesi olmayan, bir vasıta gibidir
Kul bu vasıtada seyahat eden bir yolcu gibidir
Bu öyle bir vasıta ki, yakıtı hiç mi hiç bitmez
Yolcular da yolculuğun nasıl geçtiğini bilmez
ADEMOĞLU12.06.2002-18.08
Eğer ki gülüyorsam elbet bir güldüren vardır
..
DENEMEDİM Mİ SANIRSIN? ! .
[ BANA KAPINI AÇ,ALLAH AŞKINA! .]
Başlıklı şiirimden sonra,oturup düşünmek fırsatım
oldu..Kendikendime mırıldanıyordum; şöyle yap,böyle
yap falan diye aşağıdakiler gibisinden..
..
Sonsuzluğa uzanan bir yol,
Yolda balçık,batarak yürüyorum,
Biliyorum ki bu balçık limanın işareti,
Az daha gayret ayaklarım taşımalısın yükünü.
Uzaktan görünüyor telaşlı insancıklar,
Bizden öndelermiş gibi göründüklerine bakma,
..
Siyasetten kaçınılınmanın
Kendisi olunulunsa olunulunsa
Kötü bir
Siyaset olunulabilinilir.
Siyaset yalnızca
Siyasetçilere bırakılınmayacak kadar
Ciddi bir iştir.
..
Tepeden tırnağa ilgilenmeyi sever çoğu erkek;
pek azı tırnaktan tepeye tırmanır
sevişme seyahati boyunca.
İşte ben de o, zor ve azı seçenlerdenim!
kimine göre gereksiz
uğraşılamaz bir seyahat
..
3-] Bizden yana, hamasi bir söylem olan, ılımlı İslamcın da kofluğu ortaya çıkmıştı. Şimdiki süreç, sanki bir aslan terbiyecisinin (müstevlilerin) aslana (dinamik ama geri bıraktırılmış ülkelere) demokrasi (!) götürmesi gibi idi. Nasıl aslana verilecek tutumla amaç, aslanın üretim, tüketim hareket mantıklarının kendi olgunlaşışlarından yoksun kılınışlarıyla, aslanı şartlı refleksti güdümlemektir. İşte emperyalistin gayretleriyle; demokrasisi inşa olmayacaktı. Ve demokrasisinin üretim, tüketim gibi girişendi, hukuki dayanak ve paylaşımlar gibi düzen ilişkisi ayaklarından yoksunluğu olan bir demokrasinin, hak, hukuk ve özgürlükleri (!) götürülmekteydi!
Şimdilerin eperyalistçe demokrasisi ve emperyalistlerin demokrasi götürülmesi, bir fitne idi. Sosyal, öznel, halktı etnik kimlikti yapının üzerinde oynaşılıyordu. Oysa etnik yapı, tarihsel gelişim ve bileşim süreci olacakla sembol eşen tek başına ilkel bir yapıdır. Süreç içinde bileşen unsurun tarafları olan her biri, bin yılların yalın ve nicel süreç azınlıklarına yeniden kimlikler tanımanın halktı anlayışlı olan nifakı sokuluyordu. Bu etnikti gericilik güya, yükselen değer olmasıyla; neşvü nema buluyordu! Bunun diğer misyonlar gibi kendi içinde kapalı olmayan, açıktan bir uluslararası sıkıntısı da vardı. Bu garabetin töhmetini, her emperyalistler ve gelişmemişler gibi biz de taşıyorduk! Aktörlerde sıkıntı yoktu. Ve bu süreç bizde, tek yanlı, düşük yoğunluklu, kontrollü bir mekanizmayla sürüyordu.
Hâlbuki, toplumsal üretim ve toplumsa tüketimlerinin teknolojik araştırma geliştirmesini henüz tam olacakla düzenleyememiş ve bu iliş kinliğin bağıntılarını örüntü eşememiş toplumlara; hak, hukuk, demokrasi nasıl götürülür idi? Aç ve parasız pulsuz insanların; demokratik hakkı olan söz gelimi gezip görme gibi bir hakkı, gezip görme gibi bir hukuka denk düşer seyahat etme özgürlüğü nasıl oluşurdu?
Söz gelimi, kişi başına 50 000 dolarlık yıllık gelir dağılımı olan ve bol enerji tüketimi olan, İsveçli bir yurttaşın hak, hukuk, özgürlük gibi demokratik sağlayıştılarını kıyasladığımızda; şimdiki verimli enerji kaynakları üzerinde olup da, sözde ehli eşme götürülen sömürülen toplumlara; gelir dağılımı olmayan yerlere; gelir dağılımlı, ilişki düzeni olan demokrasiyi götürülmekle bu yücel cim nasıl sağlanacaktı?
..
Eriyen bir mum misaliyim
Ne kadar takatim kalmışsa, ancak o kadar yazan nefesim
İbretle etrafımı seyrederim, kimi vakit dalar kuytu yerlere giderim
Düşünmek için emek vermeyi aziz bilirim, akıl ve izanımla insan değil miyim
Sanki sokağa ilk çıkan benim
..
Kâinatı durmadan, etmek gerek temaşa!
Hiç yaptın mı şu işi, alıp aklı sen başa?
Dikkatle bak ey akil, gör âlemde rahmeti!
Çok mu böyle Rahim’e; bir teşekkür zahmeti?
Onca ihsan ve inam; etmiş seni ihata!
..
Neler de bilirsin sen
Yanında cahilim ben
Bilim,tarih felsefe
Nasip olmaz herkese.
Niçe'den dem vurursun
..