Seni ve sana olan sevgimi anlatamamak. Dilimin ucunda binlerce kelimeler biriktirip söyleyememek. Zormuş susmak. İçinde fırtınalar koparken gülümseyebilmek…
En zoru seni uzaktan sevmek sanırdım. Sanırdım ama yanıldım. Bırakıp gidince sen beni anladım. Ayrılıkmış en zoru. Severken ayrılmakmış. Gidenin arkasından bir ‘kal’ bile diyememekmiş…
En zoru ayrılık derken. Ayrılık yakıp kavururken yüreğimi. Ellerini bir başkasının avuçları arasında görmekmiş. Sanki ellerin, gözlerin, yüreğin sahipsizmişçesine bir başkasının benim olana sahip çıkmasıymış…
Ne zormuş sevmek. Herkes sevmenin bir türlüsüne katlanırken. Kimi ayrılık, kimi kavuşmak, kimi sadece aşk için yanarken; bunların hepsini tek tek yaşamak zorunda kalmak zormuş sevgili. Herkes birine dayanamazken, sanki bir sınavmış senin sevdan da ben tek tek geçmek zorunda bırakılmışım. Hepsini geçmeyi başarsam da aşkın ateşine, ayrılığın acısına, seni başka kollarda görmenin zulmüne bile dayanıp geçsem de bu sınavlardan; Tek bir sınavdan kaldım sevgili. Unutmak.
Başaramadım. Unutamadım seni. “bir aşkı ancak başka bir aşk öldürür” dediler. Denedim, senin aşkını öldürmeye yetecek başka bir aşk bulamadım. Sevemedim başkasını. Sevdiklerimde oldu tabi. Ama hep senden bir parça bulduğum içinmiş ya da sana biraz olsun benzettiğim içinmiş geç fark ettim…
Seni unutamamak, her geçen gün azar azar yok olmak, yalnızlığımla boğulmak… Senden sonra bitkisel bir hayat yaşamak, yaşamaya çalışmak. Yavaş yavaş ölüme yürümek, eski Türk filmlerindeki gibi son dakika senden gelen bir mucizeyi beklemek. Olmayacağını bile bile ümit bağlamak zormuş. Zormuş sevgili yüreğini söküp bir başkasına vermek ve o boşalan yeri doldurmak, adını anınca, gözlerin aklıma gelince o boş olan yerin sızlaması ve bunun bir tedavisinin olmaması, ömür boyu böyle yaşayacak olmak zormuş…
Sevmek zormuş. En zoru da sensiz ölmek, yalnız ölmekmiş kuytu bir köşede titreyerekten…
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta