Yeni nesillerden yok kara treni bilen
Geçti bak aylar yıllar çabuk gel kara tren
Firaktan hep olurdu daim gözyaşı silen
Tarihe geçtin artık şimdi gel kara tren
Kükremiş aslan gibi çok dehşetli gelirdin
Çıkan kara dumanla sanki selam verirdin
..
DEĞERİNİ BİLİN…
Ey insanoğlu! Yolcusun bu dünyada.
Boğulma, doğru yüzmelisin deryada.
Bu dünyada değerini bileceklerin var.
Hayatında düzenli olmalıdır ayar…
..
Tropikal meyveler ve çok boyutlu vaveyla
Misli cennete seyahat, şaşa saman yolunda
Kudret helvası ve bıldırcın eti, mükellef sofra
Ecmain takımından bir taife, oltanın sağında solunda
Meskun mahallerde, ezhere konar göçerler
Eski arkadaşlar yeni elbiseler içinde
Kibriya’yı en tepede, sefada
..
Gözlere ufuk, gönüllere umut
Ruhlara beşik, gizlerde somut
Aklıma eşik duran canım denizler
Her yerde hep aynı güzel
Her yerin birer güzellikleri
Yine depreştirdin beni
Ne okumadan gezmeye yüreklenirim
..
Hayata gelip de, sabit durulsa,
İnişe koşarız, güzel dostlarım,
Önüne durup da mani olunsa,
Geriye dönmüyor zaman, dostlarım.
Yarınlar toplanıp, bugün oldular.
Genç yıllar birikti, şimdi durdular,
..
Belki de söğütlerin yeşerip
Kokular saçtığında geleceğim sana
Belki bir ilkbahar yağmurunda
Taze açılmış çiçek gibi çaresiz geleceğim
Ama yıllar değiştiremeyecek beni
Yine eskisi gibi ıslığım dudağımda
Yine eskisi gibi kunduramın arkasına basarak
..
Yaşasın özgürüm,
ne güzel.
Karın tokluğuna yaşama özgürlüğüm,
ne güzel.
O tarladan bu tarlaya seyahat özgürlüğüm,
..
Bu halet-i ruhiye de, kolay bir şekilde
Yayan gidilse bir senelik mesafede
Düştü yola, Rus dilini hiç bilmediği halde
Kurtuldu Allah’ın, Ya Settar ismin cilvesinde
Üstadın Rusya’dan firarı, sır dolu tılsım dolu
..
O gün son yolculuğuna uğurladım seni
Yüzün buz gibiydi beyazdı tenin
O gün ilk defa bir ölüye dokunuşum
Korkutmamıştı beni ürpermemiştim.
Kaç defa öpmüştüm yanaklarımdan.
Bir daha geri dönneyeceğini biliyordum.
Biliyordum seni son yolculuğuna üğurlarken.
..
Göz yaşlarınıza sahip çıkın
Yine bir hikayem var
Zihinleriniz kendi sorgusunda
Yaratanla son konuşmanızı hatırlar
Kan pıhtısından başlayan seyahat
Dokuz köyü dos doğru geçince
..
Renkli cıvıl İlkbaharda
Yeni plan var ilerde,
Müjde ümit doğdu yarda
Güneşle ay, doğdu bana.
Sevincimi yare söyle,
Hızır sonu hayır eyle,
..
Dünya malın istemem,
Gözlerin yetiyor bana.
Bundan başkasın bilmem,
Gözlerin yetiyor bana.
Ne araba ne kat ne yat,
Ne şaşa'a ne saltanat,
..
Isparta -Yalvaç kara yolu üzerinde
Üstad ve talebeleri seyahat etmekte
Mola verilir bir derenin kenarında
Dinlenirler söğüt ağacının altında
Üç talebesi var hemen yanında
..
Zülfi yârin cemâlini,gördüm ki,
Akşamaca bütün işim,şad olur,
Eğer ayrılırsam,senden sevgilim,
Dünya alem,benim için yad olur.
Eğme kaşlarını,seyir edeyim,
Yârim diye gayretini,güdeyim,
..
Dün elime geçti okudum
Bir iskir gibi tüm yankısıyla
Hecelere sığdırmışsın kadınım
Onurlandım, umutlandım ki öylece
Okumayla bile enginliğini yaşattım…
Ve ümitlendim senin için
..
Zaman Ve Boyut Konuları
“Boyutlar” Ve “Zaman Konusu” yazılarıma ek mahiyetinde.
Zaman ve mekan, 3. Boyutun (Maddi alan) konusu! 2. Boyutta Zaman ve mekandan söz etmek anlamsızdır!
2.Boyut, mana alanı; tüm veriler bu alanda iki boyutlu olarak kaydedilmiş, bir levha gibi düşünülebilir! 3. Boyutta ne var ise 2. Boyutta kayıtlıdır!
Madde boyutu, 3. Boyut! Ve ışık da (Tanecik ve dalga) madde olduğundan 3. Boyutun bir elemanı! 2. Boyuta dair olanlar, Işık ötesi bir “Nur” ile anca anlatılabilir 2. Boyuta dair olan “Data” sahibi bir ışık ötesi tesir… Yani ışık 3. Boyut, Nur ikinci boyutta! 3.Boyuttaki en önemli sınırlar şunlar; maddenin eskime diyebileceğimiz (Entropiye) tabi olması; zaman ve mekana bağlı olması!
