Kendine has gülüşüydü onun, bendeki yerini perçinleyen veya ömrüme uzayacak o gülüşüyle, efsaneleşmiş veya kendine göre önem kazanmış bir yaşamın sonuçtaki kesimindeydi sevgiye dahil hükümlerin oluşması.
Ve acının tarifinin yaşamayarak öğrenilmesine bağlı bilinç dışı kararlarla kendi kendimdeki gücü zamana yayarak yalnızlaştırmaya bağlı sonuçlardı çoğu zaman çaresiz anlar yaşayarak kendime hükümsüz kararlar alarak yaşamıma rastgele anlarla garipsenebilecek kararlarla zorlaşan yaşamımdı.
Belki de sevme duygusunun kendine has yoğunluğu ile sevgiye bağımlı zamanları yaşamamın ansızın veya farkındasızlıkla kendi hayatımı zorlaştırarak nefes alma mecburiyetinin zorluğunun oluşması biraz da hareketlerimdeki imkansızları zorlaştırıyor oluşumdu yaşamımda yön değişikliği yapmam.
Çok sevmenin çaresizliklerle baş etme zorluklarıydı belki de sebepsiz yaşam bozukluklarım.
Oysa sevmenin şartları sabit düşüncelerle uygulama zorlukları yaşamı gerektiriyordu.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla