Bir çocuk yapar ve ona bir isim koyarsın. Bu çocuk bir alanda kalitelileşir. Adını o alanda dünyaya duyurur. Sonra dünyanın diğer yerlerindeki binlerce kilometre ötede yaşayan insanların çocukları, bu ismi haykıra haykıra o çocukmuşçasına o işi yaparlar ve amaçları onun gibi olabilmekten başka birşey değildir. Ör: Messi. Fakat bir tık ötesini arzulayabilmenin sırrı, yaptığın şey her ne ise kendini ona adamak, her fırsatta onu düşünmekten geçer bence. Muhakkak çok daha iyileri veya bulunduğu zaman dilimine göre daha beceriklisi muhakkak olacak. Bunu şeylerimle birleştirdiğim için, aldığım eleştirileri bana yöneltenlere böyle bir benzetmeden yola çıkarak düşüncelerimi aktarmam gerekiyordu. Yazdığımın adı 'şiir' mi 'şey' mi bilmiyorum. Ben bir Türk vatandaşıyım ve yazdığım şeyler genel olarak Türkçe. Bu 'şey'lerin hedefi, adı sanı bilinenlerden yola çıkarak herhangi birinin sırtına yapışarak beni de ardınsıra taşımasını istemek değil. Aleni bir şekilde Türk Edebiyatı'nın hizmetçilerinden biri olmak istiyorum, amacım bu.
Bana göre; dar ağacının ipini okla vurabilen bir sanat biçimidir 'şiir'. Zaten bilinen en eski sanat etkinliğidir. Yazıdan bile erken bulunmuştur çünkü dili günlük kullanımdan farklı bir boyuta taşıma ihtiyacı konuşmanın başlangıcıyla nerdeyse aynı zamanlara tekabül etmelidir. Böylesine zorunluluk duyduğum bu alanda topluluklar içinde saygınlık kazanmak, yarına kendi harcım olan tarzda 'birşeyler' bırakmak ihtiyacı da bence bana fazla görülmemeli.
Mesela ben bir ressam olsam Kızkulesi'ne saç, Galata Kulesi'ne de bıyık yapardım. Ama 'şey' yazdığım için bu düşüncelerimi kelimelerle ifade etmeye çalışıyorum. İstiyorum ki insanları buluşturan ortak değerlerden biri de benim 'şeylerim' olsun. Başlangıçta, evrensellikten bana ne idi. Ama sonradan anladım ki "ben yazdım, oldu bitti" olarak görmemek gerekiyormuş; evrensellik şiirde şart. Yine anladığım kadarıyla Mallarme, Evrensel Birlik Kovanı'nda aynı mantıktan yola çıkmış. Yine de bunu yaparken ırka maruzluk değil de dünyalılık önceliğiyle ve değerlerini de hafife almayarak ilerlemekte fayda var. Konu edebiyat olunca, hizmetçilik hoşuma gidiyor, ille de 'şiir' değil, edebiyata hizmet edecek herhangi bir 'şey' kafi...
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta