Düzeltilemeyen hatalar, geri getirilemeyen zamanlar
Gerçekleşmeyen umutlar, cevaplanamayan sorular
SORUNLAR, SORUNLAR, SORUNLAR
Yaşanmamış hayatlar, yarım kalmış neşeler
Boş boş bakışlar, anlamayan beyinler
hançer saplasaydın ciğerime daha iyiydi; biliyorsun
düşman gibi baksaydın yüzüme daha iyiydi; biliyorsun
dosttan da gelmezse hayır kime güveneyim
BİLİYOR MUSUN?
(nisan iki bin birin 21i cumartesi saat 14 kırk altı)
Karşımda bir yüz...
Yeşil gözlerini gözlerime dikmiş...
Bir şeyler anlatıyor olmalı; dudakları kıpırdıyor...
-sadece görüyorum, duyduğum bir şey yok...
Biraz çaba... ve son cümlesinde ayrılıktan bahsederken ben onu duyuyorum...
Çantamı alıyorum, çıkıyorum...
Bir gün gidecek olursan ağlamamı söylemiştin bana
Kızmıştım, bağırmıştım sana
Ne yapabilirim korkmuştum işte!
Bırakamazdım seni, beni bırakıp gidemezdin öyle sessizce..
Gitmedin..
Her sabah yanında gözlerimi açmak..
Martıların şarkısını duyuyor musun sende?
Nasılda güzel söylüyorlar...
Çok mutlu olsalar gerek, baksana hep beraber dans ediyorlar
Bak! Şurada bir tane daha var;
Ama o başka bir şarkı söylüyor..
Onda farklı bir şeyler var: sanki ağlıyor..
'Hayatın?' dedi..
'Hayatım..' dedim,
'Gözlerimin içine bak ve gör' dedim..
Başını eğdi; 'Bakamam' dedi
Gözlerimi diktim üzerine,
Aşağılayıcı bir bakış fırlattım..
Aşk;
Sigaramdan farksız aşk...
Boğazın yanar,
Gözlerin yaşarır,
Acı bir tadı vardır...
Tam alışırsın tadına;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!