Bir nesnenin, 3. Boyuttaki varlığının sınırı ışık hızı! Madde ve enerji konumunda zaman ve mekan işler! Maddenin ışık hızıyla naklinden hareket ile düşünülür ise madde ışık olduğunda eski formunu kaybeder! Madem ışık da bir madde, o halde ışığa dönüşen maddenin aslına dönmesi de mümkün olmalı! Yani madde yeni mekanında yeniden üretilecek demektir! Maddenin zaman ve mekan yolculuğu konusu ise şöyle zaten madde zamanda ileri denilen bir hareket halinde! Bu hareketin aslında yönü yok! İleri diye tarif edilmiş; nereden bakıldığıyla alakalı! Hareket eden bir trenden bakınca istasyon geri gider gibi; istasyondan bakınca tren ileri gider gibi görünür! Maddenin zamanda yolculuk yapması ancak 2. Boyuttaki datasıyla, ruhuyla mümkün. Bu da 3. Boyuttaki madde yapısının zamanda yolculuk yaptığı manasına gelmez!
..
sular gibi serin
vadi meltemi dalga dalga
Akdeniz ağaçları arasından
terasımıza bir klima
bir akşam sofrası hayatın nimetleri
beyaz ışığın asma yapraklarında
sözle nesillere ulaşacak
..
Yine karanlıktı odası. Yaklaşık altı aydır giderek artan zaman ile karalıkta oturuyordu. Karanlıkta ışık arıyordu. Çok korktuğu karanlığa alışmakta istiyordu. Gözleri kimseyi görmüyor. Sesler işitmiyordu. Dokunduğu bir şeyler vardı. Onları da hafızasında kalan görüntülerle şekillendiriyordu. Artık karanlıkta oturma zamanını dört saate çıkarmıştı. Saati kuruyordu ve zaman dolduğunda perdeyi açıyordu elektrik ile.
İlk başladığında sadece 10 dakika dayanabilmişti. Koşmuştu elektriğe. Göğsü daralmış, yalnızlığı had safhaya çıkmıştı. Televizyonu açmış, bir film izlemeye başlamıştı. Evliydi. Bir çocuğu vardı. Projesini eşine anlattığında çok saçma bulmuştu. İşten eve geldiğinde sadece akşamları görüşürken nasıl bir ayrılık olacaktı ki bu… Çocuğu okuyor ve onun desteklenmesi gerekiyordu. Bazı akşam gezmeleri, misafirlerin ağırlanması, alış verişte cabası. Evlilik sorumluk ve sosyal bir müessese idi. Haklıydı da. Fakat ışığını bulmaya ihtiyacı vardı. Bencil miydi? Kesinlikle. Ama bunu gerçekleştirmeden de geleceğini düşünemiyordu ki… arayıp bulamasa mutsuz da olacaktı. En azından gecenin bir bölümünde gerçekleştirebilmek için anlaşmışlardı. Her gün gece saat üç gibi kalkacaktı bu seanslarına.
Başlangıçta karanlığın içinde geçmişini seyrediyordu. Gözünde yaşadıkları ve iyi-kötü yaptıkları net bir şekilde canlanıyordu. Karanlıkta film seyreder gibiydi adeta. Karanlık sanki yaşadığı görüntülerle gündüz gibi bir perdeden yansıyordu gözlerine. Bazen gülüyor bazen ağlıyordu. Her gece artan kalış süreleri bu görüntüleri değiştirmiyordu. Hatıraları da aslında çok net değildi. Zamanla bu görüntüleri karanlık doldurmaya başlamıştı. Artık sinema sona ermeye başlamıştı. Kulaklarında umutsuzluk, sessizliğin içinde perişan etmeye başlamıştı. Bir şeyleri duymaya, bir şeyleri görmeye öylesi can atıyordu ama olmuyordu.
Artık karanlığa alışmıştı. Fakat hala onun içinde saklanmış ışığı arıyordu. Ahmet Yesevi’nin ışığını, Yunus Emre’nin sabrıyla, Mevlana’nın kızıl ötesi boyutlarında gezerek. Birileri gelmeliydi yanına ışığıyla, nefesiyle, canıyla… Öylesi sohbete, itirazsız ve can kulağıyla dinlemeye de ihtiyaç hissediyordu! Sabırla bekliyordu. Dilinden çıkacak, ister istemez bir şeyler mırıldanmalıydı. Varlığını anlaması için. Kendi sesini dinliyordu. Öğrendiği ne varsa zikirle dolduruyordu karanlığını. Vaktini böylece dolduruyordu. Bazen de düşünüyordu, vaktini doldurmak için mi karanlıkla oyalanıyordu..Kafasında böylesi o kadar çok sorular vardı ki…
..
uğruna sevgi hizmetkarı oldum
götürüyor beni Amazon nehrine
karun kadar yüzde elli zengin
amcazedem! tavizi seyahat bana
Esmeraldanın-melez-Adelaytın ülkesine
mavi gökyüzünün yolunda bulutlar donmuşcasına
Rio festival şehri kocaman bir ağaç bahçesi
..
Bir ahu gözlüye vuruldum beyler
Yara gönüldedir hekimler neyler
Kavuşmayan yürek ölümü yeğler
…Sevmek suç diyene cezasın verin.
Hiç pişman değilim beni yormayın
Sevginin dışında bir şey sormayın
..